27 Ağustos 2012 Pazartesi

Mavi Kelebek geri döndü..



Bir hayaleti beklemek gibi bir şeydi onu beklemek.
Hep yanımda olduğunu bilsem de , onu görebilmek için çıldırasıya paralıyordum kendimi.
Gidenin arkasından el sallamalara alışmıştım hâlbuki. Sadece dalağıma kadar işleyen o Mavi Düşü bir kez daha görebilmek için sık sık uyumaya başlamıştım , daha doğrusu çabalıyordum.

Bir şeyi kırk kere isteyince olur yalanına inandırmaya çalışıyordum kendimi uyku haplarının gardına sığınarak. Yarım yamalak uykuların ardından  ne yaptığımı soruyordum kendime.
Aynada gördüğüm ben ile içimdeki beni kıyaslıyorum karanlık , tütün kokan odamda.

Kıçımı kırmış yatağımın tavanını izlerken kii tavandaki desenlerden insan veya hayvan silüeti çıkarıyorsanız kafayı yeme işleminiz başarıyla tamamlanmıştır demektir.
Rüzgarın havalandırdığı perdenin arkasına saklanmış birini görür gibi oldum.Sonra Mavi bir parlaklık yaklaşır oldu hem küçük hem büyük bir şeydi .. Kelebek gibi.

Kocaman gözlerine inat küçücük elleri vardı , kanatlarını her çırpışında güzel güzel kokular saçıyordu etrafına. İncecik boynuna sarmaladığı desenler göz kamaştırıcıydı. Hayatımda ilk kez bir kelebek ile bakışıyordum. Yıllardır orgazm olamamış biri gibi kasıklarımdan göz bebeklerime doğru uzanan bir sancı hissettim.Elimi salladım bir sineği defetmek ister gibi , odamda iki tur atıp her yere o ışığını saçtı sanki bana bir şeyler der gibiydi.

Peki beni görmek istediğim omuydu ki ?
Hayır hayır , ben ‘Maviş’imi arıyordum. Bir kelebek niye bana onun hissiyatını verebilirdi ki ?
Avucumun içine aldım onu , Maviş mavi bir kelebeğe can vermişti bile..
Neden geldin diye sordum , cevap vermedi. Oysa ki nasıl hazırlamıştım sesini duyarım diye. Çırptığı her kanat sol mememin iki parmak altına umarsızca şamarı vuruyordu. Sağ gözümde yolculuğa çıkmak için hazırlanan damla daha fazla dayanamadı ve onun yanına damladı.
Durdu , duruldu.. belli ki söyleyecekleri vardı. Sağ elime alıp , nefes aldığım yere götürdüm onu. Gördüm onu , Mavişi tekrar gördüm.
Hayaleti görebilmek ?
Korktum , sen kimsin dedim cevap vermedi.
Bunun sadece bir rüya olduğunu hissettirmek için uçup gelmişti yanıma..

Tekrardan Masmavi bir ışık saçtı etrafına , o küçük kelebek hüzün kokmaya başladı.
Sağ elimdeki yerini korudu , mavi deryanın en dibine kadar elimi hiç bırakmadı. Artık uçmanın vakti gelmişti , bir daha gelmeyeceğini anladım kocaman gözlerine bakarak.
Sol kanadına küçücük bir öpücük kondurup elime üfledim daha hızlı uçabilsin diye.
Gitmesi gereken yol , önünde ki yol çok uzundu onun.
Mavi ışığı birçok karanlığa meydan okuyacaktı hep.
Her veda bir başlangıçtır aslında , yeni başlangıçlara doğru uçup gitti..

Rüyaların kötü yanı hep uyanırsın , ve ben uyandım.
Bu bir rüyaydı ve gerçek değildi.
Ama güzeldi..
Gerçek olamayacak kadar güzel..

12 yorum:

  1. Seni bekledim bütün gece.
    Kapımı çalan sen ol diye.
    Kelebek nasıl döner eve.
    Yeter ömrüme bugün bile....
    Belki gerçek olur. :))

    YanıtlaSil
  2. bir daha dönmeyecek diye düşününce başlarmış geri dönüşler. bi düşünür öyle demiş, bi zaman önce okumuştum; şu gelmesini beklediğim zamanlardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özdemir Asaf'ın da dediği gibi ;
      Geleceğim Bekle Dedi
      Ben Bekledim O Gelmedi
      Ölüm Gibi Birşeydi
      Ama Kimse Ölmedi

      Sil
  3. Bir şeyi çok istersen olabiliyormuş demek kii :))
    Kim bilir belki gerçekten istersen bulursun mavişini :))

    YanıtlaSil
  4. Merhaba
    Blogunu yeni keşfettim ve hemen izle kısmını tıkladım.İzlemedeyim:))
    Senide benimkine beklerim
    komirra.blogspot.com

    YanıtlaSil
  5. bazen rüya olsa da güzeldir işte. neden bilmiyorum ama kelebeklere zaafım var :)

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil