10 Aralık 2012 Pazartesi

#kendimenot : la olum bi siktir git !


Hayır hayır..
Lütfen kes şu sesi . Gürültülerden öyle bıktım usandım ki tek bir güfteyi kaldıracak halim yok.

Çok mu şey istiyorum senden ?
Sadece biraz sessizlik ve biraz huzur. Bak hakkımı yeme , mutluluğa hiç girmedim bile.
Mutlu olmak istemedim mi sanıyorsun ? Noktalama işaretlerinden yoksun yaşıyorum hayatı , ne başım belli ne sonum..

Heyy ! Lütfen mabadınla gülmeyi kes ..
Başlarda böyle değildim. Aslında nasıl bir şeydim tam hatırlamıyorum , zirâ çok konuşma fırsatım da olmadı. Kendimi çölümü yaratmıştım hâlbuki seralardan yoksun. Bedevinin bahtını açıp sırtı terlimi diye yoklamıştım bir anne şefkatiyle..
Yo hayır , kötü biri değilim ben kuma işediğim doğru. Çocukken de çok işerdim sessizce. Yerden çıkan o şırıltıydı tek mutluluğum. Aslında kimse mutsuz değildir bu hayatta , sadece bazılarımız çocukluğunu kaybetmiştir.( William James.)
Aramadığımı mı sanıyorsun seni ? En son ateşi söndürmek için işerken bırakmıştım oralarda.
Şimdi hangi rüzgarın koynundasın , kül güveysinden hallice.

Böylede büyümedim ben , şimdi her yanım sansür. “ Biplenmişim , sesim kesilmekte “.
Ağzının bozuk olduğunu söylüyorlar , oysa bir sana sövüyorum bazen de hayata sövdüğüm doğrudur. İzine rastlamışlar , beni sormuşsun. “ Sabahları iki kırmızı tuborg birde Murattı’ya devam demişsin iki paket. Sigarayı kibritle yaktığım doğrudur , çakmağa bir türlü alışamadım.
Alışamadığım bir sürü şey var aslında. Yokluğuna alışamadım. Hem senin bedeninde olup hem senden bu kadar uzak olmak.. Nerelerdesin birader ?
Neyse siktir et beni. Bak yine kimdeydim şaşırdım.
Çok koyu içiyorsun çayı , yalnızlıktan öleceksin lan.
Öyle deme , yalnızlıktan çürüyen bir tanıdığım var benim. Bir kere ısırılıp saklanmış elma gibi , içide dışıda herkesi yakar. Yakar demişken ; o kuma serpip yaktığın hayatının üzerine işedim, kızma. Martta çiftleşen kedileri izlemekten sıkıldım artık. İlk çiftleştiğim kızı düşündükce sürekli sana dediği “ orospu çocuğunun önde gidenisin “ lafı geliyor aklıma. Bana dememişti onu sana demişti unutma.

İçimde ki şair kim bilmiyorum ben mi sen mi ?
Ferfecir eşliğinde elim cebimde gezerken sokaklarda , yere atılan beyaz izmaritler döndürüyor beni bugünüme. Sigarayı bıraktım olum ben . Hem sigarayı hem içkiyi bıraktım.
Çayı çok içiyorum , bir o terk etmiyor beni. Bilirsin ne kadar üşengeç bir insan olduğumu , altıma sıçsam üzerimin pisliğinden değilde kendime kokacağımdan gider değiştiririm biliyosun.

Satır başlarımın yalnızlık ile ilgili cümlelerle başlaması yordu artık beni. Her şeye inancım yavaş yavaş körelirken Murattı’nın dumanında , beni bir terk etmeyecek sensin biliyorum. Yalan yok kıllanıyorum arada sana , bana görmek istemediğim yüzümü gösterdiğin için.
Arada yine tek şeker eşliğinde buluşur bir çayın deminde emi ..
Yaklaş duyamıyorum , ne diyorsun ?
“ la olum bi siktir git ya “

8 yorum:

  1. içindeki şair hangisiymiş, onu merak ettim ben :)

    YanıtlaSil
  2. oku oku tekrar oku içinde kendini bul ...
    Yalan yok kıllanıyorum arada sana , bana görmek istemediğim yüzümü gösterdiğin için.
    sevdim bu lafı !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah Allah bende diyorum niye kıllanıyorsun bana :d
      ahh kafa kalmadı ki bende (:
      eyvallah.

      Sil
    2. hahha :) ıyı guldum sımdı... kıllanıyorum yaw :) :P

      Sil
  3. Ben en çokta kendimle kavga ederim. Olur olmadık zamanlarda alıp başını gidiyor diye :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendinle kavga etmeyi becerebilmekte bir iş aslında :).

      Sil