17 Mart 2018 Cumartesi

Bu Gemi Nereye Nereye Gider



“Sonra” dedi, araya dört cümlelik boşluk bırakarak.
Boşluğu benim doldurmam için mi, bir sonraki kuracağı cümlenin enkazına beni alıştırmak için mi bıraktı bilmiyordum. Tamamlama gereği istedim nedensizce. Nedensizliği bilirim. Nedensizliğin bıraktığı izler kadar bilirim. Bilim ama söyleyemem.
“Sonrası öyle işte” dedim. Ben o kadar boşluk bırakmadım ama. Göz göze değil de bir iletişim aracıyla ayrılan insanların yarattığı o soğuk kısa an kadardı işte. Devam ettim.
“Sonrası öyle işte, kurumuş bir yaprağa benziyor sonrası. Üzerine bastığını çıkardığı titrek sesten sonra anlıyorsun. Ah diyorsun içinden, kısa sürüyor ama çok kısa. Yoluna devam ediyorsun devam etmeme ihtimalini sol memenin oralarda bir yerde saklayarak. Belki diyorsun içinden, alıp saklamalıyım, hatta belki bir kitabın arasına bile sokabilirsin bıraktığın sayfa sana yaprakla birlikte bir şeyler hatırlatsın diye. Kapağı kapanan ve rafa tekrardan konulan kitap yalnızlığına dönersin işte o zaman.”
Bir şey söylemek isteyip de söyleyemeyenlerin takındığı ifadeyle baktı bana. Bir şey söylemek isteyip de söyleyememenin ne demek olduğunu bildiği halde baktı.
“Eeee” dedi. Kim bilir ne cümleleri yutup çıkarmıştı o sesli harf yığınını.
“Kurumuş bir yaprağı eline alıyorsan kırılacağını da bilmelisin” dedim.
İncecik kuru bir yaprağın bir avcı botuyla ezilip geçilirken çıkardığı sesi duydum birden. Nereden geldiğini biliyordum bu sesin.
“Hep.. hep” dedi, “seçiyorsun kelimeleri, nasıl beceriyorsun bunu”
İlk üç harflik kelime tekrarı canımı acıtmıştı.
“Rüzgâr” dedim, sonunu bildiğim bir romanı sonran başa yorumluyormuşum gibi.
“Kurumuş bir yaprağın tek dayanağı rüzgârdır.”
Durdu. Gülümsedi. Samimi bir gülümsemeydi bu. Titreyen dudağından da yardım alarak içine derince bir nefes çekip üfledi suratıma doğru.
Hoşça kal demeden de hoşça kalmam için yollanan müthiş bir veda mesajıydı bu. Payıma düşeni alıp yavaşça uzaklaştım.  

4 yorum:

  1. Dalından kopmamış olacak ki rüzgar titretmiş yüreğini.

    YanıtlaSil
  2. İhtimalleri değil de o kuru yaprağı sol memenin altına koy bi... nasıl tatlı tatlı kaşındırır, işte o zaman bıraktığın 'sayfayı' hatırlamanın bir değeri olur.eee tabi bir bedeli de olur; kurdeşen dökersin...

    YanıtlaSil