Hoş geldin talihsiz yanım , nasılsın ?
İki gün ayrı kaldın benden dayanamadın değil mi ..
Sizlerden gelen mailler beni çok mutlu ediyor , çok çok
önceden bu blog olayına girmediğim için pişmanım. Hep üşeniyordum.
En çok günlük yaşantımla ilgili yazılarımla ilgili istekler
geliyor , doğalsın diyorlar. İnsanın yaşadıkları zaten doğal değil midir ? hee.
Geçen yine metrobüsteyken çevremde ki ergenler dikkatimi
çekti. Herkesin elinde elinden büyük bir telefon , biri feysbukta diğeri
tivitırda biri oyunda biri takmış kulaklığı geçmiş başka dünyalara. Zaten
kulaklık olmadan toplu taşımalara giriş yasaklanmış.Bir yandan düşünüyorum daha
iyi , tüm olanakları var ama hep eksik bir şeyler Ama biliyorum ki daha doğal
şartlar altında yetişiyorlar. Mesela ; yüzünde gözünde bir sivilce çıktımı iki
üç triplere girer hiç biri olmadı bir büyüğüne danışır bunun yaşının
gerekliliği olduğu söylenir..
Bende öylemiydi ?
Onbeş yaşlarında filan yeni yeni sivilceler yeşermeye
başlamıştı , kafama taktım niye çıkıyordu diye gittim dayıma sordum , az
otuzbir çek pezevenk diyip iki gün geyiğini yaptı.O gün bugündür bir daha Şok gazetesi
almadım. O zamanlar ne mümkün kızın elini gidip tutmak , lâkin her ay başı
büyüklerimiz tarafından sorguya çekilirdik ; “ Sen hala milli olamadın mı la gundi
“ ..
Şemsiye sorunsalı
Sabah yağmur sesiyle uyandım , hemde ne uyanmak bir şimşek
bir gök gürültüsü hiiç delikanlılığa vurmuyayım tırstım. Kahvaltıyı yapmak için
Memet ağabeynin oraya yöneldim Hüseyin abi oradaydı. Hüseyin abi çok tuhaf
adam , bi yeşil montu var hava 40 derece de olsa -40 derece de olsa o montu
giyiyor. Benide Pıtırpan olarak çağırıyor niyeyse.
Bigün merak ettim sordum ağabey bana niye Pıtırpan diye
sesleniyorsun diye “ Oğlum çok seviyorum lan ben onu böyle uçuyo filan “ .
Neyse , en azından sevildiğimi hissettim.
Onu her gördüğüm de bir şiir mırıldanırım biraz geyiğe
vurarak. Önceleri hoşuna gittiğini düşünürdüm taa ki bir gün “ hay ben senin
tipini sikiyim “ diyene kadar.
Çok gücüme gitmişti , bir daha şiir okumadım. Artık özlü söz
söylüyorum daha çok hoşuna gidiyor. Neyse patatesli görünen ama içinde patates
olmayan poğaçamı ve çayımı öldürdükten sonra yola koyuldum. Yağmur feci
bindiriyordu durak eve yakın olduğu için 3 dakikada vardım , köprüden aşağıya
inerken açılan şemsiyelerden korunmak için tabi zigzak çize çize geçiyorum .
ulan göze bir gelse sıçtık !
Neyse götüm götüm durağa geçip metrobüse bindim. Tam orta
kapının orada yerimi aldım gidiyoruz , birden kıçımı sert bir şeyin zorladığını
hissettim. Aha dedim sıçtık biri niyetlendi .
Hızlıca döndüm arkaya tam dönerken bir darbe daha tam
onikiden !
Hatunun teki şemsiyesinin kılıfını şaşırmış olacak ki kılıfı
yerine götüme sokmaya çalışıyor.
“ Pardon beyefendi istemeden oldu. “
-
Yahu istemeden oldu da benim bildiğim şemsiye
yanlışlıkla göze sokulur göte değil
(metrobüstekilerin
hoşuna gitmiş olacak ki gülüşmeler kahkahalar )
Hatun afallamış bir halde ;
“ Ya ama girdi mi kiii ? “
Hiiiç değişmeeez
Emrah Serbes’in “ Hikayem Paramparça” yı şiddetle tavsiye
ederim. Toplu taşımada eğer oturuyorsam kitap okumayıda çok severim.
Sevmediğim bir şey de yanımda oturan kişiyle kitabı
paylaşmak.
Hele bir seferinde almışım Uykusuz dergisini okuyorum ,
yanımda bir tane otuzbeş yaşlarında bir ağabey var. Hani insan bir çaktırmadan
göz gezdirir değil mi ?
Bu resmen tepki veriyor , omzumdan dürtüp gösteriyor
karikatürü “ Bahh sen Allan işine yaaa “ vohuhahahhaha
Neyse , yarı uykulu bir vaziyette gelirken eve doğru arabaya
bir siyahi genç bindi. Hemen önümde altmışlı yaşlarda bir amca vardı onun
yanına oturdu. Gözüm amcaya takıldı , hayatında hiç zenci görmemiş olacakki
gözünü ondan alamıyor. Aha dedim geliyor bomba demeye kalmadan , zenci de dönüp
amcaya bakmaya başladı , amca ne dedi dersiniz ?
-
“ Yegeeniimm memleket nereeee “
Yırtık don
Önceleri toplu taşımalarda bırakın yaşlı birini , bir bayan
gördümmü ayakta hemen yer verirdim. Ama beni bu yaşlı teyzeler maf etti !
Omzuma dürdüp , yaaavvruum bir yer ver hele oturayım ayakta
durayımmı dersin , arabaya binmeden önce geçip oturayım diye omuz vurmalar mı dersin
ohooo say say bitmez.
Dün yaşadığım bir olayı anlatıcam.
Yine dönüş yolunda “Hikayem Paramparçayı” okuyorum , iett’nin
en arkasının iki önünde ters bir vaziyette oturuyorum . Hem kitap okuyup hem
ters okuyunca da insanın midesi bulanıyor hakket.Velhasıl biraz sonra tam
arkadamdan bir ses geldi arkaya doğru sesleniyor.
Seslenen kişi yirmi beş yaşlarında tesettürlü bir bayan .
aynı şu şekil ;
-
“ Gençler amcam ameliyat olmuşta hadi bir yer verin hadi
“ .
Dönüp arkama baktığım da fena
kıllandım tutamadım kendimi.
“ Pardon dedim , siz neden yer
vermiyorsunuz ? “
Hiçbir şey demedi kalktı amcaya yol verdi.
Bu kadar :)