Bahar geliyor. Alabiliyor musunuz kokusunu..
(Bahar’ım burada ki Bahar sen değilsin aman he :) )
Neyse ne dedim , Bahar geliyor yavaş yavaş.. Dün (Pazar)
hava o kadar güzeldi ki , yalın ayakla gez çimleri o derece. Sahile attım
kendimi , güneş yüzüme yüzüme vuruyor yakıyor tenimi.. işte bunu seviyorum.
Kulağımda bir Orhan Gencebay şarkısı.. başka türlüsü ne münasebet..
Ve sonra insanlara saygı duymayı deniyorum. I ıh olmuyor.
Bir türlü saygı duyamıyorum. Bir tek avuç içine sevdiceğini alıp yürüyenlere
saygı duyuyorum alıp bu mavi deryaya getirdiği için. İki göz birbirine değince
üçüncüsüne önüne bakmak düşermiş , o yüzden önüme bakıyorum sap sapına. Hemen
arkada bir avm var , avmleri kullanmam demiyorum işe yarıyorlar ama söz konusu
sayıları olunca insan üzülüyor tabii.
AVM’leri kullanmamın en önemli sebebi masaj koltuğu.
Atıyorum bir lirayı başımı götümü yoğuruyor namussuz. Enterasan bi şekilde
bedenimi ele geçirdi bu koltuk.Aramızda çok gizli bir aşk bir elektriklenme
var. Sebebini çok merak ediyorum. Hatun olsam götümde hissettirdiği sertlik
hoşuma gidiyor diyeceğim ama o değil (laaaynn!)
Velhasıl , tam gidicem koltuğun oraya , ama nasıl
kemiklerimi resmen hazırlamışım tüm gözüm dalım daşağım her şeyim o koltuğa
kitlenmiş durumda. Birde ne göreyim!!
Koltuğa ulaşmama yirmi metre kala gitti teyzenin biri oturdu
ona. Bekle..beklee..beklee.bekleee!
Yok arkadaş , teyze orayı bellemiş bir kere. O değil bari
masaj yaptırsa boş oturuyor. Teyzelerle mücadele etmeyi metrobüse binerken
öğrenmiştim ama burada omuz omuza değiliz ki , ne yapsam ?
Haa açıklıyayım. Agaa bizim bu teyzeler boş metrobüs geldimi
sana bir omuz koyuyor , iflahın sikiliyor yarım metre köşeye kayıyorsun. Bu
durumu bizim orada spor salonunun çaycısı İrfan abiye söyledim.
“Dert etme olum sana iki haftalık bir çalışma uygularız ,
kondüsyon lazım kondüsyon.”
Meğer daha önce üç kişi daha başvurmuş aynı olay için. Yavv
bakma öyle harbiden şaka değil (:
İki hafta çalıştırdı beni İrfan abi spor salonu kapandıktan
sonra. Sırf beni çalıştırabilmek için kendisine pazardan eşofman üstü almış ,
ama sadece üst. “Yabancı değiliz olum şortla idare ederim siktir et” dedi.
Saygı duydum. Ağırlık kaldırttı bir hafta , hazırlıksız yaptığım için hepten
hamladım. Hiç binemez oldum metrobüse. Sonra bir iki alıştıktan sonra teyzelere
omuz vurmayı öğrenebildim. Bi koyuyo bana omuzu ama hazırlıklıyım tabi vurduğu
gibi geri tepiyor ve beklenen mutlu son; oturduuuummm! Koltuğa oturdummm!
Hee hiçbir şey karşılıksız değil tabi. Yetmişbeş kuruşluk
çayı 1 buçuk liradan kitledi bana iki hafta boyunca. Eee bu devirde hangi
iyilik karşılıksız ki. Sevginin bile karşılıksız olanı hiçbir değer
etmiyorken..
Ee ben ne diyodum unuttum. Hee. Aklıma bi muzurluk geldi ,
teyze koltukta kendinden geçmişken gittim bir lira attım ve çalışmaya başladı.
