28 Şubat 2013 Perşembe

- GECENİN BİR VAKTİ - (7) " SON "



Gecenin bir vakti , umutlar tüketilmektedir haybeye.
Haybeye geçip gitmektedir zaman.
Ve arpa boyu kadar uzun bir yol vardır yürünecek,
Dürülecek defterler, görülecek hesaplar vardır daha.
Ve daha acemi bir kalem cansız duygular yazacak bomboş sayfalara
Ve ince elenip sık dokunacak,
Ve bir gencin koparılmış yüreği, darası alınmamış bir terazide tartılacak..
Belki umutları tüketilmiş bir dünyanın kefesi,
Belki cansız duyguların kağıt üstündeki resmi ağır basacak..
Ve bir gün gelecek, yıllanmış umutların tadında bir şarap akacak kadehlere..
Sokaklar, kaybolmuş bir genci arayacaklar.
Ve o genç başka diyarlara göçecek belki,
Ve belki yine şarap içecek, yine duygu sömürecek,
Ve belki de tanıyamadığı için kendi sesini,
Geldiği gibi yine sessizce gidecek..

t.yazıcı
Gecelerime ortak olduğunuz için teşekkürler..
Gecenin bir vakti sesleniyorum,
Tebessümleriniz daim olsun.
-S.O.N-

27 Şubat 2013 Çarşamba

- GECENİN BİR VAKTİ - (6)



Gecenin bir vakti,
Ne elimde şarap kadehi,ne bir mum ışığı,
Ne de gözlerini gözlerimin önüne getirecek bir ay ışığı kaldı yollarda.
Ve Hayyam ve Ahmed Arif anlatadursunlar sevgiyi..
Bir genç hala duygu sömürmektedir simdi.
Ve o melek eski bir türkü terennüm etmektedir.
Ve türküler, türküler off çeker dağlara
Ve yıkılır dağlar..
Ve ben bilirim ki, anamdan gayrısı ağlamaz bana..
Gecenin bir vakti,
Ölçeğine sığamayan bir yürek hızlı adımlarla yürümekte,
Yabancı sokakların sert kaldırımlarına hıncını tükürmektedir,
Ve isyan sürgün bir yürekte yeniden bilenmektedir..
Yürekler yeniden sürgün edilmektedir yalnızlığa
Ve yalnızlık, hasret olup akmaktadır bir kadeh şarapla ıslanmış dudaklarda.
Şiirler üşümektedir,
Ve sahibini arayan bir yürek, ısınmaya çalışmaktadır mum ışığında,
Ve meleklerin kumdan yapılmış sahte sarayları,
Gözyaşlarıyla sessizce yıkılmaktadır..
Ve cennetin tam ortasında Tanrıları kan tutmaktadır..

t.yazıcı
belli mi olur , belki yeniden..

25 Şubat 2013 Pazartesi

- GECENİN BİR VAKTİ - (5)


Anlatamadım sana biliyorum,
Biliyorum ki bu kadar laf, bu kadar cümle fazla gelecek.
Sen de gittiğinde, büyük bir gürültüyle yalnızlığım geri dönecek..
Acılar çeneme vurmuş benim bakma sen,
Yüreğimde bir volkan patlar ki bazen,
Ve kor ateş bir beni yakar bilmezsin...
Duygu sömürüsü değil be gülüm akşamın bir vakti yaptığım,
Yerin dibine batsın dünyanın bütün şiirleri, şarapları ve mum ışıkları..
Beni yanlış anlama,
Hani bağlanacaksam da sana,
Alınteriyle, namusluca, özgürce olsun isterim her şey.
İsterim ki, güneşi beraberce içelim sabahlarda.
Bir çocuk saflığıyla sevmek, bir çocuk saflığıyla sarmak seni,
Ve bir çocuğun gözlerinde görmek gözlerini..

t.yazıcı
var var , devamı başka geceye..

23 Şubat 2013 Cumartesi

- GECENİN BİR VAKTİ - (4)


Zor be canim, çok zor..
Bilirim zordur anlamak beni..
Duygusuz bir insan, boş bir çuval gibidir bilir misin ?
Bilirmisin bakan gözler nasıl görmez, nasıl uçar sevda kuşu
Nasıl konar gönüllere, neler anlatır, neler yaşatır yorgun yüreklere?
Duygu sömürülmez güzelim, duygu paylaşılır.
Duygu anlatılamaz, duygu yaşanır....
Zor, hem de cok zor,
Anlamak, yaşamak, yaşamadan anlamak çok zor..
Gecenin bir vakti bir ömür saklanır göz kapaklarımda,
Sen ister maviş maviş bak, ister yeşil yeşil, ister ela ela,
Görebilmek dünyayı bütün çıplaklığıyla,
Zor be canim..
Görmek bilinç işi,
Yanlış anlama, bir kedi de görür dünyayı, yahut bir kuş..
Sen bir kedinin üzüntüsünü bilirmisin sahiden.
Bir kuş nasıl türkü söyler, nasıl ağlar, nasıl güler bilirmisin..
Bilirmisin insan nasıl şakır bülbül gibi, nasıl korkar vurulmaktan bir serçe, bilir misin? Vayyy be güzelim,
Bilirmisin kızamam kimseye, küserim kendime alır başımı çeker giderim,
Ve büyük yeminler ederim bir daha dönmemeye..

t.yazıcı
devamı yine başka geceye olsun..

22 Şubat 2013 Cuma

- GECENİN BİR VAKTİ - (3)


Gecenin bir vakti düşmüşüm yollara,
 içimde tuhaf bir burukluk..
Ve eski bir türkü terennüm etmekte dudaklarımda;
"Eğer gurbet ele gider dönmezsem, uzaktır aramızda yollar ağlasın oy, yıkılası gurbet oy
Sana yollardaki bir genci anlatmak isterdim ya, zor be canim..
Hani eski bir türkü alır götürür ya bazen, iste ben oradayım.
Hani gözlerim dalar ya birden, bil ki uzaklardayım..
Sana beni bir çırpıda anlatmak isterdim ya,
Yada sana seni anlatmak;
O kadar sıcak, o kadar sevecen, o kadar hak etmiş bir sevdayı..
Hani akşama kadar çalışmaktan ağır bir yorgunluk çöker ya üstüne,
Hani birden, kendiliğinden, öylesine doğal kapanır ya gözlerin.
Ya da öylesine acıkmışsın ki çalakaşık gidiyorsun çorbaya,
Ve tavşan kanı bir çay yudumlamak sonraya,
Hani sevdiğin bir yemek, bir giysi..
Inan abartma değil benimkisi!
Hani küllenmiş bir yara acıtır ya insanı,
Ya da acı veren bir yaranın küllenmesi gibi,
Öylesine rahat, öylesine doğal, öylesine yürekten kabullenmek seni..

t.yazıcı
devamı bir başka geceye diyelim yine...

