26 Aralık 2015 Cumartesi

Zamanı Kim Okşayabilir ki ?


Kafam güzel, kafam çok güzel, kafam her şeyden güzel.
Ne içtim, ne içirdiler, ney için içtim bilmiyorum. Tek bildiğim güzel olan her şeyin boka sardığının bir gerçeği. Başım ağrıyor, hem de çok, her şeyden daha çok. Önümdeki camdan aşağıya doğru bir damla ilerliyor yavaşça, dört nala geçen zamana inat ağır ağır süzülüyor. Elimde sahipsiz bir sigara deni. Sahipsiz diyorum çünkü ben sigara içmiyorum. Hangi ara elime takıldı da parmak arama girdi haberim yok. Hissedebiliyorum dışarıya hunharca üflediğim dumanın hammeddesini ciğerimde. Ağzımın içi kaderimin yansıması gibi leş durumda. Kolumda ergenliğimden kalan faça izimin yanında derin bir cam kesiği izi var. Özlendikçe sızlanan burun gibi sızlıyor cam yarası. Bütün özlemlerini içine sindirmiş gibi kabarmış. Bir dokunsam bütün ah’lar bir iltihap görüntüsünde akıp gidecek paçamdan.
Solumda bir sıcak boşluk. Yatağın diğer yüzüne göre fazlaca yıpranmış. Burnumda bir dilberin yanık kokusu. Aklıma takılan, takıldıkça vurduğu yeri deviren birkaç cümle; “Hayatımda ilk kez orospuluğumdan utandım.”
Üç mü beş mi, on beş mi saymadım. Bu cümleyi unutmaya kaç cümle yeter. Hangi örtü örter bıraktığım bu izdeki buz gibi yanığı. Hangi su söndürür ciğerimden kalbime doğru patlayan bu sözcük lavlarını. “Hayatımda ilk kez orospuluğumdan utandım.” Dedi bana.
Kafam güzel, kafam çok güzel, kafam her şeyden güzel.

Yarım saat önce ne içtim bilmiyorum. Bir şey içtim mi onu da bilmiyorum. Meme ucum bir bıçak gibi keskin. Tenimin bütün gözeneklerinden ah’lar fışkırıyor yukarıya doğru. Ellerimde dokunamamanın verdiği hissizlik var. Yüzümü yokluyorum, yok. Sakalım, yatağım, masa üzerindeki sönük izmaritler, hatta avucumun içinde tuttuğum kibritin ateşi. Dokunamamanın verdiği donukluk var ellerimde. Özerkliğini ilan etmek isteyen gerilla gibi çatışıyor muhalefet yanlarımla. Aklımın bir köşesinde, uçuk bir sivilce gibi zonklatıyor her yanımı o altı kelimelik zehir.
Söylenecek son sözü söyleyememiş de kursağında o sözü karıncalanan biri gibi titrek tenim. Bu kadar ürperdiğimi hatırlamıyorum. Belki de soğuk pikenin bir etkisi bu, bilmiyorum. Sağımdaki ufak masanın üzerinde bakışlarımla birlikte dalgalanan üç tane yüzlüğün maviliği boğuyor beni. Öyle bir derya oluyor ki, koca bir okyanusta bir çakıl taşı kadar küçültüyor beni.

Kafam güzel, kafam çok güzel, kafam her şeyden güzel. Yanımdaki dilber diyor bunu. Ağzı bir kasıklarımda bir sigaramda. Hangisinden nefes çekiyor anlamıyorum. Sigara niye içiyorum onu da bilmiyorum. İçimde, iliklerimde, kemiklerimde fokurdayan devrim çığlıkları birden köpürüyor. Devrimin gücü beni kendi spermimde boğuyor. “Konuşmak için fahişe kiralanmaz” diyor. Susuyorum. Bir orospuya susulacak kadar çok susuyorum. Ne bir fazla ne bir az. Bir orospuya ne kadar susulur onu bilmiyorum. Hikayelerini duymak istemiyorum. Beynimin içinde şantiye çalışması var. Bebekler ağlıyor. Ölü çocukların çığlıklarını, vajinasına parmağını ilk kez sokan ergenin ürpertisini yaşıyorum. Tenim kaskatı. Düşünebilmek için gözümü açıyorum. Duvarlar üzerime selektör yapıyor. Işık gören tavşan kadar çaresizim.

Gözlerimi küçük bir not kağıdının kıpırtısıyla açıyorum. Büyük puntoyla yazılmış bir yazı. “Paranı götüne sok, filmlerde olur böyle şeyler, orospu dediğin sikilir” diyor. Hıncını aldığı harflere acıyorum, üzerine bastırarak yazdığı kalem için hüzünleniyorum. Hoş, hüzünlenmek için ölesiye bahaneler de arayan benim ama.. Onun altında küçük bir yazı, tanıdık bir yazı;
“Hayatımda ilk kez orospuluğumdan utandım.”
Sanki yanımdaymış da yazınca görecekmiş gibi bende bir şeyler ekliyorum.

“Hayatımda ikinci kez insanlığımdan utandım.”

20.12.15
Beşiktaş
03:40
"Manitalar gece güzelleşir"

15 yorum:

  1. Atmosferi hissettiren bir yazı, film sahnesi gibi canlandı gözümde

    YanıtlaSil
  2. "Ağzımın içi kaderimin yansıması gibi leş durumda."
    Baba sen ne güzel betimleme yapıyorsun. Müthiş roman yazabilirsin bilmiyorum denedin mi. En altta sağ bölümdeki ufak yazılara bakılırsa yaşanmış. Bilir misin baba, yaşanmışlığı yazmak çok daha zordur. Benim sayfama da beklerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvallah, sağolasın.
      Roman yazmaya hiçbir zaman cesaret edemedim. Ama düşünüyorum ileride.. şu siktiğimin kitabı bir çıksa belki ikincisi roman olabilir..
      web sitenin ismini bırakırsan tabii ki uğrarım.

      Sil
  3. Ben bu yazıyı sabah okudum. Niye okudum, bilmiyorum. Hem de en son ikinci okuyuşumun üzerinden giderken fark ettim sabah olduğunu. Ona rağmen ahların iltihap izleri gözümü kesmeye yetti.
    Kalemine kuvvet..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geceyle gündüzün kesiştiği o anın büyüsüne hep inanırım. ve zamanın en aciz kaldığı zamandır sanırım o vakitler.
      teşekkür ederim.

      Sil
  4. Betimlemelerin harika ! Sanki bir Türk filmi sahnesi loş bir ışık altında ruhuyla hesaplaşmış karakterin..başarılı,hissettiren :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sarsıcı bir hesaplaşma olduğu kesindi :)
      teşekkür ederim.

      Sil
  5. ne kadar çok insanlığımızdan utanır olduk..

    YanıtlaSil
  6. Devrim böyle yapılır işte :)

    YanıtlaSil