11 Mart 2015 Çarşamba

Dilek Taşı


Hayatımda sadece bir kere terk edildim. Gerçi terkedilmek biraz hafif kalır, ben siktir edildim diyeyim. İkibindokuzdu sanırım, ulan ne koydu götüme tekmeyi ya, durun durun sesli düşündüm. Neyse, ben böyle şeyleri becerebilen bir insan değilim. Ne gitmeyi bilirim ne kalmayı. Çok boktan durumdur bu. Hem de öyle böyle değil. Ortada sıkışıp kalırsın, ne sağa ne sola ileri-arkaya hiçbir şekilde gidemezsin. Bunun sebebi nedir diye hiç düşünmedim, bir de o’nu düşünmeyeyim değil mi.. Gerçi dur ya, bi düşüneyim bir ara bunu ben..

Acıyla, mutsuzlukla yoğrulanların kaderidir sanırım acı tat vermek. Bizim suçumuz değildir bu, bizi yoğuranların suçudur. Bir süre sonra iş öyle bir hâl alır ki; acıyla, mutsuzlukla beslenir oluruz. Mutluluğu köşe bucak ararız da ha, hani mutsuzluktan besleniyoruz diye bu o şekil davranma/tavır alma anlamında değil. Parça pinçik ederiz kendimizi mutlu olalım diye, götümüzü yırtarız “nerede mutluluk” diye diye.. Ama olur ya bir gün karşımıza çıkar o, ne olur bilir misiniz; tabi ki bilirsiniz. Ayaklarımız kıçımıza vura vura kaçarız ondan. Banyo ettikten sonra Ankara ayazını yemiş gibi iliklerimize kadar titreriz. Şaşırırız lan, öyle bakmayın. “Mutluluğu hiç görmedim ama biliyorum martılardan” diyor ya şair, o misal. Otuz yıl hiç deniz görmemiş birinin koca mavi deryayı görünce dediği ilk şey gibi; “vay amına koyayım, ne büyükmüş; insan burada kaybolur.”
Biz de kaybolmaktan korktuk. Denemedik mi? En azından denedik. Belki dedik; o tanrı, o gemi bir gün gelecek.. Ne mi oldu? El salladık.. Gidenin de kalanın da arkasından el salladık.
Bir güverte olduğumuzu düşünüp, kıyımıza yanaşacak gemileri bekledik. Ama bilemedik, güvertede bekleyen insan değil de, gidene sallanan siyah mendil olduğumuzu göremedik/bilemedik.
Hoçka kal dedik ama Hoşça kalamadık. Güle güle dedik ama ağlayan hep biz olduk. Kendine iyi bak dedik ama kendimize zarar veren hep biz olduk.


Bu şarkıyı 2009 da feysbukumda paylaşmıştım. Şarkı buydu ama söyleyen kimdi hatırlamıyorum. Bu gönderinin altına yazmıştı mesajı kız arkadaşım. “Hiç mi mutlu olmayı beceremeyeceksin, hep mutsuzluk..hep..hepp.. bıktım artık”
Noktası noktasına unutmam bana yazdıklarını. Öyle güzel terkedildim ki terkediliş şeklim bile nasıl hoşuma gitti anlatamam. Öyle işte.. He bir de geçen sene bir yazısına denk geldim, daha doğrusu ortak bir arkadaşım gösterdi feysbukunda yazısını.  Aynı şarkıyı paylaşmış, “mutluluktan bir haber ver dilek taşı” yazmış, altına da yorum olarak “şimdi anladım” demiş

Velhasıl, siz yine de anlamayın..
Mutsuzluğun / Hüznün tadını alanlar bir türlü bırakamıyor..
Bıraktırmıyor namussuz..

43 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. https://www.youtube.com/watch?v=HuthR3_1poA

      Sil
    2. canını yirim:)
      https://www.youtube.com/watch?v=Pem92Q-5fZc

      Sil
    3. Ya o kadar güzel anlatmışsın ki, yorum yapmaya kıyamadım :) Acıların tiryakisi olmuşuz işte...

      Sil
    4. Teşekkürlerimi sunuyorum yanıbaşınıza efenim :)

      Sil
  2. wuhuuuuu valla bir solukta okudum
    biz böyleyiz be tolga ve böylede iyiyiz galiba :) ne dersin hıı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bilmiyorum ki, iyi miyiz sence?
      :)

      Sil
    2. amaaan çaktırma yaaa -mış gibi yapıyoruz şşşşş ;)

      Sil
    3. amaaan çaktırma yaaa -mış gibi yapıyoruz şşşşş ;)

      Sil
  3. Yanıtlar
    1. Anlamış yani...


      Yazıda yine kendimi buldum...

      Sil
    2. bilmiyorum artık anladı mı anlamadı mı..
      eyvallah cancan

      Sil
  4. Eee!
    Sap dönmüş.
    Ben yine de mutluluktan yanayım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sap dönmüş, gitmiş gelmiş, yine gitmiş
      artık ne çare :)
      aman kıymetini bil, sahip çık :)

      Sil
  5. Ne gitmeyi ne de kalmayı ben de beceremem sıkça ama bizi yoğurana da çirkef atmamalı bence kendi bencilliğimizden hep bunlar :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizi yoğuran yine bizleriz, ben yoğuranlar derken başkasını kastetmedim..
      Biz bizi yoğururuz, tek suç üzerimize fazladan atılan un:)

      Sil
  6. Belki biraz anlıyorum mutsuzluktan besleneleri ama anlam veremiyorum... Bir sürü şey yazasım geldi... Çok damar bir duruma deyinmişsin! Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Giderek hissizleşmektense mutsuzluktan beslenmek bana göre de daha ideal..
      Madem ki bir spermden yola çıkarak kademe kademe insan halini aldık, o hâlde hakkını vermeliyiz, üzüntünün de sevincin de..