21 Şubat 2013 Perşembe

- GECENİN BİR VAKTİ - (2)




Yorgun olduğumu, yaralı olduğumu unutup,
Anasını satmışım dünyanın..
Ve o melek elimden tutmasa da alıp bir başka dünyaya götürmüş beni,
Ve yorgun yüreğim gözyaşı kadar sessiz bir türkü söylemekte.
Ve bir genç elinde şarap kadehi,
Mum ışığında duygu sömürmekte..
Bildiğim kelimelerle neler anlatabileceğimi bilmiyorum,
Binbir sene de yaşasam dolu dolu,
Bu aksamı da unutabileceğimi sanmıyorum.
Hani hasret dolu bir mektup almışsın da sevdiğinden,
Tekrar tekrar okuyorsun..
Ya da bir daha dönmeyeceğini bile bile giderken,
Son dakikalar geçmesin istiyorsun..

t.yazıcı
devamı bir başka geceye..

20 Şubat 2013 Çarşamba

- GECENİN BİR VAKTİ -



Gecenin bir vakti düşmüşüm yollara, duygu sömürmüşüm,
İçimde tuhaf bir burukluk..
Eski bir türkü terennüm etmekte dudaklarımda,
"Mektup selam söyle benden sılaya, Söyle benim için de eller ağlasın oy, Yıkılası dağlar oy.. "
Hayyam`ı dinledim bu aksam, Ahmed Arif`i,
Hem de mum ışığında,
Hem de elimde bir şarap kadehi, yanımda bir melek,
Anasını satılığa çıkardığımı dünya fark etmemiş olsa gerek..
Hala yaşıyorum.. üstelik acemi bir şair müsveddesi olarak bu gecenin şiirini yazıyorum, Ve dilimde eski bir türkü terennüm etmekte hala..
 "Eledim buğdayı seçtim daneyi, Bu gönül de sevdi o bir daneyi oy, Zalim eller oy...."

t.yazıcı

14 Şubat 2013 Perşembe

Bir Sapın 14 Şubatı





13 Şubat “ Saat : 11:47

Hadi amaaa!
Bu bayanları anlamıyorum evden çıkmak bu kadar zor olur mu yahu. Sözde iki kahve içecektik peşine bize gidecektik ciktik de ciktikk!

- Yahu sen nasıl insansın Tolgaaa neden beni her yılın 13 Şubat’ın da arıyorsun da görüşmek istiyorsun , olum ölücen yalnızlıktan. Yok mu benden başka arkadaşın filan. Ulan hadi onu bunu geçtim bari diğer kalan aylarda bir mesaj at bir şey yap kendini hatırlat. Mesajını görünce bu hangi Tolga dedim! Nasıl piskopat bir şeysin sen. Gülme lann!

- Aşk olsun Hazal yaa , ben öyle bir insan mıyım! Kızım iş güç / hem sen niye mesaj atıp aramıyorsun bakayım heyırsıızz.
-Benim işim gücüm yoook. Bugün için çok üzgünüm hayatım ama uçuşum var. Yarın için başkalarına bakıcaksın artık.
-Tamam o zaman uçmadan bi sefer ?
-Ahh gel hadi gell.
-Eveeet çok iyisin! Nasılda özlemişim yaa Hazal
-Yahu hiç geçmezmi içinde ki bu çocuk ruh. Burun tokuşturmak nedir yahu , neyse ben kaçtım haydi sana iyi gezmeler..

“ Saat : 15 : 30 “

Telefon rehberimi üç kez tavaf ettim ama nafile. Meğer ne çok kişi varmış hayatımda yahu.Üşenmeyip her birine ayda bir mesaj atsam şimdi böyle olmazdım.Bana işleri düşsün ben sorarım onlara. Eeee kaldık yine koca evde bir başıma. Ulan boşa dememişler “ yarınını düşünürsen boka sararsın hep “ diye.
Hem bu emperyalistlerin oyununa niye geleyim! bunun adı “Sevgililer Günü” olmamalıydı. Kesinlikle “Dünya kuyumcular günü” .

Otururum evde , sabahtan akşama kadar ertelediğim filmleri izlerim kitap okuruuum. Akşam Fenerimin maçı da var , yayılırım üçlü koltuğa! Ohhh hayat buymuş mına koyim ya ne kafaya takıyorum.

Selda’yı bir daha mı arasam acaba ?
Arkadaş kıza gel sana peste bir koyayım denir mi!
Dünyada örneği var mıdır ya. Evde kızla baş başa kalıp saatlerce pes oynayan. Yalnız çok vurdulu kırdılı seviştik ha! Arkadaş resmen peste amuda kaldırıp zikti ya la kız beni.
Yaptığım en büyük hata o son golü yedikten sonra “ kol bozuk mına koyim sikerim böyle oyunu “ diyip kızın kafaya vurmam oldu.
“Gel gel yeni kol aldım “ mı desem ?

“ Saat 18: 42 “

Vay arkadaş ne güzel melemen yapıyorum yahu sanat sanattt!
Babamdamı aşçıydı geyiğini yapamıyorum , babam aşçı :(
Ah be Tolga yaşlandın , çabuk pes ediyorsun. Oysa ki ne yaban çakalıydın sen.Sırtlandınn sırtlaann.
Neyse , daha saat da çok erken. İstiklalde iki birayı vurayım Pello’nun orada belki düşer bir şeyler…

“ Saat 21 :39 “

Sahimi yaa.. Biliyor musun bende her yaz giderim Marmaris’e. Birçok beldeye gittim ama Marmaris çok başka , tabi sen orada yaşıyorsun daha iyi bilirsin.
buraya niye geldin ?

