On yedi yaş gibi güzel bir zaman dilimi var şu dünyada
bilirsiniz dimi? On yediye henüz ulaşamayanlar, o kadar şanslısınız ki.. Aynı
şeyi şuan on yedi de olanlar için söyleyemeyeceğim. Üzüntüden perişan
olabilirsiniz, size hak verebiliyorum. Çünkü siz de bu yaşın bu senenin nasıl
geçtiğini anlayamadınız değil mi?
On yedi yaşım benim içinde çok önemliydi. Zaten benim
hayatım sıfırdan on yediye kadar, onsekizden sonrası tamamen cehennem. Bu arada
on sekizden öncesini arada paylaşıyorum, cehennem dediğim noktayı siz düşünün.
Neyse, sikerim acitasyonunu diyorsunuz arada duyuyorum ama demeyin, hayat olum
bu senaryo gibi düşün; yazılmışız en hakikatli şekliyle.
Onca yıl biriktirdiklerimi bir senede kullanmayı yeğlemiştim
o zamanlar, yani on yedinci yaşımın planını da yapmıştım. Hemen hemen tutmuştu
da ha, yavaş yavaş tribünleri bırakmaya başlamış kadınların tribünlerine doğru
tezahürat yapmaya başlamıştım. E birde ergenliğin verdiği abazalık var, düşünün
siz gerisini. Gerçi ben bir yönden şanslıydım, o senem genelde Laleli civarında
geçti, haftada iki defa kesin uğruyordum. Arada arabayla boş dolanıyor, sokakta
dolanan hayat kadınlarına laf atıp geyiğin dibine vuruyoduk. Tabi arada
transların saldırısına uğruyorduk ama onlarda işin tuzu biberiydi. Bir trans
size falçata çekmediyse kendinizi İstanbul’lu bellemeyin lütfen.
Bundan sonrası biraz ağırdır arkadaşlar, küfür filan vardır; rahatsız olanlar
olur diye uyarayım dedim.
İstıklal’de bir transla tanışmıştım o sene. Tanışmam da yine
bir laf atmayla başladı ama bu sefer o bana laf attı. “Naber topitop, yalayayım
mı seni” dedi. Ters ters bakınca, “ne bakıyon lan domdom, beğenemedin mi” dedi.
Tabi o zamanlar iki büyük baş hayvan gibiyim. Bi doksanbeş kilo filan varım, e
boyum da 1,80, siz düşünün. Şehrin ortasında bir boz ayı gibi dolanıyorum. O
zamanların modası saçlarımı ortadan ikiye ayırıyorum tabi o zamanlar saçlarım
var. Yürüdüm yanına, inceden bir gülümseme attım. Yüzümdeki şevkati görünce o
da yumuşadı. Artık potansiyel bir müşteriydim. Kaçırmak istemezdi elbette. Aramızdaki mesafe iki adımlık kadar kısalınca sesini biraz daha
kadınsı yaparak; “arkadan 25, oralla beraber sana elliye olur yakışıklı” dedi.
Lafı bittiğinde daha önceden yarıda söndürdüğü sigarasını yaktı.
“Araban var mı?” dedi.
“Yok” dedim.
“Nerede iş görürsün” dedi.
“Sadece kızlarla ilgileniyorum, olmaz” dedim. Demez olaydım. Asıldı yüzü. Yanına Ceren adında biri geldi. “Bu olur mu” dedi. “Bak bu olur, ama yirmi liram var sadece” dedim. Küfür etti, ne dedi anlamadım. Çekti gitti yanımdan, giderken Ceren’in saçını çekti. Elimde ki efes şişesini fondipleyip yerde parçaladım. Arkadamdan biri kafama okkalı bir şekilde vurdu. “Havanı sikerim piç, topla o kırıkları yoksa götüne sokarım” dedi. Kim olduğunu yine anlayamadım, o da büyük ihtimalle transtı. Yerde un ufak olmuş bira parçalarını toplamaya çalıştım. Yerde ki halimi görünce makaramı yaptılar, gülmeye başladılar. Ceren geldi yanıma, konuşunca onun da trans olduğunu anladım.