İlk başta anlayamadı ama sonra “semi allahudu limen hamide” diyip birden
kalktı. Kalktığı gibi oturdum. “Çin malı bunlar teyze , elektirik kaçırıyor”
dedim. “Aman iyi ettin söyledin yavrum” dedi. Şuan düşünüyorum da , insan bir
der; yavrum der madem elektrik kaçırıyor sen niye oturuyorsun..
Benim gözler kapandı. Sanırım şu hayatta bi bu koltuğu
seviyorum.. O bile karşılıksız değil , bir lira atmasan çalışmıyor namussuz.
Şimdiye kadar hiç para verip bir kadınla yatmadım yani bir fahişeyle. Para
karşılığı ile bir ete sahip olmak kadar salakca bir şey yok. İnsan kendi
ırkından birine para verip kadın vajinasını kiralıyor. Ne korkunç bir şey.
Ama seviyorum bir liralık bu kiralama işini. Seviyorum etime
işleyen bu sertliği.. Arkamdan ince tiz bir ses; “yavrum kalk hele bak sana
bişey olmadı , oturam ayağlarım şişti..”
…
Yine yeniden mimlenmişim , üstelik adım eşkalim bilinmekte
Göğsümde yani tam şuramda , kirli sakalıyla bir eşkıya
gezinmekteeee
Başım belada , adamın biri vurulmuş sokakta
Cebimde adresi bulunmusşş..
Başım Belada , senelerdir kuralsız yaşamışım
..
.
Gitti kafa yine :d
Blog dünyası çok enterasan ve bi o kadar nankör..
Bu nankörlük olayına girersek çok uzar bu yazı onu siktir
et. Ama okuyabildiğim kadarıyla öyle güzel yazarlar var ki denk geldiğim. Tabi
bunun tam tersi olanlar da var. Elimden geldiğince herkesi okumaya çalısıyorum
tabi bu makyaj kadın şeysi vs vs dışında. Yazı yazmak öyle kolay iş değildir.
Hele bir yazıyı başlayıp bitirmek ayrı bir meziyettir. Burada bu dünya içinde
belki de en çok diye sınıflandırırsak bunların en başlarında duracak olan biri
var. Kendisini hiç unutturmayan , devamlı halimi hatrımı soran ve yazılarıma
virgül olan Bahar. Bir bilseniz ne güzel sıralar kelimeleri yan yana. Zor
iştir. Hele ki kelimelerle başa çıkmak çok zor iştir. O yüzden kendisini
tanımaktan ve okumaktan gerçekten büyük keyif alıyorum. Niye mi Bahar’dan
bahsettim. Hakikaten niye bahsettim ?
Çünkü “Hatırlıyorum adın Bahar’dıı” :) . yok yok bu değil.
Bana güzel güzel sorular yönelttiği için. Pek sık aralıklarda yazı yazmıyorum
bloğa. Ruhum etime böğrüme böğrüme vurduğu zaman anlıyorum kelimelerimin içime
sığmadığını , sonra başlıyor düzenli olarak kelime istifram.. böüüü
Atmacaaa..
Kendisine Ruhsuz atmaca demiş ama halt etmiş. Ruhu bedenine
sıkışmayan birinden o kelimeler o şekil sırayla düzgün ve güzel bir o kadar
atik şekilde çıkmaz kardeşim , kimseyi kandıramasın :) .
Kendiside sağolsun hatırlamış ve sorular yöneltmiş. İki
değerli arkadaşımın da aklında kalabildiğim için kendilerine teşekkür ediyor ve
başlıyorum cevaplamaya ;
1.) Neden
‘blog adın?
Parçalanmış Gülüşler..
Blog tanıtım kısmımda da bahsettim az biraz.
Doğumdan itibaren içimize attığımız o hüzün ve acı
taşları aslında..
Hepimizin kırılmaz zannettiğimiz bir tebessüm duvarı
vardır. Oraya bir sürü taş atarız yaşadıkça / yaşlandıkca..
Kimimiz o duvara çakıl taşı atarız , kimimiz koca
koca kayalar.. Yıkılır bir süre sonra o duvar. Sonra başlar sahte ve siyah
tebessümler. Hayata ve insanlara inat konulur suratlara sahte gülümsemeler.
İnsan gülümsemesini yitirdiği an ölüm açıklamasını / otopsisini bizzat işler
ruhunun grileşmiş kağıdına..
