14 Mayıs 2015 Perşembe

Kırmızı Rujlu Kız'a


Kendimi ifade etmekte hiç sıkıntım yoktur ama bazen konuşmasını beceremem ben. Türlü türlü insanlar girdi hayatıma, hepsi aynı şeyi dedi bana; demek ki haklılar. Konuşmanın ortasında yersiz yersiz dalıp giderim, giderim de bir türlü geri gelemem. Belki de her seferinde gidip bir daha dönmemek üzere yola çıkarırım kendimi ama hep bir şeyler girer araya ve geri dönerim.

Yazma konusunda iyiyimdir. Bak bunu başka bir zaman benden duyamazsınız kıymetini bilin. İyi yazarım. İstediğim zaman kendimin de karşımda ki okuyucunun da gelmişini geçmişini sikerim. Sert gördüm, sert sevdim her şeyi. Hoyratlığım, bu sert esişim; kimseye bağlanamadan savrulup gidişim bundan.
Normalde haberleri pek izlemem, bugün denk geldim. Senin haberini çok görmüştüm tivitırda filan ama hiç okumamıştım. Kızma kızım bana, böyle olmak zorundayım ben. Ama yine de sen kazandın, senin haberin çıkınca takılıp kaldım sana. Kimsin, nesin, necisin bilmem. Adını bile bilmiyorum, aslına bakarsan bilmekte istemiyorum. Her şeye yeterince anlam yüklüyoruz zaten. Şimdi bir de adın bir türküye hayat vermiş olur, hayatım boyunca onu dinler seni düşünürüm. E o bakışlarından sonra adına bir türkü yazılmamışsa da, bütün enstrümanların amına koyar senin adına nesilden nesile yayılacak bir türkü yapmak için kendimi paralarım. Ben korkağın tekiyim kızım, sen siktir et beni. Hem bi kere sen çok güzelsin/güzelmişsin/güzeldin… öldün artık sen, yoksun. Toprak olup o inananların inandığı yere gittin. Ya kusura bakma, böyle boktan cümleler kuruyorum ama benim de saçlarımla eş zamanlı  inancım azaldı. Yo yo, lütfen az dur sözümü bitireyim. Hâlâ inanıyorum, beni dinliyor yaradan biliyorum. Hatta acılarıma ortak oluyor. O’nun da üzüldüğünü biliyorum.


Âh.. ne çok öldüler biliyor musun ey hatun. Ne dostlarım gitti. Eminim ki sen de el salladın benim gibi. Eminim ki acılardan bıktığın bir an, kısa süreli de olsa düşündün benim düşündüğüm zırvalıkları. Ama bana borçlusun, böyle boğazımda bir düğüm bıraktın. Nasıl götüreceğim şimdi ben o’nu? 
Nasılsın? Sende bu sorudan nefret ettin mi benim gibi. Sende sana “nasılsın” diye soranların bağırsaklarını söküp onları kendi bağırsaklarıyla tavandan asmak istedin mi? Gerçekten istemedin mi? Ne yani, sen sadece bu soruya sıkılmakla mı yetindin? Ah be kızım. Niye böyle yaptın. Bak şimdi o’na da sıkıldım biliyor musun.
Gömdüler dimi seni şimdi bi yere. Attılar üstüne toprak. Sana bir şey diyeyim mi, nereye defnedildiğini bilsem gelirdim ziyaretine, ama bilmek istemiyorum. Gelmeyeceğim yanına. Bak orada seslen ‘Kübraaaa’ diye, bir kıvırcık saçlı biri çıkacak karşına. O da öldü. O’na da bunları yazmak istedim ama yazamadım. Onunla konuşuyordum, konuşabiliyordum. Nasıl da umut ediyordu biliyor musun. Ben bende tükenmek üzere olan umut ateşini onun inancı sayesinde alevlendirmiştim. Ama ne oldu, o da gitti. Giderler, gittiler.. Sende gittin, sende gidecektin. Ha bu arada hazır seslenmişken, Kübra’ya, Cengiz’e, Yavuz’a, İbrahim abime, Sedat abime, Fatih’e benden selam ilet. Cengiz’in elimde gördüğü ve vermediğim tespihimi toprağının oraya gömdüm, bulamadıysa söyle de tam o soy isminin o tarafa dibe doğru gömdüm. Betül’e söz verdiğim gibi her gelişimde sakız getiriyorum ama geçen seferkinde unutmuştum kusura bakmasın. İbrahim abi bana sikmişim dünyanın anasını takma kafana hiçbir şeyi demişti, sözünü tuttum. Dünyanın rahmini sikmedim, bizzat kendim girdim; artık oradayım. Dediği gibi gamsız enteresan bir şey oldum. Ama bana kızmasın, arada söyleniyorum ama inanıyorum. İnanmak istiyorum.

