Amansız
rakibi karşısında zorlandığı göz bebeğinin ferine düşen gölgeden anlaşılıyordu
adamın. Olanca gücüyle siper aldı, hayati yerlerini korumaya çalışıyordu ama
yenildiği aldığı her darbede dizlerinin biraz daha çökmesiyle anlaşılıyordu. Yine
de hiçbir şey olmamış gibi karşısında kendisine zorla “peeess” dedirtmeye
çalışan darbelere yenilmediğini göstermek istiyordu. “Bu son” diyordu her
darbeden sonra, “bu son, bitecek; biliyorum o da yorulacak ve artık darbe
üstüne darbe atmaktan vazgeçecek.”
Durmuyordu,
durmayacağını da biliyordu adam. Yine de umut denilen o dört harflik ütopyayı
kısa sürelide olsa canlandırmak istiyordu. Bir sefer, çok kısa sürelide olsa
yere yığıldı adam, kalkmayı denedi, sendeledi. Yüz üstü yatıyordu, solmuştu artık
yüzü. Durmuştu sadece çene kasını çalıştırmak için kullandığı tebessüm ifadesi.
Gülmüyordu bu sefer, nabzı tavan yapıyor nefes alış verişi giderek azalıyordu.
Sayıyordu hakem, 10-9-8-7.. güçsüz düşen
kollarıyla bir hamle yapmak istedi, beceremedi.. 6..5..4 bir ses duydu, sesler.
Kafasını çevirdiğinde hala ona doğru gülebilen birilerini gördü;
başarabilirsin, hadi, sen bu değilsin seslerini işitti. Hakem iki dedikten bir
saniye sonra kalktı, yani son anda, son nefeste. Rakibi hafifte olsa sinirlenmişti,
darbelerini daha hızlı indirdi. Bir kuralı hatırladı adam; hayatına benzettiği “iki
ters bir düz” teriminin ne kadar doğru olduğunu düşündü. Gerçekten
kaybedebilmek için o beyaz havlunun ringe atılması gerektiğini düşündü.
Kenardaki hocası ona hala ‘hadii, başarabilirsin’ gibisinden şeyler söylerken
adam rakibinin sağlı sollu darbeleriyle iyice kendinden geçiyordu. “Tamam” dedi
bu sefer sesli bir şekilde. “Tamam artık, bırakıyorum; yoruldum.. pes
demeyeceğim, kaybetmenin de bir onuru var, doğrudan yere serileceğim, bir leş
gibi.. tiksinerek bakacaklar bana ama yenildi demeyecekler.”
Düştü
adam. “Düşüşün de heybetlisi varmış” diye sesini yükseltti maçın spikeri.
Seyirciler ayakta alkışlayarak karşıladı bu yenilişi. Büyük kaybetmişti adam,
kaybetmenin bile korkunç yanını gözler önüne seriyordu. Kimi seyirciler bu anı
ölümsüzleştirecek fotoğraflar bile çekinmeye başlamışlardı kendi aralarında.
Adam son olarak kendisine inanan gözlerle baktığını düşündüğü bir çift göz
aradı ama bulamadı. Yenilmenin en has koşuluydu sanırım bu. Kaybetmekten ziyade
yenilmek terimi biraz daha ağır basıyordu yok olmak için. Yok olmuştu bu adam,
yok.. bir saniye sayın seyirciler adam birden dirildi, şuan tüm seyircilere
susun işareti yapıyor, sanırım bir şeyler diyecek;
“Çok
darbe aldım, çok mücadele ettim. İstirham ediyorum, nakavt oldu demeyin. Nakavt
oldu demeyin. Yenildi deyin ama nakavt oldu demeyin. Kaybetti deyin ama nakavt
oldu demeyin. Çok direndi deyin ama nakavt oldu demeyin. Çok yıprandı deyim ama nakavt
oldu demeyin. Çok.. çok.. ç..”
Evet
sayın seyirciler, adam bütün heybetiyle yıkıldı. Veee evet, kararı açıklamak
için Tanrı sahaya iniyor. Bütün gözler Tanrının üzerinde.. Etrafta büyük sessizlik ve karar açıklanıyor;
“NAKAVT”
Vay be gene de “NAKAVT bu budur adalet şimdi ...yüreğinin sesine sağlık güzel insan çok güzel bir yazı olmuş dokundu yine bu bünyeye :(
YanıtlaSilçok teşekkür ederim.
SilYazılarınızı gerçekten çok beğeniyorum. Bir fanzin dergisine veya herhangi bir yere yazıyor musunuz? Yazmıyorsanız neden yazmıyorsunuz :)
YanıtlaSilEtrafta sırf popüler kültürden ötürü nam yapmış o kadar saçma salak yazarlar var ki.. Senin gibi yazarları insanların daha çok tanıması ve bilmesi lazım diye düşünüyorum.
var(dı)
Silnasıl bir uğursuzluksa bendeki, tam anlaşıp yazmaya başlıyorum dergi kapanıyor :p
eyvallah.. saçma demeyelim herkes kendine göre yazar, bende yazıyorum işte yazabildiğim kadar
Kalkıp son yumruğu da hakeme çaksaymış
YanıtlaSilah..
Sil“Düşüşün de heybetlisi varmış” Düşersek heybetli düşelim bırak diyecekse bir tek Tanrı desin Nakavt.
YanıtlaSilo nakavt olacağımızın bilincindeydi hep
Silsöylemedi..
dargınım ona da
Duyguyu yoğun katıyorsun. Bunu beğeniyorum gerçekten, eline sağlık...
YanıtlaSilTeşekkür ederim, bunları duymak güzel
Silkaybetmenin de bir onuru var...
YanıtlaSilyine çok iyi yazmışsın :)
kimleri görüyorum kimleri :)
Silteşekkür ederimm
Geçen gün bir ortamda Boks müsabakasına denk gelmiştim.
YanıtlaSilİnsanlara/hayvanlara velhasılı kelam canlıların her hangi bir türüne sırf zevk için zarar veren tüm sporumsu şeylerden tiksinirim..
Ama kaybedişin bu yönü, onurlusu düşündürdü beni..
Sanki bendim nakavt olan, hoş hayat maçı benim içinde aynen öyle..
Nakavt olduk be safransarı..
kaybetmenin de bir raconu vardır..
Silhaketmek lazım, hakederek kaybetmek lazım