Ölüm Sebebi : Doğmak..
2.)
Hayat felsefeni belirleyen söz nedir?
Belirlediğim bir hayat felsefem yok. Bir şeyi
düzenli hale getirdiğim zamanlarda hayatım hep alt üst olmuştur. O yüzden
kendim ile ilgili genelde hiçbir şey düşünmem. İnsan olduğumu unuttuğum her an
artı birdir benim için. Ama dersen ki sen bir söz ver tırnak içine alınmış , o
zaman şunu derim ; “Batakta ve yatakta eşin iyi olmadıkca eline mahkumsun..”
3.) Kendimle
ilgili üç doğru dört şey
-İnsanları izlemeyi severim.
-En sevdiğim mevsim Mart.
-Bıçaklandım
-Bıçakladım
4.) Hayattaki
ilk hatıralarınızı yazmaya çalışın. Bakalım neler bulacaksınız?
Hafızam epey kuvvetlidir. Bunda hiç sıkıntı çekmem lâkin
ben en somut hatırladığımı yazayım. Yoksa henüz anne – baba demeden Ferdi
Tayfur’un Bana Sor şarkısını söylediğimi bilirim. “Mana noorr yaylizlııkk”
Orta birde Hülya diye bir arkadaşım vardı.
Hatırlıyorum sarışındı. Güldüğü zaman gözleri kaybolurdu. Bir gün bir haber
geldi. Dediler ki sizin sınıfta ki Hülya denizde boğulup ölmüş. Üzülmüşümdür
sanırım hatırlamıyorum şuan içimde ki sızıyı. Evlerine gittik arkadaşla. Annesi
ağlayarak karşıladı bizi. Elimizden tuttu kimsenin olmadığı , yerde beyaz
örtüyle üzeri örtülmüş birinin yanına götürdü. “Bakın arkadaşınız burada” dedi.
Yanımda ki arkadaşım hemen kaçtı. Ben kaldım öylece baktım. Karnı şişmişti.
Gözlerinin bir tek gülünce kaybolduğunu gördüğümden bir an için öldüğünü
unutmuştum. Çünkü aynı güldüğü gibi kapatıyordu gözlerini. Hiçbir şey olmamış
gibi döndük mahalleye. Kimseye inandıramadım onun öldüğüne. Ablası var , oda
aynı Hülya gibi sarışın. Bizim buradan geçer hep. aklımdan geçer yattığı yeri
sormak ama hep çekinirim. Defterine sadece kırmızı kalemle yazardı yazılarını
Hülya. Birde benim yaptığım köpekli şakalara çok gülerdi. Korkuyordum sormaya..
yanına gittiğim zaman ya gülmesse ? ya güldüğü zaman gözleri kapanmazsa..
Ya görürsem gözlerini..
Nasıl karar veririm peki.
Heyy ! öldün mü yoksa gülüyor musun..
---
Masaj koltukları çok orjinal hakikaten yaa, rahatlatıcı bir özelliği var.
YanıtlaSilBlog adın kısmındaki kelimeler... Ayrıyeten uzun bir yazı konusu bence. Nefis kelimeler yine...
Kendinle ilgili şeylerde bıçaklandın, bıçakladın? Esrarengiz bir halin var hep :)
Ölüm çok garip bişey. Anlık. Bi varsın bi yoksun gerisi koca bi boşluk.
Ve evet habersizce mimlemişiz birbirimizi :) Ne güzel ikimizde cevaplamış olduk :)
Sırf onun için bile gitmişliğim çok oluyor avm'ye sen düşün :)
Silteşekkür ederim.
nerem esrarengiz yahu :) (eheh)
doğum ve ölüm. ah o yuvarlak ünlüleri barındıran kelime topluluğu.. vurdumu iyi vuruyor.
teşekkür ettim tekrar :)
Ah şu metrobüs teyzeleri :)
YanıtlaSilhayat felsefeni az biraz müstehcen bulmakla birlikte beğendim...
ama genel tarzın böyle sanırım, art niyet barındırmayan bir müstehcenlik var gibi gibi...
