Aylardan yine Kasım..
Aşk naralarınızı duyar gibiyim. Aylara / Mevsimlere o kadar
büyük sorumluluklar yüklüyoruz ki onlar da siz misiniz bana bunu yakıştıran
deyip ayırıp duruyor sevgimizi.
Ömer diyordu ya Duru’ya Yeditepe İstanbul’da ; “Sevgimizi
göstermesini bilmiyoruz biz , bu yüzden yaralayıp duruyoruz kendimizi..”
Aynen öyle. Sanırım artık acı çekmek için bile mevsimleri
bekler olduk. Haziran ile Ağustos arası aşk acılarını bir kenara bırakıp Eylül’le
birlikte su yüzüne çıkarıyoruz.
Ama ekim’de bir bokluk var , böyle saçma çakal bir ay.
“Olursa ekime olmasa sikime kadar” lafından yola çıkarak
diyorum ki Ekim ayı erteleme ayı. Olursa olur , olmazsa da umrum dışı hesabı. O
yüzden sanırım Ekim’de başlayan bir hikayemiz yok hiçbirimizin. Çünkü ne Bahar’dır
ne kış. Ne boran vardır ne sıcak. Öyle arafta bir ay.
Kasım dedik dimi..
Kasım anıları başkadır. Merttir , doğrudur.
Kasım anıları başkadır. Merttir , doğrudur.
Kasım ayı sert geçer. Çoğu zaman kırar geçer.
Bir anekdot;
Küçükken hepimizin arada bir hayvan sevgisi pörtlerdi değil
mi. Kimimiz evde kedi beslemek ister kimimiz köpek / kuş filan. Benim hep bir
at besleme hayalim vardı , tabi ki evde değil.
Atari kasetleri satan Bahattin amcanın oğlu Nedim abi vardı
, bir atı vardı. Arada sokak sokak dolanır araba keşvi yapar , eğer varsa bmw
veya süslü armalar filan bize yerini söylerdi , bizde gidip çalardık. Bunun
karşılığında atı sevmemize izin verirdi.Hırsızlığa böyle başladım , önce bir at
için daha sonra yaşamak için..
Neyse. Bir gün yine çağırdı acele acele ;
“ulan yarağım nerede kaldınız!” dedi. Başlarda bize yakıştırdığı sıfata pek
kızsak da daha sonra yaptığı açıklama bizi biraz yumuşatmıştı.
“olum sevildiğinizi bilin lan size en değer verdiğim yerin
adını veriyorum..”
Düşündüğüm de biraz da olsa mantıklı gelmişti ve Nedim
abinin de aslında hakikatli bir kalbi olduğunu düşünmüştüm. Ağzım iyi laf
yapardı o zamanlarda. Bana açılmak istediği kızı söylemesi yeterliydi . Ben
doğaçlama olarak bir şeyler uydurup sanki o söyletmiş gibi kızlara söylerdim. Benim sayemde çok hatun yaptı zamanında
pezevenk.
Daha onüç yaşında bir şairane hırsız.. Kulağa ne hoş geliyor
değil mi.
Ondan da çok şeyini çaldılar aslında. Benliğini , sevdiğini
, geçmişini..
Geçmişi olmayan adam hüzün saçar etrafa. Hüzün içer , hüzün
işer.
“Çıkmaz ayın son çarşambası”yım ben. Bir o kadar dillerde ,
bir o kadar yok , bir o kadar yalnız. Oysa ki ne çok beklemiştim birinin gelip
bulmasını , birinin gelip çıkarmasını bu kör kuyudan. Şimdiye kadar bana ne
biçtilerse ben o sıfat oldum. Kimi zaman belden aşağı , kimi zaman sol memede ,
kimi zaman bir hayalde , bir otobüste , trende , bir gökyüzüde.
Bazen bir kuşun sıçtığı bok , bazen gözden akan bir gramlık
tuzlu yaş.
Ama oldum..Yalnız oldum.. O kadar sıfattın üzerime
yapışmasına izin vermeyip , hepsinden sıyrıldım.Yalnızlık mertebesine ulaştım.