“Yok” dedim.
“Nerede iş görürsün” dedi.
“Sadece kızlarla ilgileniyorum, olmaz” dedim. Demez olaydım. Asıldı yüzü. Yanına Ceren adında biri geldi. “Bu olur mu” dedi. “Bak bu olur, ama yirmi liram var sadece” dedim. Küfür etti, ne dedi anlamadım. Çekti gitti yanımdan, giderken Ceren’in saçını çekti. Elimde ki efes şişesini fondipleyip yerde parçaladım. Arkadamdan biri kafama okkalı bir şekilde vurdu. “Havanı sikerim piç, topla o kırıkları yoksa götüne sokarım” dedi. Kim olduğunu yine anlayamadım, o da büyük ihtimalle transtı. Yerde un ufak olmuş bira parçalarını toplamaya çalıştım. Yerde ki halimi görünce makaramı yaptılar, gülmeye başladılar. Ceren geldi yanıma, konuşunca onun da trans olduğunu anladım.
Yanına bir kadın daha geldi, o kadın geldiğinde korktum. Çünkü kadın çok
korkunçtu. O yaşıma kadar hiç yaşlı ve çirkin trans görmemiştim. Bilal
geldi. “Bi şey çalmadın dimi lan” dedim. Sonrasını hatırlamıyorum, kafama sert
bir şeyle vurdular. Uyandığımda yüzüm yapış yapıştı. Fruko gazozla uyandırmaya
çalışmışlar beni, yüzüme dökmüşler. O yaşlı trans ayıldığımı duyunca vakit kaybetmeden yanıma geldi “bak
arkam hâlâ iş görür, sana on milyona olur” dedi. Korkum biraz daha arttı. Lafa
gelince İstanbul’u siker atardım ama, öyle bir yere düşmüştüm ki hakikaten
korkudan zangır zangır titriyordum. Kafama kim nasıl vurdu o'nu bile sormaya korkar olmuştum. Bilal sığırı da çoktan avare avare dolaşmaya başlamış, damsız girilen barlara girip, çerezlerden çalmaya başlamıştı.
Yine de kendimi bozmayıp yekten müsaade istedim. O bana küsen transın yanına gittim. Başka bir erkek bulmuş onunla konuşuyordu. Yanında ki lavuk gülerek gidince, peşinden o da gülmeye başladı. Keyiflendi diye yanına gittim. Meğer ağlıyormuş. Enteresan sesler çıkarmaya başladı. “Böyle hayatın amına koyayım” dedi. “Bende olmayan o koca deliğe bacağımı sokayım” dedi. Kendisinde olmayan o organla ilgili türlü türlü küfür etti yanımda. “Ben önce küfür ederim tosunum, sonradan cümleyi o küfre göre yerleştiririm” dedi. Hiç unutmam – hiç unutmayacağım bu anı. “Otuz liralık sakso çekmezsem otuz liralık ekmek yiyemem” dedi. Bu benzetme beni de benzetti. Hem benzetti, hem tüm dünyayı gözümün önünde rezil etti. Berbat bi diyar burası. Çok berbat.
Yine de kendimi bozmayıp yekten müsaade istedim. O bana küsen transın yanına gittim. Başka bir erkek bulmuş onunla konuşuyordu. Yanında ki lavuk gülerek gidince, peşinden o da gülmeye başladı. Keyiflendi diye yanına gittim. Meğer ağlıyormuş. Enteresan sesler çıkarmaya başladı. “Böyle hayatın amına koyayım” dedi. “Bende olmayan o koca deliğe bacağımı sokayım” dedi. Kendisinde olmayan o organla ilgili türlü türlü küfür etti yanımda. “Ben önce küfür ederim tosunum, sonradan cümleyi o küfre göre yerleştiririm” dedi. Hiç unutmam – hiç unutmayacağım bu anı. “Otuz liralık sakso çekmezsem otuz liralık ekmek yiyemem” dedi. Bu benzetme beni de benzetti. Hem benzetti, hem tüm dünyayı gözümün önünde rezil etti. Berbat bi diyar burası. Çok berbat.
