6 Ekim 2014 Pazartesi

Sen Kimsin? - Benim la ben!

Acaba gitmişler midir?
 Olum yeter artık insanlardan kaçtığın. Nasıl insan oldun lan sen. Bayram olum bu, millet görülür, sevilir öpülür. Hooop Kime diyorum.

Oha! Kimdi lan o, kim konuştu az önce?
 

Benim lan, ben!

Ha siktir! Kafayı yediğimin resmidir. Sen kimsin lan.
 

Senin sesinim ben.

Haa! Şu iç ses muhabbeti. İç sesim misin benim.
 

Yok, o değil!

Vicdanının sesiyim deme sakın.
 

Sen çok yazıyorsun bu aralar, biraz kafanı kaldır oğlum, vicdanının sesi ne amına koyim!

E ya kimsin, söylesene!
 

Puşt sesinim ben senin.

Puşt mu sesim.
 

Hea. Niye şaşırdın

Ne bileyim olum daha önce hiç duymadım öyle bir şey.
 

Artık biliyorsun. Herkeste vardır bu sesten ama herkes puşt olduğunu kabul edemediği için bu sesi duyamaz.

E ben puşt olduğumu kabul etmedim ki.

 Ettin.

Nasıl ettim?
 

Teyzenlerin sizde olduğunu biliyorsun. Çağırdılar seni, Kadıköy’deyim dedin.

Puştluk mu oluyor bu.
 

Aslında biraz da götlük, ama bizim denetlemeciler de sizin rtük gibi. Neyse küfür etmiyeyim, belki duyarlar.

Kesin bilgi o zaman, ben puştum?
 

Yani, benimle konuştuğuna göre..
 

Olum ama sana bir şey diyim mi. Harbiden biraz düşününce puştum lan ben. Ya aslında tüm olay bu insanların fazlalığı. Puşt ses, çekemiyorum olum bu kadar insanı. E bayramları biliyorsun. Doluşur da doluşurlar. Sevmiyorum anasını satayım milleti görmeyi, milletle öpüşmeyi. Hele yaşlılar her seferinde gelip diyorlar ya, “bu çocuk onca şeyden sonra bu şekilde yetişti ya. İyi yetiştirdiler iyi.” Bayıyor beni böyle muhabbetler. Sanki biri iç organlarımı parçalıyor. Ne teyzemlere gittim bayramlaşmaya ne de mahallemizde ki yirmialtı yıldır tanıdığım insanlara. Bir tek anneannemlere gittim. Çünkü o bana “oğlum bu kadar şeyden sonra nasıl kendini kesip biçmiyorsun” demiyor. “Kurban olurum yavruma” diyor. Kurban Bayramına denk gelince kendimi kesilmiş hissedip hafifliyorum. Olum ben puşt filan da değilim aslında. E dün gördün beni. Tam dışarı çıkacakken yakaladılar kapıda. Kim olduklarını bile bilmiyorum. Beni kendi oğlu Nuriyle bir tuttular iki dakikaya. Benim oğlum yüksek lisans yapmış sizin ki bir sikim yiyememiş der gibi. Sonra yine dediler. “Ya sizin bu çocukta bu yaşında mapuslara değil de böyle yanı başında duruyor ya” E bana puşt diyorsun da o teyzeye niye puşt demiyorsun. Gelininin teyzesinin kızını bana yapmaya çalışıyor. Vesikalık çıkarıp gösterdi. Sol köşesinde “Dost Fotoğrafçılık” yazıyordu. “Dost canlısı sanırım” deyip espiri yaptım. Kendi espirime kendi götümle güldüm. Ben ne yapayım puşt ses. Kız beni çekip çevirirmiş. Piliçmiyim amına koyim ben!. Neymiş efendim , benim valideye söylüyor; “senin oğlan çok çekti, bu kız da çok çekmiş. Everek bunları da birbirlerini çekiştirsinler.” Sonra bir gülüşmeler filan. Lan puşt ses, beni konuşturup tüydün mü nerdesin
 Burdayım lan burada. Bi duygulandım kötü oldum ne güzel şeyler dedin.

Boşuna puşt diyorsun olum bana. Puşt muyum söyle bakayım.
 

Benle hala konuştuğuma göre puştsun.
Bak geçenlerde okuduğun Oğuz Atay kitabı vardı ya, hani altını çizdin. O'na dönmesin durumun.

Sen beni mi takip ediyon la.

Olum ben senin bir parçanım. Arada puştlaştığında çıkıyorum ortaya.
 

