Blogdaşlarımm , benim kusursuz dinleyici ve yazar
arkadaşlarım..
Bu aralar sürekli neden been diye soruyorum kendi kendime .
Kimseye yaranmak gibi bir niyetim olmamasına rağmen hep öyle konuma düşünüyorum
ve artık sıkılıyoruummm . Beybifeys suratım şu yukarıda ki resim gibi oldu ,
yeter ulan sayıylamı veriyorlar sizi bana !
Yahu gusul musül kesmiyor beni , o kadar abdestli
dolaşıyorum yine başıma gelmeyen kalmıyor.
Yok hakikaten bu toplu taşımada benim başıma gelenler kimsenin başına gelmemiştir. Ne
fordculuğum kaldı , ne sapıklığım kaldı , ne entelliğim kaldı , ne piçliğim
kaldı ne efendiliğim kaldı ! bu tüm saydıklarımı bir hafta içinde söylediler
bana..
1- Fordcu
Tolga : Sabahın sekizinde metrobüse binmek demek tıkış tıkış binmek demek değil
mi ? götü başı oynaştırmayacaksın arkadaş ! Zaten o kadar sıkışık oluyor ki
içeride solumaya hiçbir canlıya yer kalmıyor. Sinek bile müsaade istiyor ,
ağabey bir müsaade et iki ilişeyim şuraya !
E hal böyleyken sen
çantandan kitap , telefon , ayna vs vs çıkarmak istersen hareket etmek zorunda
kalırsın değil mi ? Sıkmış apış aram kokan parfümünden önümde oraya buraya
teptiriyor poposunu , e bende erkeğim lan herkeste olandan bende de var değicek
tabi rahat dur ! ondan sonra neymiş ; Ayyhh biraz çekilirmisinizz..
Ohoooooo zaten sana değdirmemek için benim arkada neticeme
neler oldu neler hey gidi heyy dua etki sana sadece ben değdiriyorum ! Benim
popo Taciroğlu beyazpeynirine döndü yağlımı yağsızmı kontrol ediyorlar anasını satayım !
Fordu sadece kullanırken severim ; bknz : Ford Fokus !
2- Entel
Tolga : Toplu taşıma da ki olmazsa olmazım karikatür dergilerimdir. Genelde hep
ayakta yolculuk yaptığım için kitap almam , o gün öyle denk geldi hediye gelen
kitaba arada bir göz atarım diye aldım yanıma , şansıma boş yerde vardı Küçük
Çekmece’den Aksaray’a epey okurum diye düşündüm. Velhasıl , yanıma oturan orta
yaşlı bir ağabey ile aynı karikatürü paylaştık , daha doğrusu ben okuyordum oda
göz gezdiriyordu. Arada bira göbeği sallanıyordu gülmekten “ Hıhhıhhhıhhh”
neyse o ağabey indikten sonra hemen yanıma daha sonra dan öğretmen olduğunu
öğrendiğim bir abla oturdu 45-50 yaşlarında falan filan (teyze demeye
tırsıyorum bir ara dedim anandır teyze dediler :\ )
Elimde ki ‘’Aziz Nesin’’ kitabını
ve karikatürü görünce ses ayarımı dengesiz yoksa isteyerek mi yaptı bilmiyorum
ama aynı şöyle dedi “ Bak bak keşke herkes senin gibi entelektüel olsa , kitap
okusa gündemi takip etse..”
Laf ağızdan çıktıktan sonra bana
bir Entel havası çöktü , çok başka bakmaya başladım etrafa
Immm siz Türkler nasıl dersiniz ,
hee kuul kuul.
-Arada göz gezdiriyorum efendim
dedim , öyle hep yaptığım bir şey değil.
Hemen aldım cevabımı ; pekte
mütevaziyiz
-hee evet ondan da olabilirim.
Etrafımda ki bakışlar rahatsız
etmeye başladı beni , hemen kalktım bir bayana yer verdim .. ama lanet olsun o
yeni nesil baksırım apış arasına öyle girdi ki ulan tüm gözler de üzerimde bir
şey yapamıyorum.
Ver sloganı ; Entellerin donu
entel gibidir !
Yeni nesil baksırlara hayır !
3- Piç
Tolga : Geçen muhabbetini yapmıştım , bu feysbukta ki konuşulanlarla gerçek
hayatta konuşulanlar çok farklı , daha doğrusu konuşma şekli çok farklı.
Ya eciş bücüş konuşurlar , ya hiç
konuşamazlar , ya göz teması kuramazlar vs vs..
Birde şöyle bir olay var ,
sempatiklik her bireyde olması gereken bir olgudur bana göre. Lâkin onun
dozajını biraz aşarsan eğer sempatiklikten piçliğe anında terfi edersin.
Karşılıklı iki koltuğun arkaya
bakan tarafının sağında oturuyorum , cam kenarında.
Birden bir baktım etrafımı kızlar
sardı , telaşları olduğu belliydi bir üniversite mevzusu sardırdı gittiler.
Aralarından biri açık öğretim konusunu açınca benim kafamda dııınnngg diye çan
çaldı . uzun yol kızla bakış bakış nereye kadar , iki geyiğin dibine vururuz
zaman geçer diye düşündüm. Bi sözde harç kaldırımından daldım konuya , herkes
aynı dertten müzdarip.Konudan konuya atladık öyle , bloğumun adını verdim onlara
bakalım bu yazıyı okuyacaklar mı (Ceren
, Ceren , Ezgi) :)
-
Aaaa düz güncel yazılarmı yazıyorsun ?
-
Yok , genelde şiirlerimi paylaşırım
Biri atılıyor , kaldımı onlardan beee?
Diğeri vuhuuu
Öbürü ses yok.
Olay şiire , güzel söze gelince hemen ikili ilişkiler açıldı
tabi. Ben de en sıkıldığım şeyi paylaştım.
Ama hakikaten öyle değil mi ?
Romantik olursun , çok baydı derler
Komik olursun , ne kadar geyikcisin az ciddi ol derler
Arada iki kelam edersin , çok durgunsun derler
Öpersin , ben öyle kızlardan değilim der
Seversin , fazlasını ister
…….sin , hadi evlenelim der
Ciddi olduğunu anlaması için gider en sevdiklerinle
tanıştırırsın , boğuyorsun der
Eeee ne yapalım yahu ? nedir bu memnuniyetsizliğin sebebi !
Zaten duygusal boşlukları doldurmaktan usandım , yeter daaa
yeterrr !
Neyse , konuşma gayet akıcı devam ederken telefonum çaldı ,
arayan Teyzem di yine bilgisayarını yaptırmak için beni arıyodu , Cevizlibağda
olmama rağmen “Kadıköydeyim benimcanım” dedim. Ulan karşıya bi baktım kısa
saçlı Ceren bana piç dedi. Dediğini gördüğümü görünce ayaklandılar , kalktılar
hepsi iki durak sonra indiler.
Sanki onca muhabbet hiç edilmemiş gibi. Kendimi
telesekreterdeki otomatik konuşanlar gibi hissettim , öyle konuştum konuştum
dıııtt çıkış tuşuna basıp çıktılar.
Olmuyor ..Bir kez daha anladım ki kime ne yapsan
yaranılmıyor..
Bir altta ki yazıma olan güzel dilekleriniz / yorumlarınız
için çok teşekkürler , bazı arkadaşlar hep öyle duygusal tarafımı görmek
istiyorlar ama inanın çok çekilmez biri olurum öyle , bazen yalandanda olsa
gülmek gerek.
“ Ağzımla at tuttum , sütçü beygiri lan o dediler “