En son, son iette ye yetişmek için depara kalkarken birden
arkamı dönüp adını sordum. “Emel” dedi. Ama sen Emrullah diyebilirsin.
Hepimiz için önemli olan on yedi yaşın, şerefine !!!
YanıtlaSilİnsan olarak dünyaya geliyorsun ama insan gibi yaşayamıyorsun. Bir kadeh de Emel için kaldıralım. Umarım, hayatı daha kolaydır şimdilerde.
Bu konuya nereden girsek sonu hep bir çıkmaz sokak, o yüzden göğe bakmakta yarar var, yoksa sıyırır gideriz sanki aklımız çok yerindeymiş gibi..
Silya sen bu durumlara çok mu takıyorsun arkadaşım?
YanıtlaSilbırak ya,kim ne yapıyorsa yapsın!
bu arada ince bi gönderme var mıydı,küfür falanla ilgili?
tolga,sen çok güzel yazıyorsun,lamı cimi yok!
takılmasaydım bu yazıları yazamazdım değil mi :) gayet basit bir denklem aslında
Silgönderme değil, rahatsız olanlar için uyarıyorum; sonra yok efendim ne çok sövmüşsün demeyin. Arada şiir de yazıyorum yoksa direk girişe artı onsekiz uyarısını koymayı yeğliyordum. Mâlum insanlarımız hassas :)
Senin bu güzel içtenliğin olmasa ne yapıcam hiç bilmiyorum, teşekkür ederim; bütün yazılarımda nacizane kendi duygularını bıraktığın için. Bir bloggerden ziyade bir arkadaş oldun, eksik olma. Başım üstünde yerin var, unutma :)
Okudum domdom sorun yok..
YanıtlaSileyvallah yavrum.
SilOkuyamıyordum nicedir, iyi oldu. İyi oldu derken, anladıklarım değil tabii ki.
YanıtlaSilHer neyse, tek bildiğim bedellerle satın alınan bedenlerin lanetliği. Birilerinin ekmek parası, onun bunun iki dakikalık zevkine eş değer.
Bu düzenin gidişatına birde Emel için koyalım kardeşim.
Bütün Emel'ler , Ceren'ler için..
Sileyvallah, hoşgeldin tekrardan.
:(( dünya? adalet? hayat? güzel? bilemedim ne çok soru uçuştu kafamda...
YanıtlaSilÇelişkilerinin üzerine bir çizgi çek, unut gitsin.
Sildüşünmeye değmez hiçbir şeye..
hele böylesi bir dünyaya.
Maalesef rezil dünya berbat, başka söze ne hacet.
YanıtlaSilMemleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı Tarancı
:\
Silboğazımda düğümlendi kaldı şiir
eyvallah
Baştan sona sürüklenerek okudum. Konu acı, ama anlatım hoş... Yalnız en çok da boz ayıya bayıldım, kızmazsan. :)
YanıtlaSilehehhe teşekkür ederim, beğenmene sevindim.
Silyok canım niye kızayım; hakikaten öyleydim yani :))
toplumun transeksüel cerrahlara ihtiyacı var bence, çok yetenekli ve güçlü olduklarını düşünüyorum.birini tanırım; adı 'ceren' di.Bu tesadüf sonucu ceren isminin anlamına baktım bi sitede şöyle bi şey buldum: http://ismininanlamine.com/ceren-isminin-anlami-ne-270/#Ceren_sminin_Anlam
YanıtlaSilçok ilginç geldi bana, genelde bu ismi tercih ediyorlar.
bi de şimdiki adı ceren olan arkadaşım bi yakışıklıydı ki şerefsiz :) hep böyleler, yazık bize yahu :/
tek temennim topluma kazandırılmaları.
Silve en önemlisi her transı fahişe olarak algılamamaları.
