Merhaba, Ben Sadık..
Babam koymuş adımı, öyle dediler bana da babamı hiç
görmedim ben. Henüz iki yaşındayken bir trafik kazasında öldüğünü söylerler.
Normal insanlar gibi mezarını ziyaret etmek istedim bir süre, sonra öğrendim ki
babam öyle bir kaza geçirmiş ki, aracı bir denize uçmuş. Babam da denizin tam
ortasında kaybolmuş.
Babam adımı koyarken ne düşündü, niye Sadık dedi
bilmiyorum. Aslında hiçbirimiz bilmiyoruz, ebeveynlerimiz bizleri düşünmeden
bizlere sormadan bizlere isim yerleştiriyor. Biz de bu sorumluluğun altında
ömrümüzün sonuna kadar eziliyoruz. Sadık dedi babam bana, hayatım boyunca bir
şeylere Sadık olarak geçti ömrüm. Hiç düşünmedi eminim ki böyle olacağımı.
Gerçi düşünseydi Sadık değil de Savaş koyardı hayatla daha iyi savaşabilmem için.
Düşünseydi henüz ben iki yaşımdayken ölüp gitmezdi. Düşünseydi hayatım boyunca
tek sevdiğim şeyin, mavi deryanın içinde can verip; beni ona / onu bana düşman
yapmazdı…
Güzel bir evimiz var. Evimizin içinde, tam salonun
ortasında bir tane daha merdiven var bir üst kata çıkan. Böyle evi hep
filmlerde görürüm ama bir farkla; hep zenginlerin evinde görürdüm. Hiçbir film
de görmedim böyle içinde merdiven olan fakir evi.
Annemin adı Necmiye ama herkes ona Naz der. Oldukça güzel
ve çalışkandır annem, henüz otuzdokuz yaşında, ondördünde doğurmuş beni.
Kendimi bildim bileli çalışır. Emlakçılık yapar annem. İki ortaklar, ortağın
diğeri Ayşe abla. Tabii mahalle de uzun süre aynı muhitte olunca yardımcıları
da çok oluyor. Dört tane de yardımcısı var annemlerin. Arada gelir bizim evde
kalırlar. Ferdi ağabey var bir de, o çok zengin müşteriler ayarlar; evde gelip
pazarlık yaparlar. Kiraladığımız ev başı güzel para kalır. Bir seferinde öyle
bir şey….
-Ya Nazım abi, bu böyle olmayacak, ben kendi bildiğim
türden yazsam olmaz mı
+Sen bilirsin Sadık, baştan ılık ılık gir ki okuyucunun
içini yakmayasın diye böyle yaz dedim sana. Hayatımı yazsam roman olur dedin
geldin, roman yazmak böyledir. Mecbur bütün detaylara gireceksin ki okuyucunun
aklına yayılıp gideceksin. Peki senin giriş yazın nasıl olur, yaz bakayım
istediğin gibi; bir giriş yap.
-Ya aslında haklısın da ne bileyim ağabey bir kötü oldum.
Hakikaten o anları yaşıyormuşum gibi oluyorum böyle saniyesi saniyesine yazınca
da. Ben böyle girerdim ağabey;
Merhaba, Ben Sadık.
Babam koymuş adımı, öyle dediler. Bütün dünyaya Sadık
kalabilmem için mimlediği bu isimden sonra siktir olup gitmiş bu diyardan.
Arabanın bagajında iki ceset ve seksenbir kilo eroin ile birlikte polisten
kaçarken Şile yolunda denize uçmuş. İnsanın kanlısının deniz olması ne muhterem
bir şey değil mi? Sık sık ölmüyor namussuz. O’na ne kadar öfkelenirsem öfkeleneyim
bir türlü geberip gitmiyor. Benle öylesine taşak geçiyor ki, içine girip o’nu
boğmak istediğim her an dalgalarıyla beni tokatlıyor. Böyle çaresiz kaldığım
zamanlarda, hiç çaktırmadan değil, bizzat sikimi çıkartıp içine işiyorum, arada
boşalıyorum. Babamın sperminden kalan spermleri babamın katilinin rahmine
bırakıyorum.
Merhaba, Ben Sadık.
Hepinizin defalarca ettiği küfrün sahibiyim.
Annem Necmiye’nin pezevengi, yani bir orospu çocuğuyum.
Aklımın kesmeye başladığı zamandan beri yani sekiz yaşımdan sonra annemin
elinden tutup müşterisine ben götürdüm. Ben pazarlık yaptım. İnlemelerini,
etinden çıkan sesi, vajinasından çıkan döl dolu condomları hepsini zihnimde ben
yuttum, yutmak zorundaydım. Çünkü annem ne kadar çok yattıysa o kadar ekmek
yedim. Yirmi beş yaşında, her şeye sadık bir öz pezevengim.
Sadık ben, o çocuğum;
İçinizde ve dilinizde ki o çocuk…
devam edecek..
Son zamanlarda bloglarda, kurgusunu-gerçeğini merak etmeden(azıcık ettim) okuduğum en güzel hikaye... heyecanla ve panikle bekliyorum devamını...
