6 Eylül 2012 Perşembe

Gençliğimin katili part 5 : At Hırsızları





Sobeeee!
Yine sobelendik iyimi..
Hayat yine sobeledi !
Zaten ne zaman kaçabildim ki , ortopedik ayakkabılarıma rağmen yine yetişemedim
Oysa ki topuklarım götüme götüme vuruyordu her seferinde.
Hızlı koşan atın boku seyrek düşer hayaliyle büyüyen biri olarak , ne zaman bir yerlere yada bir şeye yetişmeye kalkışsam hep geç kaldım.
Ya hakikaten doğuştan cenabet bir insanım , yada herkes şanslı doğamıyor.
Şans mı ?
Şanslı adında köpeğim vardı küçükken..
sokak köpeğiydi ama anamdan babamdan çok severdim onu. Ne zaman karnı acıksa inlerdi taa mahallenin başından onu duyar gider paramın son kuruşuna kadar salam sucuk alır yedirirdim. Bana bakıcak olursanız açlıktan nefesim kokuyor ama yine de ana yüreği dayanamıyorum gidip ona yetiriyorum : )
Adını şanslı koymamın sebebi şanssızlığıma duyduğum sitemden ötürüydü.
Doksanların sonu ı , evdekilerin ne istediysem aldıkları zamandı.
Hele ki yiyecek bir şey oldumu hemen atlarlardı;
Ye tosunum yee erkek adamsın bi yerin şişer !
Bir gün Babama ; geçen gün Cemal amcalar kapıda mangal yapıyorlardı , bana veren olmadı çok da canım çekmişti cüküm şişermi dedim. Bir seferlik can çekmeyle bir şey olmaz dedi gülerek , benimde güldüğümü görünce eşşeoğlueşşek diyip kıçıma tekmeyi vurdu.
Ara sıra yaşadığım kabızlık sorununu babama bağlamıyor değilim , göte tekmeyi yiye yiye artık işi pratiğe dökmüştü çeşitli çeşitli denemelerle kıçıma falsö vermeye çalışıyordu.
Çok kızıyordu bana haklıydı da ama o zaman evimin dışarısı olduğunu düşünüyordum. Çok evden kaçarak Atama sığındım , Atatürk Parkına..
Hele ki Atatürk büstünün oraya çıktığımda kendimi çok mutlu hissediyordum , aşağıda bekleyen dostum Şanslı arada kendini hatırlatıyordu hırıltısıyla.
Hayal kurmayı becerebildiğim günlerdi , şimdi onu bile doğru düzgün kuramıyorum. Bazen kafamda fillerin çiftleştiğini hissediyorum , sıcak su döksek ayrılırlar mı ki ?
O zamanlar sokak köpekleri cirit atıyordu mahallemde , hepsinin adı vardı ve o adı benimsemişlerdi onlarda... Mahşerin 5 iti ; Şanslı , Kancık , Uyuz , Tırsak , Haydar
Mahalleli rahatsız olmaya başlamıştı , o yüzden Şanslıyı pek sokmak istemiyordum mahalleye. Nerede olursam olayım , çevremdeyse eğer bir ıslığa düşüyordu yanıma hemen.


İlk kıza hava atma deneyimim de Şanslı sayesinde olmuştu , sokak köpeği olmasına rağmen gayet eli ayağı düzgün bir köpekti. Yan mahallenin kızı vardı hergün onunla sözleşip öğleden sonra 2 de bir alt mahallede buluşurduk bi yandan meybuz yer bi yandan Şanslıyı severdik.Papatyaları mundar ediyordum onun yüzünden ulan o kadar hesaplamama rağmen "seviyor" bi denk gelmiyordu bana. Suç ben değil papatyada..
ne diye bir yaprak fazlan olmaz ki ?..