Rivayete göre yalnızlık mertebine ulaşanların yeri cennetlikmiş.
Hissediyorum yalancı hurilerin yüzüme üfürdükleri nefesi
cennet kapısında. Uyuşuyor bedenim , burası çok soğuk. Bir tane cibilliyetini
siktiğimin biri çıkıyor uzaktan. Sesini duyabiliyorum , etrafım karanlık
göremiyorum. Cennetin kapısındayım görüyorum. Elinde bir mızrak var korkuyorum.
Bunu ne yapacaksın diyorum.Götüne sokucam cevabını alıyorum. Etraf çok karanlık
, korkuyorum. Oysa korkmak bana yasak . Ben çıkmaz ayın son çarşambasıyım , ben
virgülüm , ben iki noktayım.. Benim sonum olamaz.
Boğuluyorum..
O kadar damızlık harf var ki kafamda , hepsinin tecavüzüne
uğruyorum.Ulaşacaklar diye çok korkuyorum oraya.Tam köşeme , sol köşeme..
Oraya gelmesinler diye çok bedel ödedim. Çok günaha girdim..
Hayır hayır şimdi olamaz. Yine tekrarlayamam bu sonu.
Git deme bana gidemem! Aylardan Kasım , hüznümü terk edemem!
İşedim yok oldular , ama koklarım. Her şeyi koklarım ben , hüznün kokusunu bile
alırım. Anasonla dölün karışımı bişey kokar , hafif ekşi biraz sert. Ama
bilirim.
Aylardan Kasım..
Buna da git diyemem.
Nedim abi git dedi gittim. Ama şimdi olmaz , Kasım’ı terk
edemem.
Yine rivayete göre Kasım ayını reddeden prostat oluyormuş.
Hayır gülme bana! Bundan korkmuyorum. Oturarak işiyorum. Vallahi billahi!
Yine Kasım ayı , öğrendim artık yenilmeyide.
Hayattan , aşktan sevdadan her bir zerre sevda pıhtısından
aldım payımı.
Benim Bahar’ım o Çarşamba’da..
Gelip beni bulmasını bekliyorum..
ve son olarak Turgut Uyar diyor ki;
"Bu dünyada en iyi ben yenilirim, dosta, düşmana, aşka ve kadınlara.."
Vay vay vay muhteşem. Her cümlen birbirini kıskanır. Ve Kasım'da aşk başkadır..
YanıtlaSilTeşekkür ederim , beğenmene sevindim.
SilAşk hep başkadır..
yine tam senlik bir yazı olmuş..havaya giriyorum ciddi ciddi okuyorum filan birden hıhhh yine gülerken buluyorum kendimi:)))
YanıtlaSilyüzüm,acayip şekli değiştirdi var yaa:))
güzeldiii:)
ehhehe tahmin edebiliyorum yüzünün şeklinii :)
Sildaim olsunlar hep o gülücükler , mutlu kal.
kasımda aşk başkaaaaa :)
YanıtlaSilne güzel anlatmışsın ama ekim için tespitin gerçekten çok doğru :)
Aşk başkaa :)
Sildimi amaa , ekim'i aylardan çıkartalım.
evet nedense hüzünler bu aylara saklanıyor... denk geliyorum bir eylül bir de kasım.. neyseki benim sakladığım hüzünlerim yok:)
YanıtlaSilEylül konusunda herkesle hem fikirin ama henüz Kasım'ın bir numarasını göremedim :)
Silişin bir başka doğrusu;
YanıtlaSilhüzün sen gittiğinde geldi
ya da
hep buradaydı
sen gittin
o kaldı.
..ve bir daha hiçbirşey eskisi gibi olmadı
Silbenim kasım aşkım hiç olmadı be safranım,turgut uyar'ın son cümlesine bayıldımm kuzum....
YanıtlaSilBenim de olmadı cancan , yalnız değilsin (:
Silyalnızlık mertebesine ulaşanların sonu cennetlik ise yaşadım ben :D son cümlede değişiklik yapıyorum, aynen kendime uyarlıyorum :)
YanıtlaSilEnseme hohhlayan huri sen olmalısın , evet evettt :)
SilGözümde canlandı hı hı, baya :)) hahaha..
