12 Kasım 2015 Perşembe

Demedim mi Haydar, bu İstanbul yakar adamı..

Kolumdan tutup çekti, “abi beş liran var mı karnım aç” dedi elindeki beze döktüğü tineri çekerken. Gayriihtiyari “yok olum” dedim, “çekme şu zıkkımı yazık değil mi?”
Anlayamadı beni, zaten anlamasını da beklemedim. Hoş bizler anlıyoruz ya da anlamaya çalışıyoruz da ne oluyor? Bizler de deliyiz, o balici tinerci diye nitelendirdiklerimiz de deli. Her şeyin bir kırılma – kopma noktası var. Kim bilir hangi süreçlerden geçilir de o sürece gelinir diye düşündüm bir yandan.
“Abi beş lira ver çorba parası” dedi yine. Bu sefer ciddi ciddi ikna etmek için yüzüne baktım. Yüzüne baktığım an sol elinde tutup kokladığı bez kadar kirlendi yüreğim. Burak’tı bu, çocukluğumda bıkmadan usanmadan beni ultraslan tayfasına dövdürten kişi.
Ne yapacağımı bilemedim, bi kötü oldum. Onun olduğundan emin olmak için suratının bütün ayrıntılarını inceledim zira yüzü gözü kapkara olmuştu kirden. Tanıdığım Burak çevikti, devamlı gülümserdi piç piç etrafa. Saçı devamlı jöleli olurdu. Emin olabilmek, daha doğrusu en azından bir saçlı görebilmek için kafasındaki yarısı yırtık kepi çıkardım?
“napiyosun be abi bırak, iyi ki bir beş lira istedim” dedi.
“lan dallama, benim ben Tolga; Küçük Çekmece’den, tanıyamadın mı?”
Göz bebekleri sesime doğru hareketlendi, karşısında bir insanın olduğunu biliyordu ama insanı insan yapan dış suretine odaklanabilmek için kafasını bir türlü toplayamıyordu. Gözleri uzun uğraşların sonucunda gözlerime takıldı, suratı mahçup bir hal aldı. Beni tanıdığını zannedip niyeyse teselli mahiyetinde başımı sallayıp gülümsedim. 

“abi, beş lira ver karnım çok aç” dedi yine.
“Burak senin geçmişini sikeyim, sik var çekiyorsun bunu, ne yapmışsın lan kendine” dedim.
Ağzını hafif araladı, yaklaşık yedi sekiz saniye açık kaldı ağzı. Yine para isteyeceğini düşündüm. “Bitirdiler beni, harcadılar abi” dedi. Tanıyamadı beni, tanıyamayacaktı da ama ben tanıdım. Sol koluna vurduğum döner bıçağının izi ilk günkü tazeliği gibi duruyordu hala.
“Geç otur şuraya” dedim az ilerideki çimenliği göstererek. Çimenliğe oturdu, yanına çöktüm. Beklediğim taksim arabası geçmişti, bir sonrakine on beş dakika var nasıl olsa deyip Burak’la konuşmaya başladım.

“Bitirdiler abii beni” dedi yine. Lafı bittikten sonra mont cebinden bir hap çıkartıp ağzına attı. “Bitirdiler abii beni” dedi yine, akabinde bir hap daha. Bunu üç kez daha tekrarladı.
“Hep siz çektiniz amına koyayım” dedim. Cümlemdeki “çektiniz” kelimesi ona başka bir şeyler hatırlattığı için eline sımsıkı sardığı bezi bana doğru uzattı. Burundan bir fırt çektim, genzim yandı ama tinerin etkisi çoktan geçmişti. “Ne oldu lan sizlere, her biriniz ayrı dağıldınız. Kiminiz torbacı, kiminiz mapusta, kiminiz keş oldunuz. Garip olan ben miyim bok var içiyorsunuz, ne hapı o ne atıyon olum beş dakikadır ağzına” dedim. Bir tane çıkardı gösterdi bana. “Ver lan dedim” verdi, o sinirle hapı attım ağzıma, yuttuğumu anladığım an psikolojik olarak bir şey oldu bana, gaza geldim. Kaybettiğini düşünüp kendini heba edenlere sinirlendim. Kaybetmenin ne olduğunu bilmeden kaybettiklerini düşünenler için attım ağzıma o hapı. Benden gördü, bir tane daha attı. “Ulan it oğlu it, ölecen” dedim. Çıkardı bir tane daha bana, bir tane daha salladım ağzıma. “Al, ne oldu sıkıntım derdim bittimi bu hapı atınca?” Tinerli bezi uzattı, bu sefer ağzımdan burnumdan çektim. Hafif titretti. “Abi dedi, bitirdiler beni.”