-“14 Şubattan kaçmak için , şimdi orada kimsenin havalarının çekemem burada bir hafta kendime kafa izni verdim. Sen ne iş yapıyorsun Tolga ?
- Tercümanlık yapıyorum
-“ Aaa ne güzel hangi dil üzerine peki ? “
- İngilizce , Fransızca , Arapca
- “très bon!”
-Fransızca biliyormsuun ?
-“Ehh biraz biraz.. ee akşam varmı bir planın yada yarın için , ne yapacaksın ? “

-İç ses ; İşte buu ! Her zaman diyorum bira içerken birbaşka biri oluyorum. Yırttın oğlum Tolga , yarın tüm gün olaylar olaylar. Yazın bunun Marmaris’i de var. Yehuuuuuu!

- Bir planım yok , zaten on gündür de izinliyim evi taşıdım çok yoruldum evde dinlenirim herhalde , pazartesi tekrar iş başı. Senin var mı ?
-“ Hah geldi bak , Mert seni Tolga’yla tanıştırayım.”
-“ Memnun oldum Tolga .. Memnun olduuummm “
“ Buraya ayak bastığım gün tanıştım Mert ile. Çok şanslıyım dimi “
- Hay bahtımı zikeyim.
-“Bişey mi dedin? “
- Hee yok , bana müsaade iki bira diye çıktım beşinciyi de bitirdim benim kafa oldu at ambarı gidip uyuyayım , tekrardan çok çok memnun oldum Fatoş .. Memnun oldum Mert.

Neyse en azından bira parasını bunlara kitledim!
Mert’mişş pehh! O kollarda ki hep şişirme şişirme naabeeerr.

“ Saat : 23:57 “

Şimdi daha iyi anlıyorum şâirler niye hep yalnız..
Dünyanın güzel sözlerini dökersin bir beyaz kağıda , kağıt sana aşık olur ama diğerleri seni anlamaz. Aslında isterdim…… amaaan neyse ,  yatayım en iyisi…

14 Şubat Saat : 15:13 “

Iaaauu , yea beybi kam kam kam!!
Laaaaannnn ! yine mi yaaaa :(
Böyle bir güne böyle kalkmak yalnızlığın en beteri herhalde. Battı üstüm yaa!
Yüzonsekizsekseni arayıp kendimi kaybettim hükümsüzüm mü desem. Piiii resmen ayaktan kırküç saat çıkarılmamış çorap gibi kokuyorum ıslak ıslak. !

“ Saat : 16:00 “

Eveeet! İşte busun be oğlum sen. Bakk cillop gibi oldun. Çık gez gençsin karizmasın yakışıklısın. Pellonun oraya ben yine atayım cüsseyi.
Vaay vayy vayy bu ney arkadaş yaa! Bana nispet edercesine herkes bana baka baka yürüyor mına koyim! Önünüze bakın la.. Bizimkileri arıyayım da okeyin dibine vuralım.
Ulan böyle bir günde de okey oynanmaz ki.

Dikkat ettim de sanırım bugün “yalnız” sıfatında ki kişilere resmi tatil ilan edilmiş.
Bu ne lan! Bir tek sap ben miyim koca şehirde. Herkesin yanında biri. Hiç bulamayanlar da ablasını , anasını almış geziyor. Aslında anamı da özledim. Gidip ellerinden öpsem de “Anacığım bir bişi yapsana böyle sıcak sıcak yiyelim “ desem. ( Bişi ; Hamurdan yapılan bir besin çoğunuz “Pişi” olarak bilirsiniz. )

En iyisi mi eve geçip soğan doğrayayım. Peşine de iki haftalık bulaşığa el attım mı zaten beynim otomatik olarak felç geçirir. Ve hatta sen misin mına koyim yalnız! Birde ütüye giriştim mi Allah benim belamı verir zaten!

“ Saat : 21 : 07 “

Oyyy anam anam , meğer ne çok ağlayasım varmış havaar komşular havaarr.
Anlam veremediğim şey o kadar soğanı niye doğradım ki , yemek yemiştiiiim.

Ovv yooooo! Deliriciiim çok yalnızım.
Aklıma bir şey geliyor ama.. Gerçi onu yaptıktan sonra da çok pişman oluyorum anasını satayım yaa. Neyse , gecenin bu saati birini bulamıyacağıma göre iş başa düştü yine.
Yalnız hakikaten beni mutlu eden tek şeysin. Ohh.. elime aldığımda bile nasıl içim ürperiyor nasıl seviyorum ya.

Önce ağır hareketlerle daha sonra hızlıca aşağı yukarı sallıyorum. İşte bu bee bu çıkan ses bile insana huzur veriyor. Aman tedbirimi alayım da bu sefer etrafı batırmıyayım sonra temizlemesi uzun sürüyor.
Ouuu eeveeet geliyoorr , eveeett!
Bluuuppppppp!
İşte buuuu , bir tek damla halıya gelmedi.. Aga aldın mı böyle kaliteli şampanya alacaksın.Herkes bira , vodka sever ben şampanya seviyorum arkadaş var mıı bunun gibisi beee , açması bile bir güzel biraz pahalı ama ne yapalım , yarasın oğlum hadi şerefe!

Kime içiyoruz , tabi ki tüm yalnızlara.
Yalnızlığı sevenlere..
Yalnıza.
Yal
Yaaaa!

15 Şubat Saat: 09:11 “

- Yine mi mına koyim yaa!

Kişiler ve hikaye uydurmadır :)
gözlerinizden öperim.