      Sil
  7. Ohaa.
    Ne güzel olmuş böyle.
    Gerçi dur her yazını beğenir moddayız orası ayrı.
    Sana istek yapalım:
    Mutluluk nedir ? Nasıl kullanılır ?
    Bunlarla alakalı da yazmalısın.
    Ayaklarımız kıçımıza vura vura kaçmak işte bnu yapsak da bir yerde yoruluruz be.
    Verilecek o kadar örnek var ki ya da böyle "Aha cuk demiş oturtmuş" dediğim yerler.
    Neyse.
    Ayakta alkışlar, "yenilerini beklerim" der giderim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canını yirim. teşekkür ederim, arada nefes alabilmek için karalıyorum işte bir şeyler. aynı havaya ihtiyaç duyuyormuşuz demek ki. bazen içimize çektiğimiz havanın da bir ruhunun olduğunu düşünürüm. hatta parça parça çektiğimizi idda ederim havayı, toz halinde. her birinin farklı görevi olan binlerce toz. aynı havanın tozunu soluduk diyeyim, daha açıklayıcı olur. amaaan, siktir et. yazarım, deneyeyim. orospu çocukları hakkında bir yazı yazmayı düşünüyordum, biraz kafamda bir şeyler belirlendi; belki çıkar..
      teşekkürlerimi sunarım

      Sil
    2. Sen sık sık nefes al.
      Bak müpte bir şey biliyor da söylüyor. ;)
      Dene ve yap.
      Uyh ısrarcı oldum ben.
      Okumaya açım sanırım bu konuları.
      Hani yaşayamıyoruz madem okuyalım diiymi :p :)

      Orospu çocukları için part part yazılar çıkar bir kerelik olmaz o iş diyim :)
      Ama okurum. Söz. Gerçekten.

      Reca ederim sunulan teşekkürler için.

      Sil
    3. Ne yalan söyliyeyim, bende yazmaya açım
      bakacağız artık :)

      Sil
  8. bi iç çektim,
    sonra yutkundum,
    sonrası 'vay be' oldu..
    Helal.. ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim İlknur, hoşgeldin tekrardan :)

      Sil
  9. Bence de düşünmelisin Tolga hatta şimdi başla:) Ne gitmeyi ne de kalmamayı becerememek konusunda gizli işte herşey:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir de onu düşünürsem hepten giderim diye korkuyorum kadriye, zaten toz kadar aklım var :)

      Sil
  10. Gitmemiz gerekiyorsa çeker gideriz...kalanların canı sağolsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne güzel diyor sadri ağabey,
      "gelenin de gidenin de gönlü hoş olsun.."

      Sil
  11. Mutluluk bir beceri işi mi acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle..
      Herkesin beceremediği, ulaşılması güç bir şey

      Sil
  12. Çok yağmur yağdığı bir gün ben de terk edilmiştim. Ağlaya ağlaya evime dönmeye çalışmıştım. Sonra ağladım diye kendime kızıp, daha çok ağlamıştım. Neyse boşver. Burada ağız dolusu küfür ettiğimi düşün. :))

    Güzel yazıyorsun, arkadaş güzel. Ne hissediyorsun diye sorsalar, senin bu yazını gösterirdim.
    Mutluluktan haber ver, dilek taşı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arılara lazım o göz yaşları, ne gerek var ballarını akıtmaya :)
      teşekkür ederimm

      Sil
  13. oy valla bnim kıssadan hissem yaşamayan bilmez.:(

    kız arkadaşın da da öyle olmuş...

    yav ama neye hep mutsuzluk hep mutsuzluk :) mutluluğun gelince kıymetini bil die heralde:) gelicek gelicek, yakın, inanıyorum, sana da bana da:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir de senin için bekleriz be madem gelecek :)

      Sil
  14. :)
    Ne kolay anlatabiliyorsun her şeyi. Kıskanıyor insan.
    Hevesi ve cümleleri kuruduysa hele ki..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zorlanmak isterdim aslında biliyor musun..
      hayatın bir terazisi işte bu
      boktan bir durum

      Sil
  15. İşte şarkılara anlam yükleyen sonra kendi kendine kahrolan sonra da sümüğünü silip yaşamaya çalışan biri ... benim gibi ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şarkılar, türküler üzerlerine anlam katalım diye yok mu
      siktir et..

      Sil
  16. aynı tarihte yemişiz güzel popolarımıza tekmeyi... ve gerçekten o hissi yaşamak sonraki mutluluklardan korkutuyor insanı... ya yine boğulursam o denizde diye galiba... ama neyse ki o da anlamış dilektaşını ben sevindim bak buna:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hissizleşiyorsun sonraları.. bu hissizliğin tadını çıkarmasını bilene ödül oluyor aslında bu durum..
      velhasıl, dilektaşları var olmaya devam ediyor
      öldükce diriliyor :)

      Sil