27 Kasım 2017 Pazartesi

Diriliş


Uzun uzadıya cümlelere gerek yok. Beceriksizliğinin suçunu şarkılara atmaktan vazgeç. Hem sen söylemiştin, hatırla; iyi başlangıçların kralıyım her zaman demiştin. Hem belki bir suçlu aramayı bıraktığın anda dönebilir rüzgarın yönü sana. Vazgeç artık rüzgar yüzüme vurmuyor diye rüzgarın vurduğu yönü aramaktan. Dön bak, hemen arkanda senin. Baktığın yer ile gördüğün yer arasındaki uçurumu benim gibi görebilsen eminim endişe edersin insan ırkı için. Ne büyük bir kara deliğe meydan okuyorsun dersin. Sonra gülersin. Bir kara deliğe dönüşenlerin anlayabileceği şekilde gülersin. Anlamayanlara kızmazsın ama. Demişti ya hani “sana kızmıyorum ama,” peşine eklemişti, “senin suçun yok, sakın kendini suçlama.”
Çaresizliğin anlaşılmıştı işte o zaman. Anlaşılmamak tükenmek bilmeyen bir tükenmez kalem senin için, bilirim. Anlaşılmanın nesli tükenmekte olan sıfır beş uç kadar sıradanlaştığından şüphem bile yok. Ne korkunç geliyor dimi sana anlaşılma ihtimali. Çünkü biliyorsun tek dayanağın olan o soru işaretinin cevabı bir gün çıkacak ortaya. Çünkü biliyorsun, yaşamaktan duyduğun muhteşem hazzı itiraf etmek zorunda kalacaksın geride kalanlara….

“Kiminle konuşuyorsun bakayım aynanın karşısında” diyor. Asiye diyor. Aynadaki gözüme değil de kafamın arkasından gözlerimin içine bakmaya çalışan Asiye diyor.
“Kendimle” diyorum. Ben diyorum. Yirmi bir dakikadır aynanın karşısında kendimle konuşan ben diyorum.
“Ne konuştun da beni yeniden dirilttin, son hikâyende itiraf edip silmiştin ya beni” diyor. Asiye diyor, sözcükler ağzından kanlı çıkıyor.
“İhtiyacım var” diyorum. Ben diyorum karşımda tekrardan dirilen Asiye’ye içimdeki öfke topluluğunu kusmadan önce.
“Bu sefer kolay kolay gitmem” diyor. Asiye diyor. Aynadaki gözlerime bakıyor. Gözleri gözlerim oluyor. Gözlerinde kendimi görüyorum.
“Hoş geldin” diyorum. Ben diyorum. Az sonra Asiye’ye kurdurtacağım cümleyi bile bile diyorum.
“Çok yalnızsın” diyor.
Asiye diyor.

O söylüyor ben yazıyorum.

10 yorum:

  1. O söylüyor ben yazıyorum....Yüreğine kalemine sağlık güzel insan
    bir dokundu geçti içime yüreğine sağlık sevgiler ....

    YanıtlaSil
  2. Merhabaa :)
    Profilinde gelenleri ilk selamlayan Turist Ömer'i görüyorum her gün yoldan geçerken nostaljik bir kafenin camında, gülümsüyorum istemsiz her seferinde. Artık pastane börekçi değil, kafe oldu oralar ama hala nostaljik biraz.
    Bir de ben hala kitabı okuyamadım ama okuyacağım, merak ediyorum, kararlıyım. Yazıların hayatın samimiyetini yakalıyor ve fazlaca derinlere gidiyor oradan.
    Tam yirmi bir dakika bakıp aynada gözlerine maymunu görmeden devam edebilir mi insan? Maymundan daha beterleri olduğundan mıdır ya da gördüklerimizin mümkünatı? Kuşlar uçuyor sonra, zor anlaması.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba ile giriş yaparak kötü bir misafir girişi yaptın diyeyim:)
      merhaba nedir hanım kızım :p
      şaka şaka, hoş geldin.
      bütün dünyayı sosyal medyada fotoğraflar paylaşılacak şekilde (arka fon) inşa ediyorlar. geride kalan sığ kesim de ne yazık ki asimile olacak yakında.
      geçen "çay lav yu" yazan bir yerde fotoğraf çektirdim. bir şarkıda da diyor ya 'korktum, güldüm kendime kızdım.' aynısını yaşadım he.
      hayatın bir samimiyeti yok lâkin okurken güzel şeyler hissediyorsan bu duyguyu sahiplenebilirim.
      arada hohlayıp sil o aynayı. her zaman doğruları göstermiyor kerata:)

      Sil
    2. Ben de bir selam vereyim demiştim, o kadar mı olmadı yahu? Buralarda usül nasıldır? Çıkıp tekrardan geleyim mi? :D
      Ben o sosyal medyaları da kime güldüğümüzü bilmediğimiz fotoğrafları da sevemiyorum bir türlü ama hep beraber alışıyoruz buna da.
      Hayatı biz nasıl görüyorsak öyle oluyor biraz. Hep başka taraflarını gördük hem, biraz da samimi görelim ne olcak ki? Aynı şarkıda bugün de ölmedim diyor neticede. Umut var. Bir de, düşündüm de bizim ayna bozuk galiba ya, değiştirip öyle bakacağım bir daha.

      Sil
    3. :)
      kitabımın bir köşesinde şu cümle geçiyor,
      "umut, tanıdığım en inançlı ve dürüst orospu çocuğuydu"

      o yüzden, umut olmalı. aynalar da olmalı.
      fotoğraflar konusunda kararsızım.

      https://www.youtube.com/watch?v=QkrLmeeCrhY

      Sil
  3. uzun zaman olmuş sana uğramayalı
    aynadaki simaya monologlar oluşturtan asiyeler tükenmez kalemlerin kaderini paylaşır onu bilemedim belki de yaşadığımızı hissetmek için ihtiyaç vardır bu küçük oyunlara ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoş geldin tekrardan.
      küçük oyunlar=tehlikeli oyunlar.

      Sil
  4. Şaşırıp kalıyoruz, türlü oyunlar ve oyuncular karşısında! ve "hâlâ niye şaşırıp kalıyoruz!?" bunun bile izahını yapamıyoruz!.Öyle bir ruh yoksa eğer; ne, oyuncu olmak kolay! ne de seyirci olmak, seyirciyi bulabilmek karşında!. Ekilen umutları biçebilmek için, o rollerin hakkını verebilmek gerek!. Bu dünyanın raconu bu olsa gerek!. Değilse "umut" bizi bırakmayan ve eskimeyen bir şarkı olacak hep dilimizde!. Biz yine "Turist Ömer"lere, "Neşet Ertaç" lara tutunacağız.. ne varsa hep onlar da var!. "biz böyle güzeliz usta" böyle kalalım yine de... hep böyle!..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. biz böyle güzeliz usta... günahıyla sevabıyla.
      eyvallah.
      hoş geldin tekrardan.

      Sil