- ÖLÜ DENİZ -





"Deniz, yağmurun ölmüş halidir" demiş şair,
Aksam geceye dönmekte..
Uyku, ölümlerin en güzeli olacak bu sensiz saatlerde
Oysa, kısık sesin ve ılık nefesin karışmalı ıslak rüyalarıma.
Ve sen bana serin bir rüzgar, yağan yağmurla gelmelisin,
Beni kokunla kendimden geçirip,
Öylece öldürmelisin..

t.yazıcı

11 Şubat 2013 Pazartesi

Bağa mı didiinn

Tüm aöf zedelere çook çok geçmiş olsun diyorum buradaan.
Nasıl kazık sorulardı onlar ya. Bir ay boşuna götümü yırtmışım , çalıştıklarımdan toplasan 10 soru çıktı.
Neyse , ne diyelim sağlık olsun.

Yine şettirilmişim.
Artık bağımlılık yaptı , şettirilmeden duramıyorum.
Bu sefer kitap sanatı şettirmiş.
hadi bakalım bende şettireyim.



1) Kendini yalnızca üç kelimenin içine sığdırmanı istesem...
(ne yapayım üç kelimeye biri sığarmı hiç. :d )
Ağır Roman filmini bir tencereye onsekiz su bardağıyla birlikte koyun.
On dakika kısık ateşle piştikten sonra. İnci Aral’dan “Safransarı” yı küçük küçük parçacıklar halinde içine doğrayın. Yalnız en önemli husus , tam bu sırada bu şarkıyı dinleyin.
Ondakika öyle yekten kısık ateşte pişerken , tencereye doğru dik açıdan “ Eşkiyaaa “ diye seslenin. O sizin nefesinizi alacaktır içine içine.
Sonra Ahmet Kaya çıksın ve desin ki;

2) En çok beğendiğiniz düzenli takip ettiğiniz ya da farklı bulduğunuz sizin için özel olan bir blogdan bahsedebilir misiniz.

Emrah Ateş ; Zaten beni takip edenler bilirler , sıkça bahsederim Zeko’dan. Benim Onyediyıllık arkadaşım. Sırtımı yıllardır dayadığım yegane dostum.
Yazdımı çok pis yazar , kalemi kuvvetlidir. Bugün ben burada sizlere şiirlerimi / yazılarımı paylaşıyorsam onun sayesinde , “ aç la bi tane blog sende boşa gitmesin “ dedi , bende açtım :)

Nursalkım ; Belki de farkında değildir bile onu bu denli takip ettiğimi. Zirâ nedense yorum atmayla pek aram yoktur pek. Ne zaman ki gözlerim uzaklara dalmak istese , bloğuna atarım kendimi. İllâki hüzünlendirecek bir şeyler vardır beni. Hele yukarıda çalan o müzikler..

dondurma delisi ; Samimi insanları severimde ki “S” harfi :) . Hissettiriyor.

Nerissa ; Onun dünyası bambaşka..

ARSELİ-CE GÜNLER ; Her yazısından sonra merak katsayımı arttıran değerli arkadaş.

Emilia; Bazı insanlar vardır size benzerler. Emillia’nın yazılarında ne bileyim kendimden çok fazla şey görüyorum. Yazmaya ara verme lütfen.

Sahipsiz Cümleler ; Çoook uzun süredir takip ettiğim birisi Özlem. Kendisini iyi yetiştirmiş bir hanımefendi. Bana Ağustos Böcüğü demeyi bıraksa bir başka güzel olacak ama işte…
:)

Sonsuz ; Yazıları bana gerçekten çok samimi geliyor. Samimiyetin olduğu yerde ben varım arkadaş :)

Hepinizi yazmaya üşendim değerli arkadaşlarım kusura bakmayın yoksa dediğim gibi az önce saydım tam kırkiki tane sürekli takip etmeye çalıştığım , güzel güzel dünyalarınız var.


3) çocukluk anılarım...
benimle bu konuda birşeyler paylaşır mısın?

“Hapse erken düştüm copla erken tanıştım
Küçük voltalardan bıktım usandım! “
Ne güzel diyor değil mi Hayaloğlu. Çocukluğuma dair anlatacak öyle çok şey var ki..
Yokluk , mücadele , çaba.. Küçücük yüreğe ekilmeyecek / dikilmeyecek kadar fazlaydı sol mememdeki ağırlık.

4) bugüne kadar izlediğin ve etkisinden hala çıkamadım dediğin bir film, bugüne kadar okuduğun ve beni öyle etkiledi ki dediğin bir kitaptan bahsedebilir misin?

Film ; Yeşil Yol

Kitap : İnci Aral - Safransarı

5) Sanatla ilgilenir misin? evet ise hangi alanıyla?

Maalesef.. Sevdiğim aktörlerin filmleri oldumu anca sinema.

6) kahve desem sen ne dersin?

Çay candır

7) son soruda benim blogum ile ilgili :)) blogum hakkında ne düşünüyorsun?

Kitap Sanatı ; Henüz yeni yeni tanımaya başlıyorum.. Seçtiği / tavsiye ettiği kitapların tarzını çok beğendim. Adı Kitap Sanatı olmasına rağmen kendisine dâir de bir şeyler var.Daha da çok olmasını temenni ediyorum buradan kendisine de :) .
Yaz ki , içindekiler dökülsün yüreğimizin dehlizine.
Sağlıcakla kal.

2. soruda şettirdiklerimi şettiriyorum.
İsteyenler cevaplayabilir
Mutlu kalın emi :)

9 Şubat 2013 Cumartesi

Parçalanmış Gülüşler


Şairin halinden şairler anlar
Anlamayanlara kızmıyorum ama
Odunluk baki ise sadası hoş olmuyor..
Iki gram duygu döküyorsun kağıda
Buhar olup uçuyor....
Yahu diyorsun bu kızışmış odunlar,
Şu budakli kereste
Nasıl olur da babası olur bu bembeyaz,
Şu duygu yüklü kağıtların..
--Kusura bakma ağac kardeş, sözüm meclis tatilinde zaten--

Milliyeti olur mu bir kavağın?
Ya da cinsiyeti bir kütüğün?
Yok yaa !
Anan ana kralicemi senin?
Kral çıplaksa şaşmamalı yani..
Yani kısacası bu harf kalabalığını, bu alfabeyi
Anlarsa Şair anlar, gerisi yalan anlar.

