18 Ekim 2012 Perşembe

Köşebaşı Delikanlısı ' Yüzleşme '






Tam 9 gün olmuştu onu görmeyeli..
Kendime engel olamayıp iki gün evinin orada dolandım , hatta bir seferinde arabayı çekip bekledim onu Zeki Müren eşliğinde.. Sahi , Zeki Müren'de bizi görüyor mudur ?
Farkına varmamıştım ama onu beklerken sürekli içiyordum. Unutmaya çalıştıkca daha çok hatırlıyor insan..

Birde hayat denilen olay var , yaşamak için para gerek. Arada korsan taksiye çıkıyordum yolumu bulmak için , yine öyle birkaç arkadaştan rica ettim geceleri kahvede takılmaya başladım. Nasıl bir sistem kurmuşlarsa , telefon hiç susmuyor. Avcılara bir iş çıktı , gidip bir adam iki kız aldım. Dakkasında anladım adamın pezevenk kızlarında o biçim olduklarını .Ne dersin ki ? Ettikleri muhabbet zaten vıcık vıcık ..Avcılardan alıp Küçük Çekmece'ye götürdüm. Yani benim semtime .. Meğer ne dümenler dönüyormuş anasını satayım , götürdüğüm yer fuhuşun tam göbeği. Bulunduğum ortam canımı sıksa da bir iki kızı gözüme kestirdim yoklukta iş görür diye. Sonra kendime sövdüm birkaç defa.. O akşam 4 müşteri denk geldi 75 lira aldım toplamda , 15 ' i mazota gitti bana kaltı 60. Bir hafta ya yeter yada yetmez..

Sabah 9 ' da kalktım , evde kimse yoktu. Yatakta oturmuş ne yapsam diye düşünüyordum. Burnuma buram buram at kokusu geliyordu , anlam veremedim. Koltuk altımdan bir nefes çekince önce geçici körlük daha sonra şuğur bulanıklığı yaşadım , hemen duşa attım kendimi. Önceden en azından onu görürüm diye hayal kuruyorken birden ortalıktan kayboluşu benimde düzenimi etkilemişti. Resmen yapacak bir şey gelmiyordu aklıma. Gelse de hiçbir şey yapasım yok. Açtım birkaç dizi izledim internetten. Birkaç format işi vardı bi makine hariç diğer ikisini hallettim. Yapamadığımın sorunu başkaydı bir bok anlamadım zaaaarrttt diye ses gelip duruyor kasadan. Saat'i 6 etmiştim , çıkıp Hasan ağabeyin orada iki çaya düşeyim dedim. Gittim bizimkiler de oradaydı , laf dönüp dolaşıp yine bana geldi.

-Nedir bu durgunluk olum.
-Yok bir şey ya bak dalgana sen.
-Dalgaya bakarım da sen söyle bakayım halin hal değil.
-Biliyorsun la işte söyletme
-Geçmiyor mu artık
-Yandan Sinan seslendi yine yırtık dondan çıkar gibi
-Ürküttün mına koyim kızı geçmez tabi
-Şşşş aha la geliyor bu değil mi ?

Sağıma dönmemle onu görüp kilitlenmem bir oldu , ayaklarım beynime isyan edercesine ona doğru gidiyordu. O yine aynı, zalımın kızı .. Bir kere göz göze geldik yine kafasını eğdi aşağıya sanki o gün önünü kesip onla konuşan ben değilmişim gibi , gücüme gitmedi desem yalan olur. Tam yanımdan geçerken çantasından beyaz bir zarfı çıkartıp gelişigüzel yere bıraktı. Şaşırdım , dönüp arkasına bakmadı bile. Beş altı adım gidişini izledikten sonra yere düşürdüğü zarfı aldım. İlk başta bir anlam veremesem de içindeki kağıdı gördükten sonra bayağı bana mektup yazmıştı. Arkadaşlara bir şey demeden kendimi parka attım. Sadece filmlerde olur sanırdım böyle bir mektup okuma sahnesi , hakikaten de oluyormuş..