Neyse, hangi söz bu?
“Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim."

Lan şimdi düşündüm de susmasan mı acaba. İyi geldi la seninle konuşmak.
 

Ne oldu senin kitap işi?

Yazamıyorum ki. Evde bir sürü millet var.

 Olum hazır toplanmışlar, gidip birden gör işte aradan çıksın.

Vayyy puşt sesime bak sen. Ulan sende az puşt değilmişsin ha
 

Vay arkadaş, harbiden de, benim de tepemde bir sesler filan oluştu. Bende mi puşt oldum lan. Çabuk büyük puştluk yap. Bende ki ses anca öyle susar.

Birden söyleyince olmuyor olum, spontane gelişmesi lazım.

 Neyse ben gidiyorum. Senin puştluk yapacağın yok

Eyvallah puşt ses. Yani bende ki olay tamamiyle insan kaynaklı. Sevmiyorum böyle şeyleri. Niye böyleyim la ben. Neyse bir de onu düşünmeyeyim. Çay söyliyim içer miyiz karşılıklı?
Heyy..
Puşt ses?
Gitmiş puşt..
Memet abii, bir çay daha.

53 yorum:

  1. İç ses... :) :)

    Bu arada yeni öykü dizime mutlaka bekliyorum, tanıtımlar Kafa'da! Sevgilerimle... :)

    YanıtlaSil
  2. Haha :) herkesin bayramı ayrı oluyormuş daha iyi anlıyorum. Ben de istiyorum iç sesten arada, ben genelde öyle anlarda geçmişe giderim hep, çıkamam içinden sonra. Kitabın da en yakın zamanda biter umarım, heyecanla bekliyoruz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeter ki içinizin sesine kulak verin, çıkıyor bir yerlerden :p

      Sil
  3. ben de insan sevmiyorum yemin ederim. telefon calsa, kapida biri beklese ölü taklidi yapiyorum. iyi böyle ya.

    YanıtlaSil
  4. Kalabalık, meraklı insanlarla zaman geçirmek, karşılaşmak can sıkıcı. Tanıdıklarla karşılaşmamak için itinayla kaçıyorum.

    Yalnızlık her zaman iyidir. Hem bak puşt sesin de gelmiş senin. Ben de bekliyorum, benimkini.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok ince bir çizgisi var bu kaçma işinin. Oğuz Atay'ın kitabından bir örnek verdim, Korkuyu Beklerken kitabı / hikayesi aslında yalnızlığı en güzel tanımlayan bir söz topluluğu, okumadıysan tavsiye ederim.
      arada puştluk yapmassan çıkmaz bu :)

      Sil
  5. Şu küfürler olmasa, çok iyi yazıyorsun aslında . Belki ben küfür sevmediğimdendir ama, yazmaya devam yani. Eleştiri olarak alma, aman diyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olur mu, tabi ki de eleştirebilirsiniz beni bunda çekinmenize bile gerek yok :)
      teşekkür ederim.

      Sil
  6. Hahahah harika bi yazı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. vayy kimler gelmiş, hoşgelmiş :)
      teşekkür ederim

      Sil
  7. yaşlıların gönlünü almak iyidir, ne de olsa bayramdan bayrama yapıyoruz... gibi aykırı bir yorum bırakıyorum buraya:)

    benim puşt ses: "hı hı, evet öyle" de sayın yazar; müşteri her zaman haklıdır, kitabın çıkınca alcaz ya;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bende ki tamamiyle insan odaklı demek ki. doğrudan insanları sevmediğim için, yıllanmış ya da yıllanmamış insan diye ayıramıyorum :p
      müşteri her zaman haklıdır, her zaman :d onda şüphe yok. ı ıhh yok yok :)

      Sil
  8. Herkeste bir bayram muhabbeti var :) Benim bayram muhabbetim de her zamanki muhabbetlerim gibi delilik üzerine :D Lütfen, herkesi kendi blog siteme beklerim ve şu benim de bayram yazımı okuyunuz lütfen.
    BAYRAM FİLAN: http://hususikalem.blogspot.com.tr/2014/10/bayram-falan.html
    ---spoiler---
    Torunlarım el öpmeye gelmemişti! Gerçi çocuklarım bana daha torun yapmamışlardı çünkü daha karımla çocuk yapmamıştık. Aslında benim karım da yoktu! Ben insanların dediği gibi deli miydim gerçekten?
    ---spoiler---

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. fragmanı aldık, devamına bakalım o zaman
      eyvallah :)