Bir çiceğin söylediği türküyü
Kim duyabilir ki bir Şairden başka?
Hangi yontma taş numunesi seyrederki bulutlarin dansını?
Yıldız kayarken orgazm olan amipleri saymiyorum bile
Ve sevda...
Inadina, ölesiye, öldüresiye sevda!
Öylesine yaşansada..
Şairler olmasa ayrıliklar yetim kalırdı,
Acılar kimsesiz,
Bütün türküler enstrümantal,
Şarklıların gözü kör
Ve bütün şiirler ateist olurdu...

Bu bındıldağı olgunlasmamış kıtada
Yaşanan her gayri resmi çiftleşmenin adı Sevda,
Soyadını bilmiyorum,
Yırtılmış bir fotoğraf gibi birşey olmalı sonrası,
Parcalanmıs gülüsler...
Yine de ağlayan bir cocuk resmi geliyor gözlerimin önüne
Eskiden otobüslerin arkasina yapistirirlardı
Eskiden, sevdalar cocukları böyle ağlatmazdı
Ve bu Sair hayatının en cıvıl cağında vesair olmazdı
Sair olmasaydı eğer..
--Bir dakika bile durasım gelmiyor şu dünyada
Gözlerimdeki o cocuk vize vermese--

Ben kadınları felsefe okurken sevdim
Geometri ve matematiğin en yakıştığı canlılardı
Ama hayatta en hakiki mürsit
Ve egemenlik kayıtsız sartsiz erkeğindi..
Rosa Lüxemburg gibi olmasa da
Ana gibi vefalı olsun, eli nasirlı, ter koksun
Ama bir kadınım olsun, ben de erkeği..
Ne bilirdim bu kadar erken tanıyacağımı Ihaneti
Ihanet, eski, modasi gecmis bir kadin adı gibi
Ihanet, Ahmet, Mehmet gibi
Cinsi cibilliyeti yok!
Üzerime sinen bir gölge gibi takip ediyor beni
Ve ben anladım ki kadını da, erkeği de aynı avrupada
Anladım ki akıl ve yürek,
Göbek deliğinden bir karış aşağıda taşınıyor burada
--Inanmiyorsan ölc!--

Artik deplasmanda yaşanıyor sevdalar
Tribünler boş, sahada `haydi bastir`sesleri
Kim derdi ki
Oksijen tüketen iki biyolojik canlinin Grekoromeni
Getirecek bu dünyaya bir melegi..
Ve kim derdi ki, o melegin ağlayan fotoğrafi asılacak
Çocukluğumun otobüslerine..
Şairler ağlamaz,
Ağlar bir melek otobüs camında..
Meleğin babası yollu, anası belli
Otobüs kendi yolunda
Ve Şair otobüsün direksiyonunda

Benim babam hic ölmedi ve hic cocugum olmadi benim
Hic evlenmedim, güvenmedim Ihanet`e
Yirmiüc yasinda ve hala cobanlik yapiyorum yüregime..
Hicbir kadinin kurdugu cümlenin hakiki öznesi olmadim,
Kaşının yayında Vivaldi çaldığım bir cennet firarisi de olmadı,
Hicbir kadının kehribar kokusu bir geceden fazla kalmadı benimle
--Bulmus Tarla Palas`i yatiyor belesten,
Malum deplasman muhabbeti..--

Insanin böyle hayatı olunca
Tadımlık Anzer balına rağbet cok oluyor..
Sağol ama olmuyor,
Müşteriler memnunda
Gayrisafi hasıladan payıma hep Hiyanet kaliyor..
--Ihanet`in teyzesinin kızı, tanırsın..--
Hele o rüzgar gülü,
O kehla gülüşlü, rahvan at misali huri
Gönlümün gecekondusunu yıkıp, apartman yapmak istedi

Bilmiyor ki bu dağınık yatak kılıklı herifin çocuk yüreği
Ruhsat vermiyor bu binaya..
Bakarsan bağ, bakmazsan şair olurum, diyorum
Iyi, öl, diyor aşifte!
Acılar damlaya damlaya şair olurmuş
Bende şair ölüyorum..

Otobüs camındaki meleğin gözyaşları kurusun diye
Yürek fırınında, yüksek ateşte ısıtıyorum tebessümleri..
Dudağımdan aşağıya bir karış alıyorum sag elimle
Şiir gibi yaşayabilecek bir şirin`e verilmek üzere
Sol memenin altina gömüyorum güleryüzlü bir cocuk resmini

Dedim ya, şair´in halinden, Sairler anlar
Gel gör şu halimi, gerisi yalan anlar..
Kaşınin yayında Vivaldi çalip,
Kehribar kokusuyla narkoza gireceğim,
Gözleri Buğu Gölü bir cennet firarisi arıyorum
Eger sensen,
Seni bekliyorum..
--Inanmiyorsan gel! --

Mart 2011.

6 Şubat 2013 Çarşamba

Ben böyle yürek görmedim böyle Mimlenmeekkkk


Selamlaarr , bir mimlenmişim kii ben böyle mim görmedim :d 
Nacizane soruları için sevgili Kelebeğin Hislerini kanatlarından seviyorum veee başlıyorum :)
Gözlerinize sağlıkk şimdiden (:

++
Birdeee dondurmaların en maraşı damlasakızlı dondurma ' da beni şettirmiş , hepiniz benim bebeklerimsiniz :d .

1-Kitaplara eş değerde sevdiğin bir şey var mıdır? Varsa nedir?

İlginç bir soru , hiç bu açıdan bakmamıştım. Kitap çok okuyan biri değilim ama beğendiğim kitaplarıda bir avcı iştahıyla fıtı fıtı bitiririm. Lâkin hayatta çook çok güzel şeyler var. Yaşanması gereken , bulunması gereken. Yanındayken tüm dikenlerimi attığım dostlarım var benim mesela , onların yanında en çıplak halimde durmayı çok seviyorum. Ve bir İroni ; Her zaman yalnızlıktan şikayet ederim ama belki de benim kadar yalnızlığı seven biri yoktur. Hele ki maviyi karşıma alıp nefes almak , şuan tek meditasyonum. Genelde öyle olmuştur.

2-Takma adın var mı? Varsa o adı neye göre seçtin ya da sana nasıl hitap edilmeye başlandı? Yani hikayesi nedir?