Tolgaaaaaa, rüyamda senin çıkaracağın kitabı gördüm. :) Gözümü açar açmaz koştum, buraya. :)
YanıtlaSilKitabın böyle kanatlı bir şeydi. Uçuyordu. :D Ben sokakta oturmuş çekirdek çitliyorum, sonra kitabın böyle gökyüzünden süzülerek geldi, yanımdan geçti gitti. Kitabın ismi kapakta yazmasa bile, senin kitabın olduğunu hissettim. :) O an yüzümdeki ifade 'Bu neydi lan?' şeklindeydi. Biraz korktum. :D
hahhah, içine mi doğmuş :)
Silyayınevi onay verdi kitaba, sadece biraz sıra varmış. bakalım çözeceğiz onu da bu aralar :)
elimde bir kapak tasarımı var, beğenilirse güzel bir şey çizdirttim bir arkadaşıma
Boz ayı mı hahaha hiç değişmemişsin :)
YanıtlaSildeğiştik değiştik
Silonca zaman her şeyi değiştirir :)
17 en güzeli deyince daha ne kadar berbat olabilir ki diyor bir yanım, ama olabilir, olacak demek.. Hayat senaryosunun girişi filan yok işte, direk dalıyorsun acıların içine. Biz dündü yarındı diyene kadar zamanı çekip alıyorlar ayaklarımızın altından. Sonra ortada Ceren'ler kalıyor, niceler niceler.. O zaman bir kadeh de 17 için geldiği kadar güzel gitsin diye..
YanıtlaSildimi.. kendi içinde ki bu karmaşa daha berbat aslında. daha doğrusu bu düzen, bu kurgu, bu kurallar..
Silhaydi bakalım, fondip.
17 güzel ama 37 daha güzel :p
YanıtlaSilEminim ki öyledir :)
Silne hazin hayatlar..
YanıtlaSilöyle malesef..
Sil"Önce küfür ederim tosunum Cümleyi sonradan küfrün içine yerleştiririm" Esaslı bir cümle bu... Hayat bazıları için sadece bir küfürden ibaret ....Ne acı...
YanıtlaSiliyiydi hakikaten..
Silinsanın öğretmeninin "hayat" olması çok kötü.
hem de çok..
bu uyarılar iyi oluyor. sonra millet neden böylesin demeye başlıyor, nerden buluyorlarsa o hakkı.
YanıtlaSilyine çok iyiydi. demiş miydim bunu daha önce? :)
ben küçük memleket insanıyım. falçatadan pek anlamam ama okurken en az senin kadar İstanbullu oluyorum. bu iyi bir şey mi?
eyvallah dost, İstanbul dediğim bir biçim; bir kavram, her yere uyuyor namussuz.
Silrahatsız oluyor diye onlara kızamam, hatta rahatsız olduklarını düşündüğüm için üzülüyorum biraz da; keşke herkese anlatmak istediklerimi aktarabilsem; keşke o çeşit bir yeteneğim olsa.. ama bende böyle yazıyorum işte, ne edem :)
Düşünmeyi çoktan bıraktı bazılarımız. Dolduk, taşıyoruz çünkü. Dokunup geçiyoruz artık. Belirlenmiş miktar kadar üzülüp sıradaki diyecek kadar katılaştı gibi insan yanımız. Ama hala, her bir hikayede biraz daha kirlendiğimi hissediyorum. Belki de hala bir parça insanım.
YanıtlaSilişin garip tarafı da bu zaten
Sil"daha ne" diye başlarken cümleye, hayat gösteriyor; daha bunları görmedin, daha bunları duymadın.. daha..daha..daha..
Off aklımda Eylül Cansın var.
YanıtlaSilBu da ek bilgi. Yazım dilinizi beğendim. Geriye doğru gidiyorum şimdi.
https://eksisozluk.com/entry/48161641
Daha iki gün önce Mehtap Zengin'in videosuyla sarsıldık.
SilNe acı, ne kötü
İnsan insan olduğu için bile utanıyor bazen..
Hoşgeldin..