Tabi şimdi gelişti mahallemiz , biraz daha modernleşti diyebiliriz.
Köşe başı delikanlısı olmak kolay değildi , diğer mahallelerden gelen saldırılara karşı hep tetikte olmalıydık. Zaten her gün bir olay olurdu . Polis vızır vızır bizi arardı.
Yumruk yumruğa dövüştüğümüz yıllardı , şimdi nerdeee ? Götü boklu yüreksizlerin elinde satırlar , bıçaklar ne ararsan var kimse bileğine güvenemiyor artık..
Bir gün yine girdiğimiz bir kavgadan kaçarken Şanslı bir arabanın altında ezilip öldü. Sol gözü kapalı sağ gözüyle bana bakıyordu araba olduğu gibi arka tarafını almıştı. Merhametli adammış yine, çarptıktan sonra durmuş alıp götürmüştü onu , hoşça kal bile diyememiştim ona. Ondandır ki benim şansım hiç yaver gitmez.. Benim şansım o arabanın altında ölüp gitti..



Büyük boşluğa düşmüştüm , her gün artan kavgalara inat Şanslının ölümü benden büyük şeyler alıp götürmüştü. Hiç unutmam ertesi gün koca bir sopayı yontarak kendime sipsivri bir mızrak gibi bir şey yapmıştım . Gözüm kara , kaybedecek bir şeyim yok önüme gelene lambır lumbur giriyordum.
Mahallemizin iyice aşağısında “çingene” diye tabir ettiğimiz insanlar hergün at arabalarıyla bir yerlere giderdi ,  atın bokunun kokusundan anlardım ne kadar önce mahalleden geçmişler diye.Ara sıra mahalleden geçerken ağabeylerimiz arkalarından bağırırdı
“ yürüyün gidin laa at hırsızları “
At hırsızları mı ?
Eveett , bu onların bazı evreleri geçtiğinin işaretiymiş .

Zengin muhitlerin orada dolanıp araba arması çaldığım dönemlerin sonuna yaklaşmışken , gittiğim yolun yol olmadığını anlamaya başladığım zamanlardı.
Parası iyiydi ama , haram mal da kendini direk belli ediyordu be ..
Son jubilem bir BMW ‘ de oldu. Arkadaş teyp için kapıyı zorlarken ben arkada armaları götürüyordum. Bazı armalar hakikaten iyi oturtturulmuş oluyor , tornavidayı kusursuz sokmama rağmen üstten haşşşııırrrttt diye ses bir çıktı !
Ha siktir! Oğlum Tolga topuuukk derken arkadan sesler yükselmeye başladı , tabii zenginin malı canından tatlı sanki böğrüne sokmuşum adamın bize bir sövüyor göreceksiniz en son arkamdan bana doğru ışık hızıyla ulaşan şu sözle irkildim.
“ Kaçmayın Laannn At hırsızları “

Evet , sonunda At hırsızı mertebesine ermiştim. Üzerime çöken olgunluk ile birlikte bu işi bırakmak ileriki yıllarda kendimle olan özgüven sorunumu halletmişti.
Artık cebimde seyyardan aldığım sustalıyla geziyordum.
Elde tespih ,  cepte bıçak ..
Bu ikili kendimi rahat hissetmemi sağlıyordu.
Semtimizin ağır ağabeylerinden bir gün beni çekti köşeye , çok da severdi beni  Ensemden tuttu , kendiside ufaktan bu şehrin tozunu yutmuş biri
Bana gittiğim yolun yol olmadığını söyledi ..
-         Bu şehir büyüktür koçum yutar seni , git oku.. Serserilikle bir yere varılmıyacağını bana bakarak görebilirsin…

Bunları duyunca şaşırmıştım , oysa ki bu durumdan övündüğünü zannediyordum Onu geçtik benim idolümdü.
şaşkınlığımı bir avucumda biriktirip oradan uzaklaştım.
Bana çektiği kısa nasihat belkide girdiğim çıkmazda yol bulmamı sağlamıştı bilmiyorum..
Şimdi ne mi yapıyorum ?

Tu bi kontunet..