Lakabım Bedo..
Lisedeyken bir arkadaşım takmıştı bu lakabı bana :). O zaman yaşıtlarıma göre hem uzun boylu hemde kiloluydum , karşıdan gören korkardı cüssemden.
O zamanlar bir dizi vardı unuttum şimdi adını orada da bir “Bedo” karakteri vardı beni ona benzetirlerdi. O gün bugündür adım böyle kaldı.
Hee birde Allah’ın emri , mahallede görenlerin ilk seslenişi ; “ At Hırsızı “ ..

3- Kitap okurken aynı anda şarkı dinleyenlerden misin? Belirli kitaplarla özdeşleştirdiğin şarkılar var mı? Varsa bunlar nelerdir?

Hayır , ı ıhh katiiyeenn. Yok yok :)
Sadece kitap okurken değil , herhangi bir şey okurken de bırakın müziği en ufak bir ses olsa bile okuduğum şeye odaklanamıyorum. O yüzden sessiz yerlerde okumayı yeğliyorum.

4-Seri kitapları mı daha çok seversin yoksa tek kitapta herşeyin olup bitmesinden hoşlananlardan mısındır?

Üşengeç bir insanım seri kitaplarla aram pek yoktur :d

5-Hayatta en çok gerçek olmasını / senin olmasını istediğin şey nedir?

Üç Brezilyalı bir Rus birde Kırgız ileüüzz.. hee yok yok bu o değildi :d
Burada ki cevabım biraz politik olabilir ama , insanların artık gelecek kaygısı olmadan yaşamalarını istiyorum.
Çok mu şey istiyorum ?
Bi biskirem versem ?

6-E-book mu yoksa eski usul,ellerinde hissedebileceğin kitapları mı okumayı tercih edersin?

E mi bok.
O nedir yahuuu icat çıkarmayın başımıza.

7-En sevdiğin şarkıcı / grup ve onun / onların en sevdiğin şarkısı nedir?

Çok var yahu. Şimdi yazıyorum yazıyorum , sonra arada atladıklarım oluyor üzülüyorum. Beni takip edenler bilir zaten , sürekli Jazz efenim nasıl diyim Klasik müzik. Ahh sen ve benn loreloyloyyy.
8-Kendin hiç ayraç yaptın mı? Yaptıysan eğer kendi yaptıklarını mı yoksa kitapların orjinal ayraçlarını mı tercih edersin?

Çok yaratıcıyım ayraç konusunda :d

9- En sevdiğin,bir anlamda hayatını etkileyen ünlü bir alıntı / alıntılar var mıdır?
“ Batakta ve yatakta eşin iyi olmadıkca , eline mahkumsun.. “

10-En sevdiğin mevsim hangisidir?
Sonbahar..

11-Dürüstçe cevap vereceğini varsayarak soruyorum.Elinde bir şeyleri değiştirecek güçte tek kullanımlık bir güç olduğunu düşünelim.Bu kadar büyük bir şans avuçlarındayken bencillik edip kendi isteklerin doğrultusunda mı kullanırdın yoksa daha geniş düşünüp herkesin yararına olan bir değişiklik yapmak için mi kullanırdın? Ve bu değişiklik (bencillik edip de yaptığın yada herkesin yararına olan) ne olurdu?
Bende bu cenabetlik varken kendime bir şey yapmaya kalksam da ters teper. O yüzden çevremdekileri mutlu edecek her şeyi yapardım. Mesela herkesin sol memesine huzur aşılardım.

Böylece İlk Aşamayı tamamlamış bulunmaktayımm! Sıradakine geçelim :)

''Hakkımızdaki 11 Gerçek!'' burada kendimizle ilgili veya blogumuzla ilgili 11 gerçek açıklıyoruz.

Çok Üşengeç bir insanım.
Telefondan mesajlaşmayı hiç sevmem.
Bloğumun ismi ilk açtığımda “ Bir fırtına tuttu bizi” ydi.
Mektup yazmayı çok severim.
Pazar günlerini sevmiyorum
Uykusuz dergisini her hafta takip ederim
Süprizleri sevmem
İnsanlara bazen gereğinden fazla değer veriyorum
At hırsızıyım
Esmer bayanlar daha çok cezbeder beni.
Kenan İmirzalioğlu’nu arada kestiğim doğrudur.

İkinci aşamamızda böylece tamamlandı. Sırada üçüncü aşama var.
1-neye zaafınız var?mesela neyi yapmıcam dediğiniz halde yapıyorsunuz ya da yemeden duramıyorsunuz , kendinizle cebelleşiyorsunuz? :)

Bir şeye zaafım yok . Yemekte ayırt etmem.
Yuh ben bildiğin heycansız tatsız bir şeymişim :))

2-Sevmek ve sevilmek dersem bana ne anlatırsınız?

İkiside ucu boktan bir değenek. İkisinede ulaşmak için o boku bir tutman gerek..
3-Kitaplarınızı yorumlarken neye dikkat edersiniz? Neye göre o kitabı anlatırsınız?

Genelde tavsiye üzerine.

4-Hayallerinizin ülkesi neresi? Oraya ilk kez gideceksiniz, orada kiminle olmak ve ne yapmak isterdiniz?
 Güney Afrika.. Çekerim şortumu atarım kendimi denize.
Laappsss

5- Meraklı mısınızdır?  Sizce merak iyi bir huy mu yoksa kötü mü? Ve meraktan şunu bile yaptım dediğiniz bir şey paylaşır mısınız :)
 Meraklı bir yapım yok.

6- Yaşadığınız şehirde gitmekten ve orada olmaktan mutlu olduğunuz restoran yada  cafe ve orada yediğiniz en güzel yemek ne ki acaba?
 Artvin’e giderken , yol üzerinde Rize’de bir hamsi buğlama
yemiştim. Ne anasının gözüydü o ya hala damağımda.

7- Hayat kısa ve zaman çok çabuk geçiyor o zaman ....... yapalım.  Nokta noktalı yer senin için neyle dolmalı?
  “Yoksuluz , gecelerimiz çok kısa.. Dört nala sevişmek lazım “
:)

8- Doğum gününüzde sizi mutlu edebilecek en büyük sürpriz ne olur?
 Feyza’mın yıldızlar ülkesinden geri gelmesi..