Kondüsyon şart (:
Sil"art niyet barındırmayan bir müstehcenlik" hahah karada depar atan balığa dönmüş bu :))
müstehcenliği tdk ya göre yorumlamak istiyorum en sade haliyle yoksa çok geniş :p
yirmibeş yaşındayım. bu yaşıma kadar sansür denilen yani önce sol memede başlayan sonra beyne en son ağza ve dile vuran şu kelime çuf çufuna hiç engel koymadım. belki ondan gibi gibi.. :)
teşekkür ederim yorumun için.
hoşgeldin :)
eskiden yer verecekler mi diye melül melül bakarlardı, şimdi devir değişti :) hepsi kendini geliştirmiş :) profesyonel yer kapıcı :))
YanıtlaSilkesinlikle öyle :)
Silartık devir değişti
tabi teyzelerde değişti :d
Çok şımarttın beni halim duman, dostum :))) Her teyzenin kendine göre taktiği var artık, önceden gelip başında beklerlerdi şimdi hepsi farklı varyasyondalar. :)
YanıtlaSilÖlüm sebebimiz yanlış zamanda doğmak esasen :) Felsefe çok iyi :) Oww direk acı içinde doğmuşsun. Kahrolsun zalım dünya. Çok teşekkür ederim, çok mutlu ettin beni :)))
eyvallah can ne demek :)
Sil"Acı içinde doğmuşsun" enterasan bir cümle. derin düşünürsek çok mantıklı.
doğumla birlikte başlar her acı.
benim kalbi güzel arkadaşımm, duygulandırdın beni,
YanıtlaSilçok teşekkür ediyorum, inan çok mutlu oldum:))
sen de benim bu blog alemindeki en değerlilerimdensin,
çok güzel şiirlerin var ve bir gün kitabını alacağım..
mimi yaptığın için teşekkür ederim, iyi ki varsın..
Senin bu yazılarında / kişiliğinde ki samimiyet zaten bana / bizlere en güzel hediye.
Silmutlu edebildiysem ne mutlu bana :)
sevgiler
şimdik ben başta epey güldüm hayat felsefene moron oda arkadaşımın mongol bakışlarını aldırmadan kahkaha attım ama küçücük çocuğun o sızısını içimde hissedincede ağlamaklı oldum be :(
YanıtlaSilmoron arkadaşlar tanımına iyi güldüm bende , odada ki duvarların üzerime üzerime serptikleri soğuk tınıyla :)
Silah bu yalnızlık..
http://www.youtube.com/watch?v=QzBlE2gn_g8
" Hayatın kendisi bu
Her şey varmış içinde
Yollar ayrılıyormuş.."
Kendinle ilgili üç doğru dört şeyden "insanları izlemeyi severim" doğrudur umarım. Çünkü ben de insanları izlemeyi severim.
YanıtlaSilAma onu söylersem , yanlış olanı bulma şansı biraz daha artar :p
SilElbette, doğru ya da yanlış olanı söylememeli.
SilBen onun doğru olmasını temenni ettiğimi belirtmiştim :)
zaten verdiğim cevapda da ucundan vermişim yanıtı. şşş kimse görmesin , bi sana dedim :)
SilAnlaştık ;)
SilMerhaba. :)
YanıtlaSilPazar günü Ankara'da da hava çok güzeldi. Bizim gidebilecek bir sahil kenarımız olmadığından çimlere bıraktık kendimizi. :)
Zaten şu hayatta bir metrobüse binmeye çalışan teyzelerden bir de meraklı komşu teyzelerden korkacaksın. ;)
Masaj koltuğu olayına çok güldüm. İyi yapmışsın teyzeyi koltuktan kaldırmakla. :)
Blog adının anlamı çok hoşuma gitti. :)
Arkadaşın Hülya'ya çok üzüldüm. O yaşta öyle bir olay ile karşılaşsaydım nasıl bir tepki verirdim bilemiyorum.