Neyse, çok kafanı şişirdim dimi. Bana yazmak istiyorsan mail adresim şu köşede, beklerim her zaman. Ha unutmadan, sen çok güzelsin be kızım.. güzelmişsin. Güzeldin…

dipnot: yine beceremedim.. yine sildim. beni affet kırmızı rujlu hatun.. yine itiraf edemedim.
haklıydım. sen gerçekten güçlüymüşsün. ben on saniye bile dayanamadım..

15 yorum:

  1. Çok fena.. İlk kez bir blogda okumuştum haberini.. Bugün de duydum ki vefat etmiş.. Tarif edemiyorum sanki bir yakınımmış gibi üzüldüm.. Allah ailesine sabır versin. Mekanı cennet olsun. Sen de ne güzel insansın anıp onurlandırdın hiç tanımadığın birini..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kızgınım ona..
      karşılıklı bir çay içmeden çekip gitti / gitmiş

      Sil
    2. Sen yine de iki bardak çay iç.. Biri ona biri sana olsun ruhu şad olsun...

      Sil
  2. Çok canım sıkıldı çooook... O kadar gençti ki... Biz kendi dertlerimizle, boktan ve boştan hayat gailelerimizle başa çıkamazken. O hayata, acılarına dimdik duruşu ile tokadı vurdu yüzümüze! Pıffff isyanım büyük... Kalemine sağlık. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bilemezsin cancan..
      "biz kendi dertlerimiz" diye ufalttığın şeylerin altında kim bilir ne dertler yatıyordur.
      bu yazı çok daha uzundu aslında.. altta belirttim ya notta
      öyle işte..

      Sil
  3. kimin titremedi ki içi,dışı:(

    YanıtlaSil
  4. malesef bende çok üzülenlerden biriyim her zaman yorumlarımla yanında olabildim ancak umut olsun istedim ama birşeyler de ilerlemişken olmuyor dönüşü ,çok zor işimiz allah tüm bu hastalara şifa versin ben yenengillerdenim rabbim tekrarlatmasın korusun bizleri.fisun çok pozitifti herşeyin en güzeline layıktı ama diğer dünyası için umuyorum ki rahattadır inş mevlam rahmet eyleye...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. seni anlayabiliyorum.. hakkaten bak, laf olsun diye değil
      diğer dünya?
      bilmem..

      Sil
  5. Kim kalmış ki, herkes gider. Ama sanki iyiler daha erken gider...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iyilerin erken gittiği çok doğru..
      altına imzamı atarım

      Sil
  6. Hic canli canli gormedigin, sesini duymadigin bir insan icin icim oyle yandiki... instagramdan daha once yazdiklarini okudum sonra. Okudukca dibe battin. Okudukca kendime kizdim hemde cok...
    Surati asik gezmelerimin, sebepsiz yere depresif takilmamin, migrenim tuttu diye karanlik odalara kapanisimin ne kadar zavallica oldugunu gorudum. Guzel olan seyi simdi yasamak gerek onu gordum yarinimizin garantisi yok. Bir yazisinda yeni aldigi kiyafetlerini ozene bozene giyip bakkala ekmek almaya gittigini yazmisti kirmizi rujlu kiz. Cunku bizler gibi yeni ve guzel olan kiyafetini giymeye deger bir ani beklemeye vakti yoktu. Oyle diyordu... okudukca daha neler neler diyordu...
    bana oyle cok sey ogrettiki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onu en iyi ben anlarm Sezen..
      yukarıdaki verdiğin kıyafet örneğinin de sebebini çok iyi anlayabiliyorum.
      küçük yazdığım yerde dedim ya, bir şeyler daha yazmıstım buraya ama sildim. yine itiraf edemedim..

      Sil