9- Hayallerinizdeki işi mi yapıyorsunuz ya da hayalinizdeki yerde misiniz?
 İşsizim. Hayalimdeki yerin de milyarlarca ışık uzağındayım

10- Kendinizle ilgili kimsenin daha önce bilmediği bir şeyi bizimle paylaşır mısınız?
 At hırsızıyım

11- Dostluk sizin için nedir? Gerçek dost olabildiğinize inanır mısınız? Ve Uğruna neler yaparsınız?
 Dostlarım için at eti yerim. Gerisini siz düşünün.
Ve “dost” kavramı için gerçekten kötü gününüzü bekleyin.


Birdeeee cancağızım Mia ‘ da şettirmiş beniii , hadi şimdide ona geçelimmm vuhuuuu o kadar marjinalim ki.
İnşallah iphonene kavuşursun :)

1- Hayatınızda mucize olarak nitelendirebileceğiniz bir olay geldi mi başınıza?
 Geldi..
Öldümde uyandım..

2- Hayatınızda aldığınız en büyük risk neydi?
 Benimle birlikte mezara gidecek o risk.. Öyle pişmanım ki..

3. Almayı düşünüpte alamadınız neler var?
 Arabaaaaaa :(

4- Kıyafet konusunda takıntılarınız var mı? (Asla beyaz giymem vs.)
 Hayır yok. Bu sezon zaten hiçbirşey alamadım , param yok..

5- Nefret ettiğiniz huylar ya da nefret ettiğiniz insanlar?
 Nefret ettiğim huylar çok çabuk sinirleniyorum , parlıyorum. O sinirle sonradan “keşke” dediğim şeyler yapabiliyorum. Sizde sinirlendirmeyin arkadaş beni aaaa

6- Sizi en net tanımlayan kelime hangisi?
 Sempatik.

7- Hayata yeniden gelme şansınız olsa, hangi ülkede doğmak isterdiniz?
 Türkiye

8- Tek başına bir insan keyif almak için neler yapabilir?
 Tek başına güzel hayal kurabiliyor insan. Hele ki almışsa karşısına mavi deryayı. Ahh birde elinde bir çay.

9- Nikah masasında evleneceğiniz kişiden "Hayır!" cevabı alsanız?
 Bende bu şans varken kesin olur he :d . Oldu k.i.b bye derim.giderayak bunalıma sokarım..

10- Ölümden sonra var olan hayata inanıyor musunuz?
 İnanıyorum.

11- Sizi yazmaktan soğutan olaylar?
 Yazmaktan soğumam , sadece içimden gelmediği zaman yazamıyorum ne olursa olsun..

12- Kendinize robot bir sevgili yapıyorsunuz, ona hangi özellikleri eklemek isterdiniz?
 Vir vir vir viirr başımın etini yemesin.

13- İnsan kaderini mi yaşar, kaderini mi yazar?
 Kesinlikle..

14- Aklınıza ik gelen ingilizce kelime hangisi?
 Horse

15- Bir kitap yazsanız, adı ne olurdu?
 ” Parçalanmış Gülüşler “

16- Blogger olmasa, şu an gerçekleştirdiklerinizi nerede gerçekleştiriyor olurdunuz?
 Hiçbir yerde.

17- Birinden hoşlanıyorsun ama hoşlandığın kişi en yakın arkadaşından hoşlanıyor, arkadaşınsa boş değil ona karşı. Ne yaparsın?
 Hiçbir şey yapmam tabii ki. Arkadaşımla mutlu olsunlar.

18- İnternette sahip olduğunuz ilk takma isim neydi?
 Suistimal

Bittiiii.
Soruları cevapladıktan sonra ben ;



Bu kadar soruyu kime sorsam ki aceeeeppp :d
Tabi ki ; Emrah Ateş :))

5 Şubat 2013 Salı

Bana Mimini söyle , sana kim olduğumu söyliyim!



Heeyy Merhaba dostlarım , arkadaşlarım , moruklarım , panpişlerim , gıdısını yidiklerimm
ta ta taa taaamm işte size ruh halim. Tam dengesizim . Nasıl çirkinleşmişim sonlara doğru , panpişimm nedirr laaannnn :((((

Şair ruhumu kaybettim , hiçbirşey yazamıyorum kusuruma bakmayın. Ikınıyorum zorluyorum ama ı ıh birşey çıkmıyor , sonra korkuyorum.. Herşeyin zorlaması zarardır.
Mart ayına yaklaştıkca ben daralıyorum.. Niyeyse sevmiyorum şu ayı. Böyle boğucu tuhaf birşey. Ne yaz ne kış , mevsimi yok cinsi yok cibilliyeti yok..
Mart ayında doğanlar kusuruma bakmayın .

Bugün sabahtan beri Yusuf Hayaloğlu'nu dinliyorum. Şunu bir dinlesenize yahu , dinlerken gözleri dolan bir benmiyim acaba..
Ne güzel diyor ; Off Nalan off.. Sen benim neler çektiğimi bilsen , bunu bilmekten ölürdün. Hani taş olsan ortadan ikiye bölünürdün..
Ciğerimi dağladın be Baba..
Toprağın bol olsun.

Tam otuzsekiz tane sürekli takip etmeye çalıştığım Blog var.
Listem hep bilgisayarımın masaüstünde durur(du). Mutlaka her hafta o blogları tavaf ederdim.Zaman buldukca yorum atardım da fakat geçen benim ergen kardeşim silmiş o word belgesini şimdi hepsini tek tek buluyorum. Neşeli ve incili Günler ' de kendini hatırlattı sağolsun :) . Beni şettirmiş , ama şettirirken biraz karışmış ortalık sanırım. Mim olayı karışık olay :)
Kendisine bir kez daha teşekkür ediyor ve sorularına zevkle cevap veriyorum..
Bakalım neymiş ;

1-Hayat size güzel görünüyor mu, keşke daha farklı olsaydı diyor musunuz?


