Hey, araba kullanmayı biliyor musun?
Şöyle hakikaten sessiz bir yerlere gidelim? Gelir misin benimle. Çadır var. Ateşte yakarız; mis.
Neyse bilmesen de olur, beni uyanık tut yeter. Kırksekiz saat kotam var, sonra kafam aşağıya aşağıya kayıyor test ettim. Ama senin işin de zor onu söyleyeyim. Uyanık tutayım diye kafamı sikmeni istemem. İnce ayardır diye boşa demiyorum. O ayar bir sefer açıldı mı biter bu iş. İnsan beyni de kızlık zarına benzer, bir girdimi biter işİ. Bazı kafalar esnek olur, iyice zorlamak gerek orası ayrı. He ama fark yok mu var tabii. Bizim beynimizin zarı her konuşma sonrası yenileniyor, tekrar kendine bir zar yaratıyor. Ama sakın “nasıl olsa yedeği var” diye düşünüp kafanı hunharca sikmelerine izin verme, sayılı onlar sayılı. Sonuncusu gitti mi kayış yanıyor, makineyi resetlesen de bir bok olmuyor.
Şöyle hakikaten sessiz bir yerlere gidelim? Gelir misin benimle. Çadır var. Ateşte yakarız; mis.
Neyse bilmesen de olur, beni uyanık tut yeter. Kırksekiz saat kotam var, sonra kafam aşağıya aşağıya kayıyor test ettim. Ama senin işin de zor onu söyleyeyim. Uyanık tutayım diye kafamı sikmeni istemem. İnce ayardır diye boşa demiyorum. O ayar bir sefer açıldı mı biter bu iş. İnsan beyni de kızlık zarına benzer, bir girdimi biter işİ. Bazı kafalar esnek olur, iyice zorlamak gerek orası ayrı. He ama fark yok mu var tabii. Bizim beynimizin zarı her konuşma sonrası yenileniyor, tekrar kendine bir zar yaratıyor. Ama sakın “nasıl olsa yedeği var” diye düşünüp kafanı hunharca sikmelerine izin verme, sayılı onlar sayılı. Sonuncusu gitti mi kayış yanıyor, makineyi resetlesen de bir bok olmuyor.
Ne uçsuz bucaksız bir yer değil mi bu sanal ortam. Sonu –
dibi yok. Hikâyeler yazarken bu durum çok hoşuma gider. Gidebildiğince –
olabildiğince sınırı zorlamak isterim. Hikâyemin Tanrısı olduğunu çok ciddi
şekilde hissettiririm karakterlerime. Lâkin bu sanal zımbırtının da boku işin
içinde karakterler çıkınca, yalın olunca çıkıyor. Bu sefer herkes kendi
hikayesinin değil de bizzat kendisinin Tanrısı oluyor. Sümme hâşââaaa!
Arada geniş vakit buldukça değişik bloggerlere bakıyorum; geziniyorum. Öyle komik ki bazıları. Açtığım başlık ve yukarıda ki söylediklerimi birleştirince ortaya çıkıyor zaten ne demek istediğim. Otuz bir çekerken kurduğu hayalleri yazanları bile gördüm lan; şaka değil. İşin içine bir de iyelik eki filan sokuyorlar biliyor musun? Sizi gidi cenabet yezidler. (hahahah)
Arada geniş vakit buldukça değişik bloggerlere bakıyorum; geziniyorum. Öyle komik ki bazıları. Açtığım başlık ve yukarıda ki söylediklerimi birleştirince ortaya çıkıyor zaten ne demek istediğim. Otuz bir çekerken kurduğu hayalleri yazanları bile gördüm lan; şaka değil. İşin içine bir de iyelik eki filan sokuyorlar biliyor musun? Sizi gidi cenabet yezidler. (hahahah)
Ne diyodum? Haa. Seninle yatmışmıydım ? Sus sus, aramızda
tamam. Ya çekinmene gerek yook. Bütün bastırılmışlıklarını üzerimde uygulayarak
bütün kötü hücrelerini boşalabilirsin en yapışkanından. Titretmek marifet
değil, o baldırdan gelen şey önemli. Yoksa yatmamışmıydık yahu? Allah Allah,
karıştırdım ben sanırım.