Senin teyzeler de iyiydi ya unutmadım halâ :))
SilBahar geliyor..
umarım yürek ve beyinlerimizde ki sararmış yaprakları da gelir bu bahar..
sevgiler
off çok kötüsün yazının başında o kadar güldürdün sonrasında hüzne boğdun beni diyecek söz bulamadım
YanıtlaSilat tepsin beni
Silyok tepmesin :D
SilTeyzeye uyguladığın taktik gerçekten başarılı, ben olsam bekler dururdum kalkacak diye:) Koltukla aranda bağ elektrikler kesilene kadar kesilmeyecektir eminim :)
YanıtlaSilTolga sende öyle bir kabiliyet ve öyle bir yazma tekniği var ki insanı gülerken ağlatabilen bir yazarsın. Tekdüze bir yazı değil yazdıkların, yazılarının içine hayatın her anından bir şeyler serpiştiriyorsun sonra onu bize sunuyorsun ki tadına doyulmuyor. Gerçekten başarılısın daha ne diyeyim tebrikler :)
Kalkmaaaz :) o ya gelinini yada torununu bekliyordu kesin.
SilHamiyet Akan , sana nasıl hitap edeceğimi hiç bilmiyorum. yedi dakikadır onu düşünüyorum ve fark ettim ki sana cevap verirken hiç adını kullanmamışım. kullansam bu kadar düşünmezdim. bak gene sildim :) . bu kadar uzun süre cevap veremememin nedeni belki de bu güzel yorumundan sonra suratımda oluşan değişik oniki tane mimiği kontrol etmem de olabilir :)
yürekler bir oldumu bize yapıştırılan bütün sıfatlar kalkar. o yüzden izninle "arkadaşım" diyeceğim. arada bir iki iyelik ekide gelebilir şimdiden hazırlıklı ol :)
Güzel yürekli arkadaşım.. belki de toplasan dört cümle ama defalarca okudum yorumunu. gözümü kapatıp ezbere söyleyene kadar okudum. böyle şeylere çok takmam aslında. yani ben yazarım ama , karşı taraf nasıl karşılar bilemem. sadece bir yüreği gülümsetmek yada ona dokunmak hoşuma gider. sen böyle güzel güzel yazıyorsun ya. ben çok mutlu oluyorum biliyor musun.
teşekkür ederim..
sevgiler
Bana ister arkadaşım de, ister Hamiyet de, ister hey sen de, kısaca o güzel yüreğinden nasıl geçiyorsa onu de çünkü her birimiz sonuçta insanız. Cümlelerimin seni bu denli mutlu etmesi beni daha fazla mutlu etti bunu bilesin. Sayfaları gezerken yorumlara içimden geleni, hissettiğimi yazarım ve gerçekten senin cümlelerini okurken hissettiklerim tarifi imkansız güzel. Bir bakıyorum uç noktalarda geziniyorsun, bir bakıyorum kelebek olmuş şiirlere konuyorsun, bir bakıyorum vahşi bir kaplan gibi saldırganlaşmışsın kelimeleri adeta parçalıyorsun. İşte ben bu karışık duygularla yazdığın her cümleyi seviyorum. Sakın sakına kelimelerden ayrı diyarlara kaçıp gitme çünkü onlar sana sen onlara pek güzel yakışıyorsunuz :)
SilBen teşekkür ederim. Benden de sevgiler ve mutlu hafta sonları sana :)
Teyzeye bayıldım yaa :D metrobüslerdeki yetenekleri gerçekten çok şaşırtıyor beni :D Bir de ayakta kaldıklarında çok hastaymış modunda bana yer ver dercesine gözünün içine bakmazlar mı :D
YanıtlaSilTırnak içindeki söze çok güldüm, ama doğru sanırım :)
Hatırladığın anı çocuk yaşta görülüp de unutulması imkansız bir şey.
Çok iyi yazıyorsun bu arada kitap okur gibi okuyorum :)
Hoşça kal :)
aa bu arada fotoğrafta altı çizili satırlar çok doğru söylüyor :) büyümekle ilgili içimden geçenler tam olarak onlar :)
YanıtlaSilDeğişik taktikler üzerinde de çalısıyorum elbet. omuz darbesi sadece içeriye giriş için :)
Silteşekkür ederim , beğenmene sevindim.
Emrah Serbes'in kitabından bir alıntı , bende çok severim.