      Sil
  9. bayramları zorunlu hareketeler olarak algılamaya başladığımızdan bu yana,hep zor gelmeye başladı.
    iç sesimizde çeşitli hallere girip,bize daha uzağa daha uzağa dedi.bi bakmışız ki,anne baba ve diğerleri bi yerlerde,biz başka yerlerde
    zorlamalar mı bu sonucu doğuruyor,vazgeçmeler mi?
    kitabını hevesle bekliyorum.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle zorlamalar.
      bu ta küçüklükten başlıyor ama. mecbur tutuluyoruz birilerini gidip görmeye / sevmeye. e birikip birikip patlıyor insan da bir süre sonra
      teşekkür ederim :)

      Sil
  10. Harika Tolga çok iyi yazmışsın. Kullandığın resmi de ilginç buldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim şenay
      bu ay ki ot dergisinden o resim. hakan günday'ın köşesi

      Sil
  11. Hahaha , tanıdık , tanımadık insanları mucuks mucuks öp. Bu bayramda ben de bir b...k anlamadım desem :) 2 gün çalıştım , bir gün de eşimin ailesine gittim millet laf etmesin diye hizmet ettim geçen bayram sırf oturmuştum :))
    Bak sana görücüde gelmiş nerdeyse :)) Bu insanların yorumları br gün beni öldürcek ....!!!! 1.5 yıllık evliyim diye başladılar çocuk ne zaman diye !! onlar yüzünden rüyamda kız çocuğuna hamile olduğumu gördümm
    Neyse efendim iyi bayramlar diliyorum , sen büyüğümsün ellerinden öperim harçlığımı da hazırlamasını unutma emi :)
    Sağlıcakla kal

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      Eeee Ness'im artık zamanı gelmedi mi? Tamam anladık, çok güzelsin ve bu muhteşem güzelliğini doğum sırasında aldığın kilolarla bozmak istemiyorsun. Ama artık torun gelsin dimi (hahhaha)
      umarım dinlenebilmişsindir
      sevgiler :)

      Sil
    2. Hhahahah iyi güldürdün beni , daha yeni kilo verdim ben ya :)) şimdi teyze olcam ben orda bir stajerlik yapacağım :)

      Sil
  12. o iç sesi susturmalı bazen :)

    YanıtlaSil
  13. bak burda haklısın işte .. ittirme zoraki görüşmeler halini almaya başladı bayramlar son yıllarda , nedendir bilinmez .. şehir hayatı mıdır ? kimsenin kimseyi zaten anlamayıp öyle göründüğünden midir nedir ? bilemedim ama bana da oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh nerde o eski Bayramlar geyiğini yapayım mı :d
      önceden bu kadar sıkmıyordu beni.
      acaba yaş ilerledikçe mi ortaya çıkıyor bu. gerçi o zaman da bu yaşlılar niçün hep seviyor bayram filan.
      tam araftayız herhalde. sevmekle sevmemenin arasında.
      ohh şet!

      Sil
  14. Of bayram diye bir sürü kişiyi aratti annem. Allahtan hepsi burda degil. Sevip sevmedigin herkese vulmek salak sacma iltifatlar etmek bence hic samimi degil ama koca bayram yaptigim buydu :D

    YanıtlaSil
  15. Bir çizgi var herkes o çizgiden gidiyor ama sen çizgiyi kendin çizip gidiyorsun senin bu halini seviyorum Tolgacan :) O içindeki arkadaşa selamlar benden :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canını yediğim, sende olmasan iyice karamsar biri olucam ben :)
      Yazarken de bu geçerli. Önce kendime bir yer yüzü yapıyorum, sonra kurallarını kendim belirleyip kendim yaşatıyorum. O yüzden bu gözlemin çok çok doğru ve beni mutlu etti, demek ki anlaşılabiliyorum.
      onun da selamı var :))

      Sil
  16. Sen yine de iç sese kulak ver derim. Oda ruhumuzun bir yansıması değil mi sonuçta?
    Hem o hep çalkantılı, doğruya daha yakındır belki. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kulak vermeme gerek kalmıyor, kendisi duyuruyor zaten seisini :)

      Sil
  17. Ah o iç ses yok mu :D
    Ama bayramlarda olmasa insan yüzü görmeyecez Tolga, arada bi insan yüzü görelim be yaa :D

    YanıtlaSil
  18. Yiaaaaaa ahhh o iç seeessss!!! Sus la şişirme kafayı!:) Haydi işine:))) Heheheeee Sevgiler...