“sikerim abini pezevenk” dedim. “artistliğinden geçilmiyordu semtte, az kovalamadınız beni.” Gülümsedim o an, harbiden de dünyanın en mutlu insanı oldum bir anda. Bana doğru baktı, yüzüme baktığımda gözlerindeki korkuyu gördüm. “Beş lira ver abi ölecem” dedi. Cebimden gelişi güzel çıkardım, on iki lira verdim. Az önce yüzümde oluşan gülümsemenin yansımasını onun yüzünde gördüm. Yüz metre ileride durağın arkasındaki bisikletli birinden tiner aldı. Tinerin de kaçağı varmış amına koyayım. Kapağını açıp kokladı. “Bitirdiler abiiiiii” diye bağırdı. “Geçmişini sikeyim Burak” dedim tekrardan. Eline rastgele bocaladığı bezi verdi. Bu seferki çekişim iflahımı sikti. Midem bulandı, kusacak gibi oldum. Aklıma mideye yuvarladığım hap geldi. Kutusunu gördüğüm hapı çıkardım montunun cebinden. “Bu ne lan” diyerek sesli düşündüm. Burak tinere odaklanmıştı. Az önce mideye yuvarladığım hap mide hapı, adı metpamid, mide bulantısına iyi gelir arada kullanırım. Şaşırdım. Şaşkınlığımı anladı, “tinerle çekince extasy kafası yapıyor abi” dedi. 
Vay amına koyayım dedim yine, hüznü ve şaşkınlığı aynı anda yaşadım. 5 liraya 200 liralık kafa yaşıyorlarmış meğerse. Attığım hapın fos çıkmasına bir yandan da sevindim. Bu ani çıkışlarım yüzünden zaten bir gün müptezel olacağım. Bir keresinde de bizim orada Atatürk parkında, 12-13 yaşındaki çocuklara fırçaya atarken bonzai çekmiştim. Bir bokta olmamıştı. On liraya kimyasal ve iki dal sigara. Buradaki çocuklar neden bu kadar ucuza gidiyor anlamıyorum. Yanlış anlamayın, ellerinde kokoin çekme imkanı olsa çekmezler, buradakilerin yoksulluk ruhlarına işlemiş. Hep bir derbeder, hep bir uçuş havası. Doksanların sonlarına doğru ergenlikte olanlar kötü nesildi, sokak kültürü son demlerini yaşarken o dönem çocuklarının çoğunun ciğerini deşti. Kimisi müptezel oldu, kimisi katil. Kaldıramayacakları yükleri bindirdiler omuzlarına. Şarkıda da diyor ya, “bizim de boyumuzu aştı bu şehir, yerlere serildik madara olduk..”

08.11.2015

Taksim öncesi..

24 yorum:

  1. Feraşe bunu çok sevdi :) @safransari

    YanıtlaSil
  2. Kötü oldum be Tolga, dokundu o küçük çocukların bu gün ki buruk halleri bana :(

    YanıtlaSil
  3. Herkes en kötüsünü kendisinin yaşadığına inanıyor.Kimi aşıyor engelini kimi takılıp düşüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu şehir girdap gülüm ' diyor bir şarkıda..

      Sil
  4. Biz çoktan madara olduk bu ibretlik dolu hayatının bin bir türlü tokadın dan biz çoktan yerlere serildik bizi çoktan madara ettiler cümle alem mi madara oldu bizimi ......sessiz kaldım .O kocaman yüreğine gönlüne sağlık güzel insan artık bir kitap çıkarırsın bu güzel ve anlamlı yazılarını herkesinin okuması gerek bence o kocaman yüreğine selamlar sevgiler olsun ...şarkıda tam olmuş bu yazının üstüne Harika ....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim.
      çıkarmak için uğraşıyorum uzun zamandır :)

      Sil
  5. esittir parcalanmis gulusler
    uslubuna saglik, yazdiklarini okutuyorsun. insan istemese de o yazinin sonunu getiriyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o eşittirin bedeli ağır oluyor işte..
      eyvallah

      Sil
  6. Alemsin Tolga yazıyı içi burkularak okuyan insanı Kokain çekmedigi için ruhunuz fakir eleştirisiyle şaşırtıyorsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim
      aa öyle bir şey demedim ki ben ama :)

      Sil
  7. Yine ilginç bir hikaye, okutuyor kendini her zamanki gibi.
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :)
      seni yeniden burada görmek güzel

      Sil
  8. Ay ne olur sen kimseyi kurtarmaya öğüt vermeye oturma nasıl kalkacağın muamma töbeler olsun -.- çabuk bitti bu başka yazıya gidiym söyleneym biraz :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hahhah
      dayanamıyorum ne yapayıım
      kodum bozuk :p

      Sil
  9. Tabi sen de haklısın; kokain organik sayılır. Belki kurtulma şansı fazla.Kimyasallar beş senede kişiyi iptal ediyor.Ne diyom ben ya?!

    YanıtlaSil