YanıtlaSilBütün yazı iyi güzel hoş her zaman ki gibi keyifli de, sen Ömerle Duru dedin ya beni benden aldın!
Teşekkür ederiim , senden bunları duymak güzel:)
SilPeki beni Mardin'de ki o okula gelip bulacak kadar seviyor musuunn
Çok güzel.. Ekim ayı için söylediklerin çok doğru. Arafta, arada sıkışmış bir ay sanki, sen söyleyince farkettim bende :)
YanıtlaSilÖyle güzel yazıyorsun ki, yazılarını okurken ne düşüneceğimi şaşırıyorum. Hem duygusal, hem derin, hem ağlenceli... Öyle işte :)
Tanıdığıma memnun oldum, o zaman görüşürüz :)
Benim de çok olmadı fark edeli :)
SilTeşekkür ederim , beni mutlu ettin seni tekrardan burada görmek güzel.
Bilmukabele :)
Ekimde ben doğdum bikere o çok özel bi ay :D
YanıtlaSilSen o kuru toprakta açan nadide çiçeksin , ekim yine aynı bizim ekim :)
SilFazla ağrılısın sen be,
YanıtlaSilSökülmüyor ki şu ağrılı halini söküp yerine huzur işlesek:)
((Dışardaydım ondan kayıptım))
Masaj yap ihtiyacim var , gecer belki agili yerlerim :)
SilSevgimizi göstermesini bilmiyoruz biz , bu yüzden yaralayıp duruyoruz kendimizi..”..
YanıtlaSilÇok iyi ya !
Yüreğine sağlık ;)
Hoşgeldin İlknur, teşekkür ederim :)
SilÖmer ile Duru. Ne sevilesi insanlardı, o güzelim mahalle.
YanıtlaSilFarkında mısın, bilmiyorum ama kurduğun her cümle nefes alıyor. Yazılarını okurken sanki sohbet ediyor gibiyim, her cümle ile.
Ne büyük ekipti o öyle, ah ah..
SilHer repliği altın değerinde, neydi o öyle ya.
3 kere baştan sona izlemişimdir bütün bölümlerini..
Bunları duymak bana da nefes aldırıyor bazen biliyor musun. Teşekkür ediyorum böyle güzel cümlelerin sonuna beni eklediğin için.
Ben şimdi buraya kurtuluş arayışlarından bahseden destanlar yazardım ama, bir kişinin daha umudunu sömürmek istemiyorum artık. Bu yüzden susmak görev gibi oldu bana.
YanıtlaSilSen hep inan. Olacak, gelecek, geçecek, düzelecek her şey diye.
Acılar içinde ağlamaktan nefes alamadığı günleri de özlüyor insan. Gün geliyor öyle manasızlaşıyor. O yüzden bırak kalemini beslesin acıların, ne güzel. Sanat mutluluktan gelmez ki hiç.
Hem belki de gün gelir bir bakarsın bütün mutsuzlar şaşar hikayene, öyle güzel kotarırsın hayatı.
Umut işte. Güzel şey, zehirli şey.
Seninle ortak olmasa da, hayatın damarlarımıza enjekte ettiği benzer karanlıklar var, bunu hissedebiliyorum Derya..
SilBoş ver ekimi kasımı, faili meçhul cinayetler kentinin virane sokaklarından birinde kendi infazını gerçekleştirenleriz biz. Ve ömür, bir tragedyanın son perdesi.. Bu arada Can dostum adli film için çok teşekkür ederim çok beğendim Tolgacan:)
SilNe güzel dedin yine
SilBeğenmene sevindim :)
Harika, bayıldım. Bu kadar güzel anlatılır!
YanıtlaSil:)
begenmene sevindim Çido :)
Silehee,bi şımarıklık yapayım,ben kasımda doğdum:)))
YanıtlaSilhep sen doğdun diye özel bu ay zaten Havva'cım :):)
Sil