Yazdığım yazıların başlıklarına önem vermem. Dün şöyle bir
göz attım istatistiklere de şaşırdım kaldım. Gerçi şaşırmamam gerekirdi ama
insan yine de garipsiyor. Toplum olarak kitapçıdan kitap alırken bile kapağa
bakarak kitap alan bir millet olduğumuz için, hatırlayın “s*ktir et” diye bir kitap vardı.
Türkiye üzerinde ki ergenlerin %90’ı o kitabı alıp sosyal medya hesaplarının
tümünde paylaştı; “ben okuyorum” gibi yaparak. Bak sakın yanlış anlama, kendimi
okuyormuş gibi göstermek istemiyorum zaten benim kadar az kitap okuyan biri de
yoktur emin olun :) iki ayda bir kitap bitirsem benim için kâr. Neyse, ne diyodum? Ha gösteriş. Bu
satırları buraya yazmamda ki amaç kızgınlığımı / sitemimi absürd bir şekilde
aktarmak. Şuan bile eminim bir çoğunuz bu yazının tamamını okumayıp
gideceksiniz. Hatta %80’iniz başlığı görüp direk damlayacaksınız. “Huuooaaa
memeli şey yazmış” galiba diye. Bir arkadaşım geçen fırçaladı, niye kendini
tanıtmıyorsun diye. “Şaklabanlığa gerek yok” dedim. “Havanı sikeyim” dedi.
Pardon? Ulan ne yapsak yaranamıyoruz amına koyayım. Çok saçsak, paylaşsak,
reklamlarımızı yapsak görmemiş diyecekler, hiç yapmasak kuğulluğundan da
geçilmiyor cibilliyetsizin diyecekler. E ben ne edem? Bloğuma otuzbir çekerken
kurguladığım kurguları kendim hallettim diye mi yazayım? Haftada üç farklı
kişiyi siktim, peşine şunu şunu ettim, yüz dolarla götümü sildim? İnsanlar
kendi gibi olmaya çalışırken siliniyor farkında olmadan. Çünkü öyle bir durum
oldu ki insanlar “kendi gibi olmaya çalışıyor” ne acı. Lan sen zaten sensin, illâ bir şey olmak zorunda değilsin ki. Bir şey olacağım diye diretiyorsan adam ol adam.
Aga nasıl yapıldığını unutmuşum. Hiç öyle başlığa bakıp beni
pileyboy belleme. Oyyy geçmiş bizden havar komşular. Hiçbir şeyin mi düzenlisi
yakışmaz lan bir insana? Evlenmeyeceğimi bildiğim için yasal olarak düzenli de
sevişemeyeceğim. Ne yapayım? “Sen şiir yazıyorsun ama………..” burada ki
noktalarda öyle sitemler yatıyor ki her birinde. Ne var lan, şiir yazanlar
sevişmez mi. Ne edem, bende enerji votka yapıp onla bunla seviştim deyip
neyşınıl coğrafi de ki sırtlanlara mı döneyim. Siz hatunlar avcımısınız?
Masturbasyon ders haline getirilmeli. Yalnız bir patlıcanlı musakka yapmışım.
Şimdi masturbasyon deyince aklıma geldi; çağrıştırdı. Lan kelimesi çağrıştırdı
ayııı. Evlenmicem filan diyorum ama ben kesin açlıktan ve dağınıklıktan ölürüm
yalnız yaşarsam. Yüksek derecede çamaşır makinesine atsan çıkmaz bende ki bu
cenabetlik. Ayşe Teyzeyi arasakta aceyle maceyle mi yıkansam.
He unutmadan; daha önce sizinle yatmışmıydık?
He unutmadan; daha önce sizinle yatmışmıydık?