Her zaman ki bankıma oturup açtım zarfı..
" Merhaba Küçük Adam..
Küçük Adam dediğim için şaşırabilirsin belki . Yaşça benden büyük olmalısın , en azından bunu tahmin edebiliyorum. Ben 21 yaşındayım , adımı söylemek istemiyorum bunu yazıyı okuduktan sonra anlayacaksın.
Küçük Adam diyorum sana , çünkü bana olan yaklaşımın , tavrın öyle güzel ki  yüreğinde bir çocuk yaşatan anca böyle güzel şeyler yapar.
Merak etme , bana her bakışından , peşimden evime kadar gelişinden hatta o EJ 1611 plakalı mavi arabadan haberim var , yoksa seni göremediğimi mi zannediyorsun. Gizli takip konusunda çok başarısızsın haberin olsun :) ..
Mektup dediğin elle yazılır öyle değil mi ? yuh deme bana bu bilgisayar çıktısı için ama böyle olmak zorunda. Keşke her şeyi senin gibi rahat yaşayabilsem, maalesef doğduğunuz ortam bazen tüm kaderinizi etkileyebiliyor.
Ben evliyim Küçük Adam , parmağıma hiç bakmak aklına gelmedi sanırım birkaç sefer özellikle göstermeye çabalamıştım , başarılı olamamışım demek ki.
16 yaşımdaydım henüz , 12 sığır ve bilmem kaç paraya satıldım ben babam tarafından. Hiç yüzünü görmediğim , koca bir adama satıldım. Adam dediysem lafın gelişi anladın işte.Bazılarımızın kaderi doğuştan yazılıyor anlayacağın. Ama herşey bir yana Allah’ın bana bağışladığı bir kızım var henüz 2  yaşında.

Başlarda bu kadar uzayacağını tahmin etmemiştim . Hem daha fazla bekleme , hem de ümit bağlama diye böyle bir delilik yapma kararı aldım. Delilik diyorum çünkü her ne olursa olsun ben bir anneyim.
"Keşke" deriz ya bazen , şuan o kelimenin dillendiğini hissedebiliyorum o yüzden daha fazla uzatmadan susuyorum.
Üzülme olur mu ?
Hoşça kal Küçük Adam.. “

Küçük bir yavru köpeğin gelip ayağıma dokunmasıyla irkildim , dalıp gitmiştim uzaklara. Ne yapılırdı ki böyle durumlarda ? Her ne olursa olsun o başkasının namusu..
Bana düşen , gözlerine iliştirdiğim gözlerimi paslı bir makasla kesmek.
Ama yok , ne olursa olsun son bir veda mektubu yazmalıydım. Öyle birikmiştim ki bir yere içimdekileri kusmam gerekiyordu.
İyi tamam güzelde , bunu ona nasıl verecektim ?
Aklıma bir fikir geldi..

Devam edecek..

Biz önceden küçük şeylerle mutlu olan insanlardık, Sonra aklımıza sevda diye bir şey soktular, toparlanamadık.. “


17 yorum:

  1. Nası ya evli miymiş?? Yavv bi kere de sorunsuz birlikte olsun şu sevenler. Bir gün bir şeyler yazmaya başlarsam hep mutlu edeceğim sevenleri :((
    Devamını bekliyorum..

    YanıtlaSil
  2. ayy şok olduuummm... bi an önce devamı gelmeliii..

    YanıtlaSil
  3. Ya niye evli barklı kadına mektup yazıyorsun?Başını belaya sokacaksın kadının. Yok yere hemde..
    Neyse.. merak ettim. :)

    YanıtlaSil
  4. Yazının böyle devam edeceğini hiç beklemiyordum. Zoru sev, imkansızı iste sonra ben niye yalnızım de.... :)

    YanıtlaSil
  5. şoklardayımm. resmen gözümden 2 damla yaş geldi çok üzüldüm ) : küçük adam..
    umarım bu yazdıkların kurmaca değildir

    YanıtlaSil
  6. Allah allah ya, olcak iş mi şimdi bu..
    Baya kitap okur gibi okuyorum ben, çokta harika, ne ki bu?

    YanıtlaSil
  7. Çok güzel bir yazı tebrik ederim...

    “ Biz önceden küçük şeylerle mutlu olan insanlardık, Sonra aklımıza sevda diye bir şey soktular, toparlanamadık.. “

    yanlış bilmiyorsam Yılmaz Güneyin bir sözüydü...

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toparlanamadık..
      hoşgeldin , evet Yılmaz ağabeyimizin.

      Sil
  8. Kesinlikle heyecan verici , merak uyandırıcı. Devamını bekliyorum.

    Küçük adam imkansız bir aşka tutulmuş olsa da "hayat bu" ne göstereceği belli olmaz :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir üstte finali koyduk :)

      Sil
    2. Önce bunu okumuşum :))) komik oldu :)

      Sil
    3. Yok olması gerekeni yaptın , sondan başa değilde baştan sona doğru okudun :p

      Sil