YanıtlaSilSadık'ın babasıyla babam benziyor aslında ikisi de ölüme uçmuş (arada bir arabasıyla uçmuşluğu da var)..sadıkla ben de birbirimize benziyoruz aslında ikimizi de babamız bırakmış gitmiş, piç kalmışız. İşte ben mezara gidip işeyemiyorum, anksiyetem var korkuyorum Allah muhafaza :)
işin biyolojik kısmını geçersek hepimiz içimizde ki orospunun çocuğuyuz aslında. biz besleyip biz büyütüyoruz onu, biz yetiştiriyoruz..
Silkorkmaaa, sal gitsin:)
Heycanla bekliyorum devamını!!!
YanıtlaSilvayy kimleri görüyoruum
Silhoşgeldin tekrardan
yazacağım umarım :)
aa yorum yazmıştım uçtu mu?
YanıtlaSilduyduğu öfke kendisinden büyük birini okuyacağız sanırım
Silaynen öyle Havva, çok güzel tanımladın karakteri..
Silyok her şey yerli yerindeydi :)
Merakla okudum ...
YanıtlaSilözlemişim ben buraları geldim artık :)
ey mübarek, beş ayda bir bunu diyip yine gidiyorsun :))
Silyaaaa deme öyle demeeee :)
SilUpss..!
YanıtlaSilAcı ve tatlı karışmış...
Değişik bir tat olmuş..
tatsız bir durumdan ne kadar tat çıkarabiliriz acaba
Silgöreceğiz..
Denize öfke duyulmaz azizim baba katili de olsa. Hikaye çok hoş kurgulanmış kalemine sağlık.
YanıtlaSilBir de denizi öfkeliyken sev
Silbak bakayım tadından yeniyor mu..
Sen de öl Sadık. Hayat bu kadar götünü yırtmanı gerektirecek kadar güzel değil.
YanıtlaSilHa gitmeden sevabına anneni de öldür...
Baba ölümüyle başlayınca birden sevmiştim hikayeyi oysa ki.
Bazı babalar bu kadar kolay ölümü hak etmiyor aslında doğru söylüyorsun.
SilSadık ölmemeli..
Çünkü ölmek büyük saçmalık Sadık için. Onca şeye rağmen..
Yaşamdan çalanların çaldıklarıyla kurulmuş hem artık kalmış hem eksik hayatlar,ama olsun be ;en nihayetinde şimdilik ölümüne kadar hayattasın Sadık kardeş ...
YanıtlaSilSen Ağır Roman'dan girdin bende "her şey güzel olacak"tan örnek vereyim..
Sil"en azından hayattayız, bu da bir şey be abi.."
Biraz geç kaldım sanırım.
YanıtlaSilParçaları birleştirmeyi seviyorum tamam.
Ama daha uzun isterdim.
Doyumsuzluk mu dersin bilemem.
Merhaba, Ben Sadık.
Hepinizin defalarca ettiği küfrün sahibiyim.
Ama buraya bayıldım.
Söylemeden gitmem.
En azından iki defa okudum şu boktan günde.
Biraz da olsa uzaklaştırdı.
Desene devamı gelse; gün boyunca bu boktan işleri düşünmeyi bırakacağım.
Devamı geldiğinde; yorumun devamı gelecek..
[Çabuk olması Tercihen]
Yazmayı başladığımda noktayı koyacağım yeri biliyorum. Nasıl oluyor bilmiyorum ama kafamda yaşayıp bitirip yazıyorum. Bana göre bir eksiklik bu.
SilBelki o yüzden roman yazmaya cesaret edemiyorum..
devamı gelir, gelir elbet ama önce bir görmem lazım
Of be Sadık.
YanıtlaSil:(
Sadığın suçu ne
SilSadık olmak?..
Sildevamı gelsin, bekliyoruz. sizi izlemeye aldım. Ben de bloğuma beklerim.
YanıtlaSilhttp://www.meleklerinruyasi.com/
Hoşgeldiin,
Siluğrarım tabii ki
sadıktan çok sadakatsiz bir kahraman yaratılmış , o kadar sadakatsiz ki başladığı hiç bir hikayeyi sona erdirememiş , hep yarım kalmış sadık , ya da yarım bırakılmış...
YanıtlaSiloha..
Silsen bunları nereden biliyorsun
daha sadığı tam olarak yazmadım ben.
tebrik ederim hatta teşekkür de ederim
ne güzel yorumlamışsın.. yüreğine sağlık
:D devamını bekliyorum ama bana hissettirdikleri bu hikayenin başlangıcının , senin yüreğine sağlık asıl :D
SilNe güzel yazmışsınız. Elinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim,
Silhoşgeldin..
Bende uyduruk bir bahar perisiyim. Öyle masallardaki perilerden değil bu , daha yöresel. Memnun oldum sadık....
YanıtlaSilhahha yöresel peri, iyimiş bu :)
Silİki anlatım da haklı, nerden baktığına bağlı :)
YanıtlaSilbakış açısı :)
Sil