14 yorum:

  1. Senin hayat hikayen de oku oku bitmiyor :) Daha nereye devam edecek acaba ? Çocukluğun 3 cilt bitirdi :) Çok mu sıradan bir hayatım var diye sordu kendine Sui. Neyse şanssızlık kısmından hiç bahsetme. Benim elime o konuda kimse su dökemez:))Bu arada not: Benim köpeklerim nedendir bilinmez hep beni bırakıp kaçıyorlar :)) 3.den sonra babam artık balık besle demeye başladı:) Çok uzattım. İyi geceler efendim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin vardır hayatından hikayeleri yahu , senin ruhun dinlene dinlene unutmuş çocukluğunu :d o halinden memnun (:

      Sil
  2. sefaköylü olmak ayrıcalıktır
    forevır sefaköy!

    YanıtlaSil
  3. Yan mahallenin kızıyla meybuz yemen çok hoşuma gitti. Biz de az yemedik zamanında. Annem kardeşime yedirtmiyor artık. Boya onların hepsi diye :D :D
    Benim de bazı araba armalarını alıp kaçasım geliyor. Parası için değil de zevkime uygun olduğu için :))

    YanıtlaSil
  4. Şans beni de unutuyor bayadır, hayırsız bir velet çıktı, yoksa acaba şans diye bir şey yok mu? - adsfadsghsdaf, neyse. -
    Bir köpeğe "kancık" ismini benimsetmek ne kadar acımasızca yahu. Hani tamam köpek yavrusu mu ne o tarz bir anlamı da var ammaaa genel itibariyle sokulduğu taraflar hep başka bezlerin taraklarında, yazık hayvancağıza. ehehe.
    Aaaa, beklemiyordum böyle bir ölümü, üzüldüm. Hem köpeğe hem sana; ama bir dönüm noktası olmuş senin için bir yerde. O yüzden, üzüntüden çıkan iyiliğin gücü adına! Her şerdeki hayrın hayrına kavuşalım.

    Değişimin güzel bir sona erişir umarım, "at hırsızı"ndan "okuyom ben yaa"ya geçiş iyiymiş. ehehe.
    Ben de dershaneden hep kitap, dergi falan çaldım bu yıl. Ama hepsini başkalarına, arkadaşlara falan verdim. Hani bir Robin Hood oldum belki, bu haram mal mertebesine ulaşmaz herhalde? BEN İNSANLIK İÇİN ÇALDIM, belki sayemde 2-3 net fazla yapmışlardır. ehehe. Neyse, çok konuştum,
    Veyting for yuuğ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her erkeğe çok kuyruk sallıyordu o yüzden adı çıkmıştı :d
      Aynen öyle , her şerde hayır muhasebesi işte..
      Ne olursa olsun kalp dışında birşey çalmamak gerek. Kalp çalmanın suçu affediliyor artık :)
      yoğur velkam

      Sil
  5. Bundan sonra ne iş yaparsın çalışır mısın? çalar mısın? okur musun ? bilemem ama yazman da büyük faydalar var okuyucu açısından.Acayip akıcı bir dil her okuyana işleyecek mevzular giriş gelişme sonuçtan mütevellit sadelikte iddianın kralını yakalamış bir yazı.Tebrikler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunları senden duymak ne güzel. yüreğine sağlık

      Sil
  6. Ben Istanbul`dan firar ederken kimseyle vedalasmadim biliyormusun? Sanki üc bes aya kalmaz,Avrupanin tozunu atip, atlayip ucaga iki üc saate gelecektim. 17. yilindayim firarimin. O zamanlar da cok okuyordum ve bu sözü biliyordum, " Tekrar bulusabilmek icin bir ELVEDA mutlaka gereklidir! " Elveda yegenim, seni cok özledim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her Veda bir başlangıçtır demişler ama seninkisi çok uzun sürdü be emica :d
      İstanbul biraz daha kirlensede yine aynı.. seni bekliyor

      Sil
  7. yine eğlenceliii.
    ama bak geçen bi öykü vardı ya.
    o çok iyiydi yaw.
    :)
    ya bi de uzun yazmasanaaaa.
    bölsene yazıları.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla hacı, her yazımda kısa yazıcam diyorum hep uzun oluyor ne hikmetse :))
      bir ortasını bulacağım inşAllah (:

      Sil