 Hayat bana hep makyajsız yüzünü gösterdi. Hiçbir kusurunu yada göstermek istemediği yüzünü hiç göstermemezlik yapmadı.Direk , doğrudan..
Bana bıraksa onu kusursuz bir orospuya çevireceğimi biliyordu sanırım. Yada ne bileyim , başka türlüsü nasıl olurdu?
yok be olmazdı. olsada ben istemezdim herhalde.
istemezdim istemezdim..

2-Hangi kitapta,hangi kahraman olmayı dilersiniz ?

Hmm
Aslında adım olan " safransarı " kitabını okuyanlar varsa bilirler Eylem ile Volkan'ın hikayesini.
Burada ki Volkan karakterinin kaderi benim kaderime biraz benziyor. Özellikle Eylem ile olan kısım. O son kısım :\
Birde , Kürk Mantolu Madonna.. Raif karakterini bilirsiniz " Raif Efendi " . Onun bazı içine kapanık halleride öyle. Gerçi bu dediklerim hep benzetim oldu ama demekki aklımda kalan aha bu olsam dediğim bir kahraman yok :)

3-Dünyada görmek istediğiniz yer neresi olabilir ?

Brezilya'ya gitmek isterim. Güney Afrkaya..
hele birde gitmişken çıplaklar kampında beyaz paçalı donum ve siyah çoraplarımla kumsalda yürüyüp , gobek deliğimle oynamak isterdim.
isterdim yani.
evet evet olabilir.
böhohööyyy :d

4-''Keşke'' leriniz mi yoksa '' İyi ki yapmışım'' larınız mı daha ağır basıyor ?

"Keşke" lerim daha ağır basıyor malesef..
Pişmanlıklarım çok  bu hayatta..


vee , bu sefer herkesi şettiriyorum. okuyan cevaplasın :)
kendinize iyi bakın emi.

4 Şubat 2013 Pazartesi

Ah yalan dünya..




Neylersin..
Türlü türlü türküler beynimin içinde günlerdir. Yazamıyorum hiçbirşey.
Beyaz bir sayfayı açınca gözüm dalııp gidiyor uzaklara şimdi olduğu gibi. Şu halimi görseniz çok gülerseniz emin olun. Dalıp dalıp gidiyorum uzaklara , bir yandan da yazmaya çalışıyorum.
" Sen ağladın canım , ben ise yandım.. "
cibbiliyetini sikeyim dünya!

Çok zoruma gidiyor..
Bugün arabayı opette hazır yıkamaya sokayım dedim. 1 liraya çalışıyor. On dakika sıra bekledim.
O on dakikada yıkama ile görevli adamı izledim. Adam olmuş sırılsıklam. Biri bir lira daha fazla verse de cebime kalsa diye bazı arabaların sileceklerini kaldırıp bir iki köpük sıkıyo , peşine duruluyor.
Baktım cebime , onbirliram var. Bir lira makinaya gidicek , on lirayı ağabeye versem biliyorum gocunucak. Vermesem olmucak. Versem bende para kalmıcak. Gittim her işimi kendim yaptım , camları sildim..
gitmeden önce sol mememe iki kere sağ avuç içimi vurdurarak adama eyvallah dedim.
sonra gördüm be , o adamın bana eyvallahını gördüm gözünde..

Ah ulan .
neylersin..

2 Şubat 2013 Cumartesi

Fail-i Mechul..



Elbette benim söyleyeceğim sözlerin üstüne söylenecek, başka sözler.
dünya dönmeye devam edecek ben gitsem de
ve sen kalsan da olduğun yerde;
bir kuş devam edecek uçmaya,
bir ağaç yeşerecek,
bir yaprak düşecek dalından,
ali ayşe’yi sevmeye devam edecek hala…

sen ne kadar beklersen bekle
biri çıkıp sevecek seni benim sevdiğim kadar
belki de daha fazla

sen ne kadar unutmam desen de
unutacaksın beni bir anlık da olsa
çalan her şarkının ikimizi hatırlattığı yalan
zaten zamanla unutacaksın en sevdiğim şarkıyı da
sen ne kadar yaşayamam desen de
devam edeceksin yaşamaya dolu dizgin
pazar sabahları sahilde koşmaya devam edeceksin mesela
kim bilir ilk kiminle sevişeceksin

Unutmaya çalıştığın herşeyi hatırlatacak belki sana ufak bir tebessüm
ve aramaktan vazgeçeceksin benim kokumu
insanlar çıkacak karşına iyisiyle kötüsüyle
yeniden dönecek dünya senin için
Kim bilir hangi şehirde hangi kalbin içinde olacaksın
Son defa şarkısını belki başkası için dinleyeceksin
Dedim ya ..
Bensizde geçecek günler ben olmasamda olacak

Beni soracak olursan ..
pehh
dünya dönüyormu bilmiyorum
belkide zaman durdu
alışmak zorunda olduğum hiçbirşeye alışamadım
Kuşlar kanat çırpıyormu uçarken
yada bir ağacın dökülmesi hüzünlenmesimi
dökülen yaprakları geçen yıllarımıdır yoksa..
Ali ata küstü bakmıyor
Işık sütünü içmez oldu

Beni soracak olursan ..
Rüzgar sandığım fırtına çıktı
Savurdu beni benden gidenleri
Tutundum bir oynak ve kaygan bir zemine
Ne zaman sağlam adım atmaya kalksam tökezliyorum
Ahh şu dengesizliğim başım dönüyor yine
bir haberde herkes seni merak ediyor
Nerdedir .. ne yapıyor hangi gözlere yar diyor
Bilmiyorum..
Sonra derinden bir sessizlik çöküyor tütün kokan geceme
Geçip giden hani şu acımasız yıllar çıkıyor karşıma
Hesap soruyorlar bana kim ? niye ? ne zaman
Söylemiyorum..
Senin adını sakladım ben yitip giden günlere
Ben bile bulamıyorum
Kalbime sormayın artık kim diye
Onun katili Fail-i Mechul
Fi tarihinde bir cinayette
Yalnız ölmeye mahkum edildi
Fail-i mechul bir aşkın kimliğinde saklı kalbim
Katili kim diye sormayın !


e.ateş - t.yazıcı
ilk üç kıtası Emrah kardeşime aittir.