    YanıtlaSil
  19. ki sen de çok iyi biliyorsun toplumun sana senin bir parçanmış gibi direttiği puştun sana çelişen sesine bazen kayıtsız kalamadığını...ki biz de öyle toplumsal bir aileyiz(!), yani tanıdığın her insanın senin üstünde biraz hakkı var; tanımadığının gördüğü kadar ve bir santim bile olsa yolunun eğimini değiştirecek kadar...iki ucu boklu değneği tutmak zorunda değiliz, iyi yapmışsın!Ben de aynını yapardım ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E öyle tabi. hep bir dayatma hali.
      bu dünyaya gelirken bile, kimse sana sormuyor şu şu kurallar var uyacaksın diye. sen gelmeden o kurallar birileri tarafından kurulmuş, sende seve seve ayak uyduracaksın diyorlar. bla bla blaa yani :)

      Sil
  20. toplumun dayatmaktan başka işi gücü yok sanki ağzını kıriyim. (küfür edip yorumları bozmiyim). benim kız şurada, senin oğlan şuradaydı. o bi baltaya sap olamadı ama benimki samandan ayrıldı. sonra ya Olric oluyor, ya Lopez, ya Sebastian, ya da bizim puşt ses. iyi oluyor ama puşt. yanlızlıktan ya da yaşanmışlıktan kafayı yemeden bir tık önce. ya da bir tık sonra. ya piliç gibi çekip çevirmek istiyorlar ya da eşya gibi sahip olmak. aha, benim puşt da geldi.
    ot'taki resim de tam olmuş buraya. kalemini de iyi konuşturmuşsun yine. emeğine sağlık dost.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle başladı, böyle de devam edecek sanırım.
      hep bir şeylere yetişmek ya da yetişecekmişiz gibi davranmak zorundayız. sanırım dünya denilen bu toplumun kuralları bu. bizden önce koyulan kuralları uygulamak zorundayız.
      eyvallah

      Sil
  21. Yine bitmese duygusuyla okudum, puşt sesi sevdim daha çok konuşsun :)
    Bayramların iki yüzlülüğü beni buhrandan buhrana sürüklüyor. Yılda iki defa bildiğin fenalık geçiriyorum normalde hiç geçirmiyormuşum gibi...
    Bayram dışında arayıp sormazsın, öldü mü kaldı mı merak etmezsin ama bayram mı oldu aman ara ayıp olmasın.
    "ayıp olmasın" diye sevgi gösteriyoruz aslında hiç hoşlanmadığımız insanlara. Ne acayip işler. Ne yapabilirim de x'e gitmekten nasıl kaytarabilirim diye 50 takla atıyorum.
    En son 20 yaşında uyandım bayram sevinciyle, en son o zaman öptüm babaannemin elini seve isteye ve neşe içinde. Devamı maskeler, maskelerimiz.
    Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğim gibi, bir kurallar bütünü hep bunlar Derya..
      eskiden eskiden deriz ya hep, her şey eskidenmiş sanırım. ben yirmi altı yaşındayım. bir çocukluk zamanımdan hatırlıyorum o keyif anlarını. sonra altı yedi yıldır, yani aklımın yavas yavas calısmaya basladığını anladığım andan itibaren bana da zora ki geldi artık her şey. ve sıkıldım..

      güzel düşüncelerin için teşekkür ederim.
      yorumlarını gözlüyorum haberin olsun (:

      Sil
  22. Bayramlar olmasa sevmediğimiz insanlara tahammül sınırımızı bilebilir miydik? İç ses sana diyom.
    İç ses:
    Sus la yalaka. :P :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. heyy, bak çok güzel bir fikir yürütme oldu bu, kutluyorum seni :)

      Sil
  23. Bu puşt sesi çok sevdim ben :)
    Bayramlardan,el öpmekten istemediğim insanları görmekten ve onlara hal hatır sormaktan nefret ediyorum :)

    YanıtlaSil
  24. ilahi bu iç ses :)

    YanıtlaSil
  25. Bu saatte uyandm dur ne zamandir bakmiyorum tolga neler yazmis ki diye geldim, resmen uykum acildi, odada kendi kendime guluyorum.Zaten dun sabah da kendi kikirdamama uyanmistim hehe :D Guzel olmus guzel kendimde de azcik duyar oldum bu sesi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      arayı çok açmak yok öyleee
      bak delirmişsin sende, kendi kendine gülmeler filan(:

      Sil