Hayal kurmak ne garip öyle değil mi..
Bizi yaratanların bizlere sunduğu bir nimet gibi de görülebilir aslında. Kimi zaman bu nimet "zulum"e bile dönüşebilir. Yalnızlığından soyutlanmak için hayallere sığınan onlarca insan var ki yazsan yazılmaz , satsan satılmaz "eksik birşey var" evet.dağılın. Neyse.
Ve biz gözlerimizi hafif kısıp dalarken hayallere , "zaman" çoktan elimize veriyor cevabı; "hadi gülüm yandan yandan.."
Beynimde filler sevişiyor. Böyle bir gürültü yok , böyle bir karmaşıklık yok!
Ağlasam gözümden sperm akacak! Kim bilir kaç fil yetim kaldı benim yüzümden.
Size kötü biri olduğumu söylemiştim.
"Pembe Kereste" ve "Maviye İz Süren" güzel bir soruyla gelmişler bana.(Kocaman teşekkürler ikinize de)
Ama ondan önce bu "Pembe Kereste" ne kadar orjinal bir isiiiim. anaaa daha yeni dank etti he :d
hay beynimi zikeyim , gözlerim okuyor ama beynime götürmüyor mu ne oluyor bazı şeyleri sonradan idrak ediyorum. Hep bu filler yüzünden!
Beyaz tuvalime hayallerimin çizilmesi istenmiş güzel güzel..
bende yazamayan yazarın hikayesini ve hayallerini çizdim.
olmuşmudur ki.
------
Yine tv karşısında uyuya kalmışım..
Oyy her yerim tutulmuş , tabii üzerimize bir pike örten yok
ki anasını satayım. Anneciğim hep derdi , ne zaman koltuğa uzanırsan üzerine bir
şey al örtecek , uyuyan insanın üzerine kar yağarmış diye. Oyy kesin hasta
olacam.
Uğur Dündar gelse , evi bu şekil görse kesin mühürler evi. “Ulan
tamam bekâr evi de bu kadarı ne laan der.”
Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum demeyi çok isterdim ama
şuan uzanıp masanın üzerinde duran dünden kalan iki dilim pizzayı götürmeyi
planlıyorum.
Onca şey birikmişken kafamda nasıl olur da bunları kağıda
dökemiyorum. İkibuçuk yıldır bir kitabı bitiremedim. Nasıl olur da adım atsan
aşılacak mesafeyi bu kadar uçurumlara çevirebiliyorum bilmiyorum , ama bu
kitabı bitirmeliyim , tek umudum bu..
Hem hiçbirşey yapmaya zamanım yok , hem de bomboş yaşıyorum
bu hayatı. Nerede yanlış yapmış olabilirim ki? Keşke bazen düşünebilsem..
Sessizliği duyabiliyorum. Sanki milyarlarca insanın tüm
konuşmalarını , tüm detaylarını duyabiliyorum. Şiddete meyyalim vallahi
dertten!
Tek tesellim kapıcı Arif abi.
Yazılarımı destekleyen , beni fişeklemeye çalışan bir o.
Ona göre ileride çok ses getirecekmiş benim yazılarım. Arada
denemelerimi ona veriyorum okuyup getiriyor. Gelirken de eli boş gelmemek için
yengeye kurabiye yaptırıp getiriyor.
Şu sıralar tek mutluluğum bu kurabiyeler. Onu da sıçarken
bir cinayet işliyormuşum suçluluğuna kapılıyorum.Keşke sıçmasam. Ama ona da
alıştım , en azından düzenli olarak yaptığım tek şey. Ha tek o değil , birde
düzenli sevişiyorum..
Tabi ki sağ elimle..
Çocukluktan gelme hayal kırıklıklarının , fakirliğin bana
getirdiği en büyük artı ruhumda kusursuz bir hayalperest oluşturması. Onun
sayesinde beynimde türlü türlü yerlere yolculuk ediyorum. Ama insan beyaz
kağıtla baş başa kalınca , yitirdiklerini hatırlıyor. İyi huylu tanrıların
gelip beni kurtarmasını çok bekledim , ama nafile. Sanırım benim beyaz kağıdım
biraz kirlenmiş geçmişten , onlar da yazmaya üşenip buruşturup atmışlar
hikayemi / kaderimi.
Şimdi yazıyorum yalnızlık koka koka.
Tüm hücrelerimi , tüm bu sesleri her şeyi yazıyorum.
Ve o sol yanımda gizlediğim umudu kimselere göstermiyorum.
Mavi bir gelecek çizdim önüme , köşesinde göğe bakma durağı olan. Çocuklar
mesela , onlar sadece evcilik oynasınlar yada sokakta köşe kapmaca oynarken
düşüp dizlerini aşındırsınlar.
Birileri ellerine bir bıçak tutuşturup hırsızlık
yaptırmasın. Yada baldırdan bıçaklanmak nedir bilmesin çocuklar.
Dedim ya mavi bir gelecek çizdim..
İçimde mutluluk olan.
Bir tutam da olsa,
Mutluluk..