Şu hayatın içine dalıp/ta onun girdabına, seline kapılmadan kıyıya ulaşabilen kaç kişi vardır ki!. dünyaya gelirken ağladığımız ve yaşarken aynı değneğin üzerinde sallandığımız ve birbirimize tutunarak hayatı yaşanır kılmaya çalıştığımız şu dünyada.. iyi ki cam kırıklarını sokağa atmadan onları öğütüp, yapıştıran ve baktığı camdan izlediklerini hikâyeleştirip, kâh duygusal, kâh mizansel bir dille bizlere anlatan 'parçalanmış gülüşler' var :)) gelir mi dersin iyi huylu tanrılar bizleri kurtarmaya.)
YanıtlaSilYahu ne güzel yorumluyorsunuz. okuyan gözlerinize , onu sindirip yazdıran yüreğinize sağlık.
SilBeklemeye devam.. O girdabın içerisinde bir rıhtımın ta en köşesinden el sallıyorum devamlı..
Belki birgün..
"belki birgün" lerden alıp çıkaracak iyi huylu tanrı bulup çıkarır bizi..
kucak dolusu sevgiler..
Oha! Her telim diken diken oldu! O nasıl bir cümle ya bu yazılarına üslübuna hey allahım be safransarı yaptın yapacağını gene...
YanıtlaSilAy içim acıdı benim ya bi garip oldum,çok etkilendim...
Miminiz başım üzerine,emriniz yerine getirilmiştir efendim, güzel güzel musmutlu kalın emi :)
"Göğsüm daralıyor , yüreğim kanıyor..
SilOlmasaydı sonumuz böyle.."
Seni burada görmek güzel :) emir mii , aşkolsun :)
gülümsemelerin daim olsun.
Sık takip ettiğimiz bloglarla ilgili bir mim var ve sen de mimlendiiin :) http://mutlulugundibi.blogspot.com.tr/2014/03/mim-mimi-mimi.html
YanıtlaSilDaha sık yaz da daha sık okuyalım değil mi ama (=
bakıyorum hemen :)
SilAy ben senin o 1 liralık masaj koltugunu seveyim emi te allam ya,ne adamsın be safranım..aranzda gerçekten degiişik bir elektrik akımı olmuş:))“Batakta ve yatakta eşin iyi olmadıkca eline mahkumsun..”bu sözü tuttum be safranım:))hülya arkadaşını okurken içim sızladı,söyleyecek söz yok...ay özlemişim sizleri...
YanıtlaSilÇok açıyorsun arayı bak kızıyorum :)
Silhoşgeldin.
ah o teyzeler
YanıtlaSilteyzeler teyzeler diye bir reklam vardı o aklıma geldi nedense :D neyse
ben de ömrü hayatımın büyük bir kısmını otobüslerde geçiren ve o teyzelerle fazlaca karşılaşmak zorunda olan biri olaraktan yazının o kısmına ayrı bir takıldım
:D
çok keyiflendim yine yazını okurken
sıkıldığım günden bir kaçamak yapıp geldim bloguna:)
ehehe neler çektiğimi(zi) anlıyorsundur o zaman :)
Silhoşgeldin :)
Hülya'dan hiç bahsetmeyeceğim. Eminim ki bu dünyadan daha güzel bir yerdedir şimdi..
YanıtlaSilHer ne kadar zaman zaman çekilmez olsalarda yaşlı teyzelere kötü davranma. Daha gencecik adamsın beş dakika ayakta dursan ölmezsin :)
En sevdiğin mevsim mart olamaz çünkü öyle bir mevsim yok. Ha diyelim ki ay demeye çalıştın onu da ben eylül diye biliyorum. Yanılıyor muyum acaba :))
yazmasan çatlarsın dimi :) bi dur , leblebi kadar beynimle bir kelime oyunu yapayım dedim onu da deşifre ettin :p neyse eskidi zaten :)
Silinsan gibi yer isteseler , yada ben otururken görürsem zaten yer veriyorum. benim dediğim o değil :) benim dediğim girişte yaşanılan omuz omuza mücadele :p
Hem cok duygulandim hem cok güldüm ve yeni yine yeniden seni neden takip ettigimi ve neden yazi yazdigimi hatirladim. Seviyorum lan seni :) Iyi ki varsin
YanıtlaSilAmaniinn :)
SilAhu'ma bak seeen. sende iyi ki varsın can.
öperim yanacıklarından :)